Sincan’ın Yunus Emre’si

06 Eylül 2017 Çarşamba

Du Fu, Çin şiirinin en büyük iki adından biri. Çin edebiyat tarihinde “li ve du” şiirin zirvesi olarak kabul ediliyor. “Li” “şiir perisi” Li Bai ve “du” da “şiir dehası” olarak adlandırılan Du Fu.
Du Fu 712 yılında doğmuş. Tarihte ilk kez, şiirde bireyi ve günlük hayatı işleyen şair olarak tanımlanıyor. Tang hanedanının çöküşe geçtiği yıllarda toplumun genel durumunu yansıtan şiirler yazmış. “Bir lokma bir hırka” tüm ülkeyi gezmiş. Halk soğuk ve açlıktan ölürken yönetici sınıfın lüks içinde yaşamasını eleştiren şiirleri ile dikkati çekmiş. Savaş karşıtı şiirler de yazmış. Yapılan katliamları açık sözlülükle eleştirmiş. Sadece bireyin günlük yaşamını ve toplumsal –siyasi gelişmeleri eleştirmesi ile değil Çin şiirinin geleceğini de belirleyen biçimsel olarak güçlü tekniği ile de önemseniyor. Sözcük ve imgelerinin benzersizliği ile günümüzde de okunan gerçek bir klasik niteliğinde.
Ülkesinin geleceğinden iyice ümitsizliğe kapılan Du Fu, Sincan’ın Chengdu şehrine göç etmiş ve orada sazdan küçük bir kulübede, zor şartlar altında yaşadığı dört yıl boyunca 240’tan fazla şiir yazmış. Yoksul ve çaresiz bir halde ölmüş. Ölümünden çok sonra değeri anlaşılmış, en büyük şair konumuna gelmiş.
Du Fu’nun sazdan küçük kulübesi hayranlarının ziyaret yeri haline gelince 10. yüzyılda şair Wei Zhuang tarafından yeniden yapılmış. 16. ve 18. yüzyıllarda da kulübe onarılmış. 1955’te Çin hükümeti tarafından “Ulusal miras yerleri” kapsamına alınmış. 1985’te “Du Fu Sazdan Kulübe Müzesi” olarak adlandırılmış.
Chengdu’nun merkezinde 200 dönümlük bir ormanın içinde yer alıyor. Du Fu’nun Sazdan Kulübesi’nin yanında ormanın içinde yer alan aynı dönemin mimarisine uygun olarak inşa edilmiş binalarda Du Fu’nun yaşamı ve eserleri anlatılıyor, hakkında yazılmış kitaplar ve dünya dillerinde yayımlanan kitapları sergileniyor. Du Fu’nun şiirlerinden sahnelerin tasvir edildiği “Büyük Şairler Salonu” adlı toplantılar için yapılmış bir bina da var. Müzeyi her yıl üç milyon kişi ziyaret ediyor.
Du Fu’nun küçük bir kulübede bahçesinde sebze yetiştirip bir lokma bir hırka büyük bir yoksulluk içinde şiirler yazarak geçirdiği yaşam bana Yunus Emre’yi anımsattı. Sincan’ın Yunus Emre’si diye düşündüm.
Çinli şair Jidi Majia’nın şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş, Türkçede de kitabı “Gök ve Yer Arasında” (2015, çev. Ataol Behramoğlu, Tekin Yay.) yayımlanmış. Jidi Majia aynı zamanda önemli bir kültür adamı. Jidi Majia’nın yönetiminde ilk kez “Du Fu Sazdan Kulübe Uluslararası Şiir Günü” 28 Ağustos’ta yapıldı. Çin’den ve 13 ülkeden toplam 40 şairin katıldığı globalleşen dünyada şiirin durumunu ele alan bir de sempozyum gerçekleştirildi.
29 – 30 Ağustos tarihlerinde de Sincan’ın Luzhou şehrinde yine Jidi Majia’nın yönetiminde ilk kez gerçekleştirilen “Uluslararası Şiir ve Likör Festivali”ne katıldık. Luzhou, Tuo ve Yangtze nehirlerinin birleştiği noktada yer alıyor ve resmen “Likör Şehri” olarak adlandırılmış. Yeşilin her tonunun görüldüğü bu bölgede her çeşit meyve ve sebze yetişiyor. Tarihi milattan önce 11. yüzyıla uzanan şehirde o zamanlardan beri şarap ve likör üretimi yapılıyor. “Uluslararası Şiir ve Likör Festivali”nin ana sponsoru en eski ve en büyük üretici Luzhou Laojiao. 1573’te seri üretime geçmiş. Kullandığı geleneksel teknikler ve organik tarıma verdiği önem nedeniyle 2013’te korunması gereken ulusal varlık ilan edilmiş.
Luzhou’da şiir okumalarının yanı sıra bir de “Şiir ve Likör Kültürü” başlıklı bir sempozyum gerçekleştirildi. Likörün Çin şiir kültürü içinde nasıl yer aldığı ve ne denli büyük önemi olduğu hakkında bildiriler sunuldu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları