Selçuk Erez

On yıl sonraki manzaralar

07 Eylül 2017 Perşembe

Meclisin yeni yasama yılına başlaması nedeniyle bir tören yapıldı. Ardından genel kurul, meclis başkanı Mwami Musandara Yuhi’nin başkanlığında toplandı.
Aslında Rwanda-Burundili olan Musandara Yuhi, on yıl önce Türkiye’ye gelmiş ve Brezilyalı futbolcu Mehmet Aurelio, Çinli pingpongcular Melek Hu, Zhang Xiaoyu, sonra Etiyopyalı Elvan Abeylegesse gibi Türk vatandaşlığına alınarak milli takımımızda forma giymiş, olimpiyatlarda bize güllede altın ve çekiç atmada gümüş madalya kazanmanın şerefini tattırmıştı.
Zamanla kendini çok sevdiren bu yakışıklı zenci, seçimlerde iktidar partisince aday gösterilmiş, sonuçta meclis başkanlığına kadar yükselmişti.
Yuhi, açılış konuşmasını, Türkçeyi Svahili aksanıyla konuşarak yaptı; vekiller -konuşmanın çoğunu anlamadıkları halde- dakikalarca alkışladılar.
Başkan, meclis dağıldığında etrafını alan basın mensuplarıyla çevirmen aracılığıyla görüştü:
- Spora devam edecek misiniz?
- Hem de nasıl? Tokyo olimpiyatlarında iddialıyım. Ninahitaji Mercedes hutta?
- Şimdi ne dedi?
- “Bana eski başkanlar gibi tuvaletli, buzdolaplı Mercedes verilmeyecek mi” diye soruyor.
Biraz sonra başkanın yanına bu yıl meclise giren Özgürlükler Partisi’nin vekilleri geldi. Suriye’deki savaş sırasında sığınmış ve vatandaş yapılmış beş milyon göçmenin kurdukları bu partinin mecliste 12 vekili var.
Swahili, Arapçayı andırdığından Rwandalı başkan Araplarla çevirmensiz görüşebiliyordu:
- Al Hizbi Walhuriyat? (Özgürlükler Partisi mi?)
- Ayva! (Evet)
Partinin başkanı ve Hatay milletvekili Halid Arsuzi ile Mersin milletvekili Haşim al Ghanim, meclis başkanını kutladıktan sonra yakında mecliste isteyenin Arapça yemin edebilmesi için girişimde bulunacaklarını söylediler, destek istediler. Yanıtladı:
- Şartım var: Ben de zencilere Arap denmesini yasaklayan bir yasa tasarısı hazırlıyorum; siz de onu desteklemelisiniz! Geçen gün yağmur yağdığında kızlarımdan biri evden dışarı bakıyormuş, “Yağmur yağıyor/ Seller akıyor/ Arap kızı camdan bakıyor!” demişler. O da “Ben Arap değilim!” deyince gülmüşler. Kız çok üzüldüydü.
Suriyeliler bu sözlere alındılar:
- Arap denilmek kötü bir şey mi? Neden yasaklansın? Sadece “Yağmur yağıyor” tekerlemesini yasaklatalım!
O sırada yanlarına gelen Türkiyeli bir vekil yaptığı açıklamayla durumu kurtarmaya çalıştı:
- Bu, yıllarca önce kentleri betonla, yüksek binalarla doldurup yeşil alan bırakmayan bir iktidarın başbakanının yağmur yağıp sokaklar nehre döndüğünde perişan olan yurttaşlarına sevecen bir ifadeyle söylediği bir tekerlemedir; kendisini vatandaşı için feda eden ve karşılığında hiçbir şey beklemeyen iktidarları anımsatır. Ondan, gelin kızmayın.
Türkiye kökenli vekil uzaklaşırken Rwandalı başkanla Suriyeliler alçak sesle söyleştiler:
- Budala yedik sanıyor!
- Yemedik ama şimdilik idare et.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böcek yeriz o zaman! 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları