Kutsal Türk ailesi (mi?)

10 Eylül 2017 Pazar

Yıllar önce asistanım sancılı bir boşanma süreci geçiriyordu. Benden bir şey rica etti. Eşi, tek çocuklarının kendinden olmadığından kuşkulanıyor ve DNA testi istiyordu. Ancak bu iş için müracaat edenler o kadar çoktu ki, Adli Tıp’tan bir türlü gün alamıyordu. Araya benim girmemi istedi. Kabul ettim ama başaramadım. Müracaat sayısı o kadar çoktu ki, yapacak bir şey yoktu.
Ben de şaşırmıştım, o günden beri de, çocuklarının kendinden olmadığından şüphe edenlerin çokluğu karşısında Türk kutsal ailesinin nasıl kutsal olduğunu deşmeye başladım mesleğim icabı, Türkiye’nin hemen her yerine gittiğim ve her meslekten, her sınıftan insanla ilişki kurmaya çalıştığım için bu kutsal ailenin hiç de kutsal olmadığına bizzat tanık oldum. Abilerinden, babalarından, amcalarından gebe kalmış küçücük kızların ailecek nasıl hemen kürtaj yaptırılıp bu meselenin üstünün örtüldüğünü duydum, tanık oldum.
İlk cinsel ilişkisini babasıyla yaşayan bir başka kolej mezunu kızın, kendini nasıl alkolle uyuşturmaya çalıştığını gördüm. Anne baba hâlâ bir aradaydı. Paraları olduğu için kıza bir ev verilmişti ve içki parası ödeniyordu.
Annelerin kızlarına, “Ağabeyin evlenene kadar bu işe razı ol. Çünkü o erkek, ihtiyaçları var” diyerek kızlarını ensest bir ilişkiye nasıl razı etmeye çalıştıklarını biliyorum. Gecekondularda, küçücük bir odada kız kardeşler, erkek kardeşlerin bir arada yattığını ve her türlü cinsel uyanışın, o küçücük odalarda gerçekleştiğine de tanığım. Annelerin 12 yaşındaki erkek çocuğunu yataklarına aldıklarını, banyo yaptırdıklarını biliyorum. Üstelik bu tuhaf durum çok yaygın. Hepiniz duymuşsunuzdur, kızıyla ilişkiye giren bir baba, nasılsa yakalanmış, hâkim karşısında şöyle demişti: “Ne yani hâkim bey, bahçemin en iyi meyvesini başkasına mı bırakacaktım?” Bir tabu olan Türk kutsal ailesini ve ilişkilerini araştırma konusu yapan bir gruptan, genç bir kadın psikoloğun da “bu kadar acıya dayanamıyorum” diyerek intihar ettiğini de biliyorum.
Türküm, doğruyum, çalışkanım gibi Türk kutsal ailesi de mercek altına alınmak zorunda. Çünkü ne çok doğruyuz, ne çok çalışkan ne de çok erdemli. Bir ülkede din işleriyle nasıl ilgilendikleri belli olmayan ve bizim vergilerimizle üç bakanlığın parasından daha fazla para harcayan Diyanet gibi bir kurumun web sitesinde, “babalarının kızlarına karşı duydukları şehvet normaldir” diye fetvalar varsa, o ülkede ensest tahmin edemediğimiz kadar yoğundur. Neden bu olumsuzluğu belirtmek tepki çekiyor, belki de aynaya bakmak Türk insanına uygun bir şey değil. Çünkü aynanın içinde burada yazılmayacak, insanın kanını donduran hikâyeler var.
Kimseler bu dünyanın her yerinde var demesin, var ama bunu yapanların yanına kâr kalmıyor. Mağdurlar, korkmadan başlarına geleni ehil psikologlara anlatıyorlar ve eylemi gerçekleştirenin cezası çok ağır. Ayrıca peşleri bırakılmıyor, ensest suçundan cezaevinde yatmış, cezasını tamamlayıp çıkmış kişiler resmi kurumlarca takip ediliyorlar. Ev tuttukları mahallede, mahalle halkı onlara karşı uyarılıyor. Yani bir çeşit damgalanıyorlar. Biz de durum tamamen farklı, adamın kızıyla ensest ilişki yaşadığını tüm mahalle biliyor ama adam elini kolunu sallayarak mahalle kahvesine geliyor ve çoğu da cuma namazını kaçırmayan sakinlerle okey oynuyor.
Şimdi diyebilirsiniz ki, bazı ahlaksız insanlar bunları yapıyor, bunu bütün bir topluma mal etmemek gerekir. İşte orada biraz duralım. Bunları konuşmadıkça en çok çocukların ruhları örseleniyor. Bir kentimiz var adını kimse vermek istemiyor, orada ensest adeta doğal bir olay kabul edilmiş. Ne var ki ama aynı zamanda o kentimiz kadın intiharlarında başı çekiyor. Üstelik intihar etmiş kızların neden zehir kullandıkları ayrı bir soru.
Demem odur ki, bir sorunu yok saymak, o sorunu ortadan kaldırmıyor. Şimdi sırada ensest suçunun doğru dürüst tanımlanması ve katı cezaların gelmesi için mücadele etmek gerekiyor. Bunun için tüm annelerin, babaların eyleme geçmesi gerek. Çocuk sevmek Instagrama her dakika çocuğunuzun resmini koymakla olmuyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Alay ettiler... 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları