Emoji duygular...

17 Eylül 2017 Pazar

Emoji filminin ilk yarısı bitmiş, fuayede oturuyoruz.
“Peki, bu ne canım?”
“Bu kalpli öpücük babaanne.”
“Yani senin internette arkadaşın var ve ona kalpli bir öpücük mü gönderiyorsun?”
Babaannenin gözleri açılıyor soruyu sorarken ama soruyu duygusuz bir ses tonuyla, sanki basit bir şey sorarmış gibi soruyor. Kız 9-10 yaşlarında. Hınzır bir bakışı var. “Evet babaanneciğim, Elif’e gönderiyorum sonra Meltem’e gönderiyorum.”
Babaanne biraz rahatlıyor. Yine de onun için emojileri anlamak kolay değil. Torunundan anlamlarını öğrenmeye çalışıyor.

Sanırım babaanneyi rahatsız eden sadece duyguların böylesine ilginç şekillerle ifade edilmesi değil. Aşırı buluyor olmalı kalpli öpücükleri. Torunu konuştukça, “hmm...” deyip başını yana eğiyor.“Neden başınızı öne eğdiniz” diyorum içimden. Öyle ya, “Bir Bahar Akşamı Rastladım Size” şarkısıyla büyümüş bir kuşağın duyarlılıkları farklı. Onlarda pek çok kez tanık olduğum farklı bir zarafet var. Hele söz konusu olan aşk ve sevgiyse... Öyle gözünden yaş gelerek kahkaha atmalar, kocaman kalp işaretleri ve “mucuk”lar o kuşağa biraz kaba geliyor olmalı...
Az ötede kırklı yaşlarda iki genç kadın oturuyor. İyi eğitimli anneler. Facebook ve Twitter hesapları var. Emojileri biliyor, sınırlı da olsa kullanıyorlar. “Sende ben imkânsızlığı seviyorum, fakat asla ümitsizliği değil” kuşağı için de kendini emojilerle ifade etmek çok kolay olmasa gerek.
11-12 yaşlarındaki oğulları film üzerine konuşurlarken, anneler onları gururla dinliyorlar: “Ne kadar zeki bizim çocuklarımız” dercesine bakıyorlar çocuklarına.
Filmde anlamadıkları şeyler var:
“Bulut ne? Dropbox’tan söz etti, o ne? Sonra ateşli bir duvar çıktı ya ekrana: Firewall. Ne işe yarıyor o? Jailbreak ne?”
Çocuklar her bir sözcüğü açıklıyorlar. Biri şöyle diyor annesine: “Anne sen iCloud kullanıyorsun. O da Dropbox gibi işte. Çok basit.” Yine de babaanne ve annelerin bu “yeni dünya”yı anlamak konusundaki çabaları dikkat çekici.

***

Anneler elbette ki çocuklarıyla gurur duymakta haklılar. Üstelik çocuklar sahiden de çok zeki. Fakat kodlama bilmiyorlar. Neden? Yaşıtları İngiltere, Finlandiya, Güney Kore veya Almanya’da devlet okullarında kodlama öğrenirken, kendi oyunlarının kodlarını yazabiliyorken, bizim çocuklarımız neden kodlama bilmiyor? Türkiye, okullarını hızla imam hatiplere dönüştürüyor, evrimi ders kitaplarından kaldırıyor. Çocuklarını geleceğe hazırlayacak adımları atamıyor. Kodlamaya hâlâ önem verilmiyor. Neden? Çünkü Türkiye’yi yönetenlerin zihin dünyası bugünün dünyasını kavrayamıyor. Evrensel değerleri de benimseyemiyorlar. Gelişmiş bir ekonomiye sahip olabilmenin, milli geliri artırmanın demokrasiyle, özgürlüklerle ilişkili olduğunu anlayamıyorlar. Bilim, teknoloji, felsefe ve sanata önem vermeden, ülkeyi dünyanın en büyük ekonomileri arasına sokamayacaklarının farkında değiller. Ortada bir uyumsuzluk var. Çağdışı kafalar, bırakın Türkiye’nin var olan sorunlarını çözmeyi, onları görmeyi bile başaramıyor. Bu yüzden Türkiye’de 180’i aşkın gazeteci hapiste, Wikipedia hâlâ yasak. Cumhuriyet yazar ve yöneticileri bu yüzden yargılanıyorlar. Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Ahmet Şık ve Emre İper savunmalarını yaptıkça, Türkiye’nin bu “uyumsuzlukları” gün yüzüne çıkıyor. Evrensel değerleri savunan Türkiye’nin bu aydınlık insanları da ne yazık ki hâlâ hapisteler.

***

Emoji filmini izledikten sonra aklımdan bu düşünceler geçerken yüz ifadem değişmiş olmalı ki, kızım şöyle diyor bir anda: “Baba, yüzün filmdeki üzgün surat emojisi gibi.”
Kızım için küçük bir gülümseme konduruyorum yüzüme. “Güleriz ağlanacak halimize” mi derler?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları