Seçimler Yapılabilecek mi?

24 Eylül 2017 Pazar

Karamsarlığa reddiye yazdım, bir dayak yemediğim kaldı. İyimser olmak için herhangi bir neden bulmak, küçücük bir umut ışığı yakalamak istiyor ama içeride dışarıda olup bitene bakıyor, çaresizliğin demeyelim ama yılgınlığın kör kuyusuna düşüyoruz. Gerçekten de toplumsal desteği sarsıldıkça, itirazlar kendi kadroları içinde de boy gösterdikçe hızlanan, eğitimi, topyekûn hayatı olabildiğince şeriat esaslarına göre düzenlemekte acele eden iktidar partisinin yaydığı hava ürkütücüdür. Özellikle eğitim ve öğretimin giderek artan oranda dinselleştirilmesi yeni Diyanet İşleri Başkanı’nın laikliğe, sekülarizme açıkça savaş ilan etmesi rejimlerini kalıcılaştırma çabasının somut işaretleridir.

***

Karamsarlığın kaynağını oluşturan ama bilince çıkmayan sorunun, seçimlerin 2019’da yapılıp yapılmayacağı sorusu olduğu kanısındayım. Baskın erken seçimden söz edenlerin belki de bu olasılığı düşünmelerinde yarar var. Toplumsal desteklerinin zayıfladığını görenler iktidarlarını riske etmek yerine herhangi bir gerekçe ile seçimleri ertelemeyi düşünebilirler. Tarih bilgisi toplumsal desteğin öyle ya da böyle zor yoluyla ya da yaratılmış sahte umutlarla yükseltildiği koşullarda “mutlak iktidara” geçişin gerçekleştirildiğini anlatır. Ama aynı tarih bilgisi iktidardan düşme tehlikesinin arttığı, toplumsal desteğin azaldığı koşullarda da artık işe yaramayacağı anlaşılan yöntemlerin terk edilebildiğini gösteriyor.

***

İktidar partisi toplumsal desteği azalan her siyasi parti gibi artan iç sorunlarla karşı karşıyadır. Bu iç tartışmanın gizlenecek tarafı kalmadı. Tam tersine tartışmaları tasfiye ya da biata zorlama yöntemiyle aşmayı deneyen AKP içinde 2019 için öngörülen başkanlık sisteminin şimdiden yürürlüğe girmesinden rahatsız olanların sayısı hiç de az değildir. Bu durum ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın ülkeyi kimin yönettiği sorusunu gündeme getiriyor. Saray ve danışmanları artık gerçek iktidar odağıdır. Bakanlar ise orada alınan kararlardan kimi zaman ancak uygulama aşamasında haberdar olabilmekte, ne diyeceklerini şaşırmaktadırlar.

***

Çok mu önemlidir bu durum? Nesnel durumu bilmek her zaman önemlidir. Tehlikeli olan ise olası bir iktidar değişikliğini bu saptamaya bağlamaktır. Aynı şekilde uygulanan akıl almaz dış politikanın getirdiği yalnızlığın, artan dış baskının AKP iktidarını zor durumda bıraktığı bir gerçek. AKP’nin dış politikadaki tutumunun, Batı’nın, emperyalist merkezlerin aralarındaki anlaşmazlıkların yarattığı boşluktan yararlanma, böylesi bir boşluğun olanaklarını kullanma gibi bir tahlile dayandığı da söylenebilir. İster böyle bir tahlile dayansın ister olayların peşinden sürüklenmenin sonucu olsun, bu durum da bir iktidar değişikliğine yol açmaz. AKP yalnızca toplumsal muhalefetin güçlenmesiyle, seçimlerde yenilgiye uğratılarak iktidardan uzaklaştırılabilir.

***

Öyleyse seçimler önemlidir. Seçimlerin yapılabilmesi ise muhalefet güçlerinin çabasına, örgütlülüğüne bağlıdır. Bunun, AKP’nin hızlanan adımlarına her alanda, hiç küçümsemeden karşı koyacak toplumsal itirazı sağlamakla yakından ilgisi var. İtiraz noktalarının başında laikliğe saldırı, eğitimin dinselleştirilmesi geliyor. Önem taşıyan bir başka temel nokta ise medyanın özgürleştirilmesinin, her koşulda ayakta kalabilmesinin yollarının aranması, tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasının sağlanmasıdır.
Gazetelerin ve gazetecilerin özgürlüğünün simgesi olan Cumhuriyet davasının, yazar ve yöneticilerinin serbest kalması için savaşmanın derinleşen anlamı da budur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları