Bilim dünyayı değiştiriyor, siyaseti de belirleyecek

25 Eylül 2017 Pazartesi

“Akademik yaşamın temeli olan, ‘dünyayı değiştirebileceğimize olan umut’a adanmıştır”, güzel sözü üzerine düşünceler...
Geçen cuma günü Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin ders yılı açılış törenini izledim. Tıp Fakültesi henüz beş yaşında, öğrencileri 4. sınıfta. Kurucu Dekanı Türker Kılıç, beyin cerrahı... Araştırmacı bilim insanı ve üniversite kavramını içselleştirmiş bir akademisyen. Kaybettiğimiz ünlü beyin cerrahımız Yücel Kanpolat yol göstericiliğini yapmıştı.
Prof. Kılıç, niteliği yüksek bir tıp fakültesi hedefiyle hareket etti. Öğretim üyesi seçimi, öğrenci yetiştirme, ders programında ve tıp fakültesine küresel boyut kazandırmada.
Açılış programı öğrenci odaklıydı ve önemli tıp merkezlerinde çalışmalar yapan öğrencilerin izlenimlerini dinledik. Bu öğrencilerden bazılarının önemli araştırma makalelerinde adı var; aralarında, bilim insanları için başarı ölçeği olan h-5 sayısına ulaşmış olanlar da. Bilimsel makalelerde imzası olan 30 kadar öğrencileri olmuş. Onlardan Melih Atalan’ı, İrem Türkmen’i, Deniz Kılıç’ı vb. dinledim. Yolları açık olsun!
Amaç, dünyayı koklayan, öğrenen iyi hekimler ve bilim insanları yetiştirmek.
 
Bilgi: 20 yılda üçte biri eskiyor
Rektör Şenay Yalçın, üniversitenin kurucu ilkelerine, Atatürk’ün dünyaya açık bakışına göre, insanlarla ve dünyayla iletişime açık nitelikle öğrenciler yetiştirmehedefini vurguladı. Üniversite’nin Vakıf Kurucu Başkanı Enver Yücel, istenirse ve ortamını yarattığınızda her şeyin yapılabileceğini vurguladı. Özellikle geleceğin tıp dünyasıyla sağlık sektörünün gelişmesini yakından izlemek gerektiğini, tıp alanında büyük veri depolamalarını kullanan yapay zekâların teşhis koymada vb. doktorlarla yarışacağını belirtti. Google gibi büyük teknoloji şirketleri sağlığa el attı, tıp ile mühendislik birleşti, dedi.
Bu yıl yeni öğrenciler Erzen ve Ortuğ sınıflarında derse başlayacaklar. Canan Erzen ve Gürsel Ortuğ da öğrencilere ilk derslerini verdi. Erzen, bilginin artış hızına ve öğrencilerin işinin zor olduğuna dikkat çekti. Bugün nano teknoloji alanında üretilen bilgi 18 ayda bir ikiye katlanıyor. 2020’de tıp bilgileri ise 2.5 yılda bir ikiye katlanacak. Ve en ilginci, 20 yıl içinde üretilen tıp bilgileri eskiyor, yanlışlığı gösteriliyor ve sadece üçte biri güvenilir bilgi olarak kalıyor.
Erzen, doğru bilginin, doğru araştırma yöntemleriyle üretilmiş ve kanıtlanmış bilgi olduğunu anımsattı.
 
Yarının Hukuku nedir?
Türker Kılıç, bilimin engin ufku üzerine açılış konferansını verdi. Bilim dünyayı değiştiriyor. Kılıç, geçen açılışta da ses getiren bir konuşma yapmıştı, bu nedenle merakla bekliyordum. Konuşma başlığı “Geleceğin Hukuku” üzerineydi.
Bildiğimiz ceza hukuku vb. değil şüphesiz! Geleceğin canlı yaşam hukuku! Ve modern bilimin buna bakışı! Bilimin, yaşamın anlamını belirleyici özelliğini öne çıkardı, son araştırmalardan örnekler verdi. Tekilin değil çoğulun önemini vurguladı. Bir ağaç yaprağını tanımlamak iyi, ancak yaprak dallarıyla, dallar ağacıyla, ağaç da ormanla birlikte varoluyor.
Ben”, ancak başkalarıyla var olabilir, içinde bulunduğu ağ ile tarif edilebilir. Zihin, ortamın kendisini geliştirmesiyle vardır. Her şey bir “bütünsellik” ile ilişkilidir. Bir uzaylı dünyaya baktığında insan türünü tek bir organizma olarak algılar. Tek bir karıncadan ziyade, karınca kolonisinin varlığı önemlidir. Bu bir organizma, ayrıca bir ormanla birlikte varoluş hukuku yaratır.
Araştırmacılar için de ayrı bir hukuk vardır. Bir ameliyathanede her şey kurallı ve belirleyici hukuka tabidir. Ameliyathane bir bütünselliktir.
Canlılığı oluşturan, bağlantısallığın kendisidir. Beyin 100 milyar nörondan oluşuyor. Bu şimdi bilgisayarda simüle ediliyor. Yaşam bir kodlamalar ürünüdür. Beyin böyle bir kod sisteminin ürünüdür. Bilinç, enformasyon gerektiren bir süreç, maddenin bir biçimi, fiziksel bir niteliktir. Yaşam iç içe geçmelerle oluşuyor ve yeni paradigmalarla ilerliyor...
 
Medya özgürlüğü şart
Bunlar eksik anlatımlar tabii... Türker Hoca’yla tüm bunları HBT’de konuşacağız.
Özgür beyinlerle birlikte toplum ilerler ve beyin gelişir. Bilim için bu kaçınılmaz bir olgudur.
Gazetecilik de toplumun akıl sağlığı ve gelişimi için vazgeçilmezdir. Hem bilime özgürlük hem medyaya... Her ikisi olmadan toplam var olamaz ve güdük kalır, çürür. Türkiye gelecekle var olabilir.
Bu nedenle de bugün Cumhuriyet çalışanlarını özgür bırakacak adalet bekleyişi içinde olacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları