Kim Hasım, Kim Hısım? / 1

06 Eylül 2008 Cumartesi

Dünya pazarının paylaşımı, bloklar arasındaki yeni denge ve krizler ekonomik gücü şekillendirdi.

İbre Batıdan Doğuya kayıyor

Kafkasya krizi, dünyada ABDnin tek kutuphaline geldiği biçimindeki efsanenin tuzla buz olmasına vesile oldu. Artık dünyada çok kutupluluğa gidiş, ittifaklar içi kriz, yeni bölgesel güçlerin oluşumuna ilişkin önermeler revaçta. Bu arada bu oluşumların arka planında da, dünya ekonomik krizi ile ivme kazanan, ekonomik gücün yeniden şekillenişi var.

Son 20 yılda hızlanan global mal ve para dolaşımının ardından dünya pazarının yeniden paylaşımı, bloklar arasında yeni güç dengelerinin oluştuğuna, dünya ihraç pazarlarının paylaşımında ibrenin Batıdan Doğuya doğru kaydığına işaret ediyor.

Tek tek devletlerin omurgalarını oluşturan ülkelerin dev holdinglerinin global yarışı hızlandı ve ortaya çıkan yeni fotoğraf (çokuluslu şirketlerin ülkesel dağılımı) da Batıdan Doğuya bir güç, eksen kaymasının olduğunu gösteriyor...

Özellikle 1990 sonrası dünya ihraç pazarlarındaki genişleme olağanüstü boyutlara ulaştı.

Kısa adı WTO (DTÖ) olan Dünya Ticaret Örgütünün verilerine göre, küreselleşme rüzgârının hızlanması öncesinde, örneğin 1983te henüz 2 trilyon doları bulmayan dünya mal ticareti, 1993e gelindiğinde yüzde 100 artışla 3.7 trilyon dolara yaklaştı. Sonraki 10 yılda yani 1993ten 2003e kadar ise yine yüzde 100 artarak 73 trilyon doları aştı. 2003-2006 döneminin artışı ise olağanüstüydü ve yüzde 60 artışla dünya pazarı 11.8 trilyon dolara ulaştı.

Kapitalizmin büyümesinde rol oynayan etkenler 

Özellikle 1990 sonrasının dünya kapitalizminin bu enine ve boyuna, derinliğine büyümesinde birçok etken rol oynadı. Duvarın yıkılmasıve içe dönük Varşova Paktı blokunun (Eski SSCB ve Doğu Avrupa) dünya pazarlarına entegre olması bu etkenlerin en önemlilerinden biriyken, Asyada Çinin dünya kapitalizmine kendine özgü entegrasyonu, bunu diğer Asya ülkeleri ve Hindistanın izlemesi, her yıl yüzde 10ları bulan büyüme oranlarına ulaşması, mal ticaretine de olağanüstü bir ivme kazandırdı.

Tabii ki bunlara, bilim ve teknolojideki, bilgisayar-iletişim teknolojisindeki yeniliklerin, üretici güçlere sağladığı ivmeyi, liberalizmin neredeyse bir din gibi, tüm dünyada kabul görmesi ile hemen her şeyin metalaşıp, özelleşip piyasalaştığı iklimin etkilerini eklemek gerekir.

Neoliberalizm, tarımdaki geleneksel yapıları hızla yıkarken, kamusal olan her şeyi de özelleşme-piyasalaşma ile ticari alana çekti, metalaştırdı. Neoliberalizm ile kışkırtılan ve tüm dünyaya yayılan hızlı kentleşme, mülksüzleşme, işçileşme, ortaya muazzam boyutlarda üretim, mal ve sermaye dolaşımını da çıkardı.

K. Amerika, Avrupa ve Japonya pazar kaybetti

Dünya ihraç pazarlarının belli bloklar ya da ülke grupları arasındaki paylaşımı, özellikle 1990lı yıllardan sonra hissedilir bir değişime uğradı. Dünya üretimi ve ihracatında eksenin Batıdan Doğuya doğru kaydığı, Doğunun ihraç pazarlarındaki payını arttırdığı görülüyor.

Kuzey Amerika ve Avrupa, 1995-2005 döneminde ihraç pazarlarında kayba uğrayan ve gerilemeye geçen bölgeler oldular. Dünya Ticaret Örgütünün verilerine göre, ABDnin, Kanada ve Meksika ile birlikte yer aldığı Kuzey Amerikanın 1995te dünya ihraç pazarlarından aldığı yüzde 16.6lık pay, 2005te yüzde 14 dolayına düştü. Tek başına ABDnin payı son 10 yılda yüzde 12.5ten yüzde 9a kadar geriledi. Bölgede Kanadanın payı pek değişmezken Meksika daha ihracatçı hale geliyor.

Avrupa kıtasının, Avrupa Birliğine yeni katılımlarla iç pazarını derinleştirirken ve dünya mal dolaşımında yüzde 40ların üzerinde bir pay alırken, bu payının son 10 yılda birkaç puan gerilediği görüldü. Avrupanın 1995te yüzde 45.2 dolayında olan payı, 2005’te yüzde 41.7ye geriledi.

Avrupada, ücretlerin göreli yüksek olduğu Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve İspanyanın üretimlerini Doğu Avrupa, Balkanlar ve Türkiyeye kaydırmaları sonucu, Avrupa kıtasındaki bu ülkelerin ihracat paylarında artışlar yaşandı. Türkiyenin 1995te dünya pazarında yüzde 0.4 olan payı ABye ihracatın artması ile 2006da yüzde 0.7ye kadar çıktı.

Aynı şekilde Doğu Avrupa ülkeleri de pazar paylarını küçük de olsa arttırdılar. Ama bir bütün olarak Avrupanın, dünya ihraç pazarlarındaki payı gerileme eğiliminde.

Bir diğer dev Japonyanın da 1995te yüzde 6.8 olan pazar payı, 2005’te yüzde 5.7ye düştü.

‘Güney’de pazar arttı

Üç büyük blok, Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonyadaki bu nisbi pazar kayıplarına karşılık, dünyanın Güneydiye de adlandırılan diğer bölgelerinin ihraç pazarları payında belli artışlar yaşanmaya başladı. Asya, Orta doğu, BDT, Afrika, Güney ve Orta Amerika paylarını belli ölçülerde arttıran bölgeler oldular.

Asya son 10 yılda payını 3 puan arttırarak yüzde 30a taşırken ihraç pazarlarını Asyada en hızlı arttıranların başında Çin geliyor. Çin, 10 yıl önce dünya ihraç pazarında yüzde 3ün altında olan payını bugün yüzde 8e yaklaştırmış durumda. G.Korenin de pazar payı yüzde 3e yaklaşıyor. Hindistan, yine ihracatını hızla arttıran ve yüzde 1e yaklaştıran Asya ülkeleri arasında.

Bağımsız Devletler Topluluğu, eski SSCB düzeninden kapitalizme dönüşün sancılarını yaşadıktan sonra, sahip olduğu petrol ve doğalgaz kaynakları ile önemli bir ihraç gücü olma yolunda. 1995te dünya ihraç pazarlarından yüzde 2 dolayında pay alan bu bölge, özellikle Rusyanın atılımları ile payını yüzde 3.5a taşıyor.

Bir diğer petrol-doğalgaz bölgesi olan Ortadoğu da son 10 yılda ihracattaki payını arttırdı. Bölgenin payı yüzde 3e yakın iken 2005te yüzde 5in üstüne çıktı. S.Arabistan, BAEnin yanı sıra İran önemli petrol ihracatçıları. İranın, kendi kaynaklarından sattığı ham petrol ve doğalgazdan elde ettiği ihracat geliri, Türkiyenin sınai ürün satışına dayanan ihracat gelirine yaklaşıyor.

Dünya pazarından 2005te yüzde 3.5a yakın pay alan Güney ve Orta Amerikada ise Brezilyanın tırmanışı dikkat çekiyor. Kıtanın tamamının ihraç pazarlarındaki payı henüz yüzde 3.5i ancak bulmuşken Brezilya yüzde 1.2ye yakın payı ile Latin Amerikanın bölgesel gücü durumunda. Venezüella, petrol ihracatçısı olarak ihracatçı bir ülke profili çizerken Şili, bakır ihracatı ile pazardan daha çok pay almaya çalışıyor. Arjantin ise eski gücünden çok uzakta.

Dünya ihraç pazarından enerji ve hammadde üreticisi olarak yüzde 2.5a yakın pay alan Afrika kıtasında Cezayir, Libya, Nijerya petrol ihracatları ile pazarda yer edinmeye çalışırlarken G.Afrika da yükselen ülke olma çabasında.

 

500 büyük kıta değiştirdi

Bölgeler arasında eksen kayması ya da güç dağılımının değişimi, çokuluslu şirketlerin(ÇUŞ) ülkesel dağılımında da gözleniyor. Özellikle ABDde başgösteren ve tüm dünyada farklı ağırlıklarda hissedilen global kriz, dağılımın ülkesel boyutunu etkilemeye yetti ve sadece son 1 yılda Financial Timesın belirlediği 500 büyük devin ait oldukları ülke dağılımı ciddi bir değişim gösterdi. Türkiyeden, potansiyeli olmasına karşın Koç Grubunun bile giremediği dünyanın ilk 500 firması sıralamasında, global krizi en derinden yaşayan ABD önemli performans kaybına uğradı. 2007 Mart döneminde 500 firmanın 210u Kuzey Amerika menşeli iken 2008 Martında bu sayının 196ya düştüğü görüldü. Bu bölgede ABDli ÇUŞların (çokuluslu şirketler) sayısı 183’ten 168e indi ve ABD şirketleri ilk 5teki yerlerini koruyamadılar.

FT-500 içinde AB üyesi 8 ülkenin firma sayısı 2007 ilk çeyreğinde 134 iken 2008in ilk çeyreğinde 130a düştü. Son 1 yılda İngiltere, ilk 500e 4 firma daha az sokabildi.

Amerika ve Avrupadaki performans düşüşüne karşılık Asyalı ÇUŞ sayısı 55’ten 95e çıkarak patlama yaptı. Asyada, Japonya 10 firma kayba uğrarken Çin, ÇUŞ sayısını 12’den 38e çıkararak tüm dikkatleri üzerine topladı. Rusya da firma sayısını 8’den 13e çıkardı. Hindistanın ilk 500 içindeki firma sayısı 8’den 13e çıktı. Dünyanın en büyük 500 firma sıralamasında ilk 5, bir yılda değişti. ABD orijinli Exxon Mobil şirket değer olarak kayba uğramasına rağmen ilk sırayı korudu, ancak 1 yıl önce takip eden ABD şirketleri yerlerini Çin, Rusya ve Brezilya gibi yeni emperyal güçlerin firmalarına terk etti. 2007de sıralamada ilk 5e giren GE, Microsoft, Shell ve AT&Tnin yerini Asyadan Petro China, Gazprom, Petrobas Brazil ve China Mobile aldı.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları