Keskin Zekâ Meselesi

04 Ekim 2017 Çarşamba

İktidarı korumak gün gelir, değiştirmekten daha zor olur. Kendi düzenlerini kurmak için seçim gibi meşru vasıtalarla iktidarı ele geçirmeyi amaç edinenler de böyle zamanları anlatan mesellere fazlasıyla ilgi gösterir, orada burada vakit geçirip; “armut piş ağzıma düş” derler. Tarih böyle durumları anlatan hikâyelerle, zamanın âlimlerinin dersleri ile doludur. Bunlardan biri de hükümetler, hükümetlerin yükseliş ve çöküşleri konusunda sayfalar doldurmuş İbn Haldun’dur. Onun Mukaddime’si okumayı bilene gerçekten çok faydalıdır.

***

Son yıllarda AKP hükümetleri, birbiri ardına, kurulup kurulup değiştirildiler. Şimdi yine bir yaprak dökümü manzarasıyla karşı karşıyayız. Hem seçilmiş belediye başkanlarının, hem de atanmış yandaş bürokratların durumu gazete sayfalarından inmiyor. Neresinden baksanız sanki hazan mevsimidir. Her ne kadar kadim devlet “adabı” içinde kalıp, “kol kırılır yen içinde” düsturuna uymakta kusur etmeseler de milletin ağzı torba değil, büzülmüyor, hakikatler gizlenemiyor, istifaların gerçek sebebi ortaya çıkıveriyor. İstanbul şehremininin “istifası” da bu kapsamda epeyce gürültü kopardı. Önemli değil, arkası geliyor.

***

Herkesin merakını mucip olan ise hakkında dedikodular ayyuka çıkmış olan başşehir ve kimi diğer şehirlerin belediye başkanlarının durumudur. Ne olacak şimdi? Herkes bunu merak ediyor. Gazete sayfaları, internet siteleri, -ne meşum bir icat şu internet, hızına yetişmek adeta imkânsız, dedikoduyu ışık hızıyla ulaştırıyor, baş etmek ne mümkün- diyorlar ki; yıllardır keskin bir zekâ göstererek illerini idare eden bu başkanlar da gidesiymiş. Emir de büyük yerdenmiş ki itiraz kabil değilmiş.

***

Bu konu aslında şaka, latife kaldırmaz; Gerçekten bu yaprak dökümünün gerçek nedeni, geçmişe bir sünger çekerek iktidarı muhafaza ve müdafaa etmek gayretinden başka bir şey değildir. Lakin hafızayı beşer her ne kadar nisyan ile malul; halkın hafızası unutmakla yaralıysa da, her şey hızla tarih olmuş değildir. Neresinden baksanız 15-20 senelik bir durumdan söz ediyoruz. Ne eski ortaklıklar o kadar eskidi, ne de tasfiye ederek o ağır yükten kurtulmak mümkün. Bu partiyi yakından bilen bir eski yol arkadaşı, “ByLock’çuları hakkıyla ortaya çıkarsalar bu partinin yüzde 60’ı içeri girer” demedi mi?

***

Kimsenin içeri girmesini istemeyiz; içerisi fenadır, lakin gerçekler de ortaya çıksın elbette. Lafı uzatmayalım; başta adını andığımız âlim, keskin sirkeye benzer bürokratların, valilerin, belediye başkanlarının durumu üzerine de gerçekten âlimane laf etmiştir. Kıssalarından birinde Irak valisi Ziyad bin Ebi Süfyan’ın azlini anlatır. Halife Ömer görevden aldığı bu valiye “Ben seni aklının yüksek derecede olması ahaliye ağır yükler yüklemeye sebep olacağından sakınarak azlettim” diyesiymiş; İbni Haldun da buradan ders çıkararak; “İdare başında bulunanların bu derecede keskin zekâlı olmaları zulmün kaynağını teşkil eder, bundan dolayı da devletin düzeni bozulur” demiştir.

***

İşte bu nedenle keskin sirke küpüne zarar; zamanı gelir küpü değiştirmek, sızıntı varsa sıvamak, mümkünse safralardan kurtulmak isterler. Ama artık bu devir sona ermeli, halk da nihayet rahat bir nefes almalı diyenlerin “armut piş ağzıma düş” konformizminden sıyrılmaları gerekmez mi? Armut kendiliğinden düşmez; keskin zekâ düzeninin bir vakit “zulm ile abad” olmaya devam ettiği de tarihte yazılıdır.
Yine tarihte kalmasın; filozofların yorumlamakla yetindikleri, asıl olanın değiştirmek olduğu da bir yerlerde yazılı değil miydi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları