Çiğdem Toker

Saray bahçesinde bir konsept çiftlik projesi

08 Ekim 2017 Pazar

Sayıştay’ın 2016 yılı raporları çıktı. Cumhurbaşkanlığı denetim raporunu gazetemiz haberleştirdi.
Hatırlatma: 2016’da Cumhurbaşkanlığı’nda toplam 365 milyon 324 bin TL harcanmış.
Mühim detay: Önceki raporlara konulan “gizli hizmet gideri”, bu kez gizlendiği için, tutara örtülü ödenek dahil mi, değil mi bilmiyoruz.
Cumhurbaşkanlığı açıklama yaptı. Açıklamaya göre -Sayıştay belgeli- bu haber “algı operasyonu”ydu, “itibarda tasarruf olmaz”dı.
Yanı sıra denildi ki:
“Milletimiz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki tüm yatırım ve hizmetlerin, Türkiye’nin itibarına ve Cumhurbaşkanlığı makamının mehabetine uygun şekilde, aynı zamanda harcanan her kuruşta 80 milyonun hakkı olduğunun bilinciyle yürütüldüğü konusunda müsterih olsun.”

***

Vesile oldu. “Müsterih olma” faslından bir proje paylaşalım.
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisine inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın mimarı Şefik Birkiye’nin kurucusu olduğu “Vizzion-Architects” imzalı bir proje çalışması bu.
Adı: “T.C. Cumhurbaşkanlığı Çiftlik Yapıları” Haziran 2017 tarihli çalışma, “Sera-Kümes Yapıları Konsept Proje” başlığını taşıyor.
Her biri 575’er metrekarelik salatalık- biber ve domates bahçeleri ile 340 metrekarelik saksı bitkilerinin bulunduğu alanda, ihtimaldir ki organik seracılık yapılacak.
Cumhurbaşkanı ve Saray personelinin beslenmesi söz konusu olduğunda, maksimum tarımsal sağlık kurallarının gözetilmesi normal olmalı.
Atatürk’ün, bütün bir halkın kullanımına tahsis ettiği AOÇ faaliyetleri nostaljiye dönüşüp yerini “konsept çiftlik projesine” bırakırken “Çiftlik Yapıları” başlıklı alanda, bir de masallardaki gibi bir gölet göze çarpıyor. Domates, salatalık serası ile kümes projesi, tasarruf edilemeyecek itibara dahil midir?
Proje tamamlandığında -tam maliyeti artık halktan gizlenen- Saray’ın konsept çiftlik gider kalemlerini, 2017 Sayıştay raporunda görür müyüz?

37 milyar ek borçta büyük şüphe
Hazine, bu yılın yasal borçlanma limitlerini doldurdu. Hazine’yi yöneten AKP, şimdi Meclis’ten 37 milyar TL’lik daha yetki istiyor.
Normalde bu tutarın ek bütçe yasasıyla getirilmesi lazım.
Ama dar gelirliden daha yüksek tasarruf isteyen (itibarda tasarruf olmuyor ya) bu ek borçlanmayı torba kanuna sıkıştırmak daha pratik olmalı.
Geçen cuma torba yasa görüşmeleri Bütçe Komisyonu’nda başladı. Muhalefet vekilleri 37 milyar TL’nin nerede harcanacağını soruyor. Eski Maliye Bakanlarından Zekeriya Temizel, “40 yıllık Maliyeciyim böyle şey görmedim” diyor.
Temizel kuşkularını şöyle paylaşıyor:
“25 milyar lira bütçe açığı, 52 milyar lira borç. Niye? 25 milyar lirasını bunun için harcadıysak geri kalan nerede, nereye harcadık? Bankada tutmuyoruz galiba. (...) Kırk yıllık Maliyeciyim, kafamı elimin arasına alıp saatlerce düşünüyorum, ortaya çıkan seçeneklerin büyük bir kısmı tüylerimi diken diken ediyor, ‘Yok ya, olmaz’ diyorsunuz, olmaması gerekir. Burada açık açık tartışmak istemiyorum ama yani bütçe emanetlerinden başlayarak daha önceden belirli sözler üzerine yaptırılmış olan ve ülkeden henüz daha resmi olarak ödenmesi mümkün olmayan alacaklar mı yoksa daha önceden burada tartışa tartışa bir hal olduğumuz devletin muhtemel yükümlülüklerinden tahminlerin çok çok üstünde bir şeyler mi?”
Temizel’in kuşkusunu açalım:
Türkiye’nin tahmin edilebilir devlet yükümlülüklerinin ötesinde mi borcu var?
Birilerinin bizden ödenmesi resmi olarak mümkün olmayan alacakları mı var?

TVF’nin 3 milyar TL’sini hatırlayan var mı?
Türkiye Varlık Fonu (TVF) Başkanlığı’na, BIST Başkanı Himmet Karadağ vekâlet ediyor.
AA’ya açıklama yapan Karadağ, TVF’nin kuruluş döneminde “anlamsız eleştirilere maruz kaldığını” söylemiş. TVF’nin düşük maliyetli kaynak yaratacağını, KÖİ müteahhitleriyle görüştüğünü belirtmiş. “Uluslararası sistemden hak ettiğimiz finansmanı hak ettiğimiz maliyetle alamıyoruz” demiş. Ve sormuş: “Varlık Fonu olarak sahibi olduğumuz şirketlerden başlamak üzere uluslararası piyasalardan 5 yerine 3’e fon getireceksem veya fonlama maliyetini yüzde 20 ucuzlatacaksam neden böyle bir konsepti kullanmayayım?” Uzun açıklamaların arasında, şu soruların cevaplarını bulamadım:
- Başbakanlık, sekiz ay önce Stratejik Plan’ın yakında açıklanacağını duyurmuştu. Gecikmenin nedeni nedir?
- TVF bünyesindeki kamu şirketlerinin değerleme çalışmasını kim, kaç TL bedel karşılığında yapıyor?
- TVF’nin bağımsız denetimi ne durumda?
- Artık TVF kapsamındaki kuruluşların Sayıştay raporlarını göremiyoruz. TVF, Ziraat Bankası ve Halk Bankası ile nasıl bir ilişki içinde?
- Son torba kanun ile TVF, Hazine’den kaynak mı kullanacak?
- TVF, kurulduğundan bu yana ne kadar harcama yaptı? Yönetim kurulu başkan ve üyelerinin maaşları kaç TL? Akmerkez kirasını kim ödüyor?
- Son vergiler için bize “savunma harcamaları” gerekçe gösteriliyor. TVF, bir OHAL KHK’si le Savunma Sanayi Fonu’ndan aktarılan 3 milyar TL’yi nerelere harcadı?

Korkular insanlığımızı kaybettiriyor
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sadece ekonomi konuşulmadı.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu korkuların insanlığımızı kaybetmemize yol açtığını söyledi. İşlerine geri dönmek için 213 gündür açlık grevinde bulunan Nuriye Gülmen ile Semih Özakça’yı cezaevinde ziyaret ettiğini söyleyerek gözlemlerini paylaştı: Devlet olarak yaşatmaya çalışsak … Yine yargılayalım, yine gereğini yapalım. Tek istediği öğretmenlik, üstelik Mardin’in Mazıdağı’nda öğretmenlik istiyor. Gittim, ikna etmeye çalıştım, bana bir öğretmenlik anlattı, yemin ediyorum, bu kadar güzel öğretmenlik anlattığı için ve bu kadar bedel ödediği için ödül veririm. Teröristse hukuki delillerini koyun. Mahkemeden kaçırmak için hapishaneden yoğun bakıma… Gidin kaldığı odayı görün. O kızın kapısında bir sürü erkek bekliyor. Ya, insanın zoruna gidiyor, tuvalet ihtiyacını gördüğü sırada kızın kapısında bir sürü erkek bekliyor. Ya, insanın zoruna gidiyor, tuvalet ihtiyacını görürken kapı açılır mı arkadaşlar. Bu zulümdür ya. Bu, kim olursa olsun zulümdür.”
Tuvalet ihtiyacı sırasında kapıda bekleyen erkekleri. Adalet Bakanlığı biliyor mu?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları