Birlikte?…

09 Ekim 2017 Pazartesi

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan geçen hafta sonu Meclis’in yeni döneminin açılış konuşmasında, Yeni Türkiye’yi birlikte inşa edelim çağrısı yaptı.
Gerçekler bu çağrının içinin ne kadar boş olduğunu kanıtlıyor.

Yapıldığı gün…
Birlikte inşa çağrısının yapıldığı yerde ve zamanda, 1 Ekim’de, Meclis’in, 23’ü kadın 59 milletvekili ile üçüncü büyük partisi HDP yoktu; bu partinin milletvekilleri bir yıla yakın bir süredir yargılanma bekleyen Eş Genel Başkanları Demirtaş’ı ziyarete Edirne’ye gitmişlerdi. Diğer eş genel başkanlarından sonra aynı gün bir milletvekilinin daha milletvekilliği düşürülmüş; 30 dolayında milletvekili tutuklanıp serbest bırakılmış; biri CHP’li kalanı HDP’li olmak üzere 10 milletvekili hapisteydi.
Çağrının yapıldığı gün Meclis, uygun deyimiyle, ağır yaralıydı. Çağrıdan hemen sonra Erdoğan’ın katılımıyla Meclis Başkanı’nın odasında yapılan toplantıya, yasamanın, yargının ve askeriyenin en üst temsilcileri çağrılmış, ancak ana muhalefet partisinin genel başkanı her nasılsa (?) unutulmuştu.
Cumhurbaşkanı çağrısında, dördü gazetemiz Cumhuriyet’ten olmak üzere 179 gazeteci tutukluluğuna hiç değinmedi. Bunun gibi ben yaptım oldu mantığıyla yapılan ortaöğretim (TEOG) ve yükseköğretim (ÖSS ve ÖSY) giriş sınavlarının, kaldırılmasına ya da değiştirilmesine de hiçbir neden ve gerekçe gösterme gereği duymadı; duymayabildi.

İnşaat bittikten sonra!
AKP yeni Türkiye’nin inşasına 2002’den sonra başlamış, 12 Eylül 2010 ve 16 Nisan 2017’de yapılan anayasa değişikliğiyle yapının yalnız iskeleti değil, çatısı da tamamlanmıştı.
Üstelik 16 Nisan’a giden süreçte devletin tüm olanakları; güçlendirilmiş olan yandaş sermaye çevrelerinin, bununla çok büyütülmüş olan basın yayın gücü ve yine üstelik OHAL koşulları kullanılarak, çok tartışmalı ve de ucu ucuna bir evet sonucu elde edilmişti. Buna karşın, atı alan Üsküdar’ı geçti sözleriyle birlikte yönetim anlayışını tümüyle dinamitleyen bir yaklaşım sergilenmiş; tek ustanın yaptığı inşaatın tamamlandığı ilan edilmişti.
Yeni yapıda, kapsamı çok geniş tutulan yürütme erki bir kişide toplanmış; yasama erki, parlamenter demokrasinin temeli olan bütçe hakkı bile elinden alınarak iyice zayıflatılmış; yargı erki tümüyle siyasallaştırılmış; eğitimin dinsel düzlemde birliği sağlanmış, askeriye teslim alınmış ve kamu yönetiminin kurumsal yapısı da aynı zamanda AKP Genel Başkanı yapılan Cumhurbaşkanı’na bırakılmıştır.
Çağrı, bu yapının betonu dökülen çatısına birkaç saksı çiçeği getirerek siz de katılından öte hiçbir anlam taşımıyor. Çünkü yeni anayasaya göre ülkeyi seçimlerde yüzde 50+1 oy alan kişi tek başına yönetecektir.
Diğer taraftan en büyük kentlerin belediye başkanlarından başlayarak işlem uygulanıyor; bunlardan biri İstanbul, istifa ediyor; diğeri Ankara, sürüncemede bırakılıyor; bunlara 4-5 kentin belediye başkanları da ekleniyor.
Parti içinde yaşanan güç kavgasının nedenlerinin saklanması bir AKP gerçeği. AKP’de kural olarak görevinden uzaklaştırılan ancak kendisi uzaklaştı görüntüsü verilen başbakan, bakan ve belediye başkanlarının, kendi deyimleriyle hukuklarına dokunulmuyor; yolsuzluktan Siyasal İslama hizmete uzanabilecek bir dizi olası nedenler açıklanmadan, bunlar, hem kovuluyor, hem de korunuyor; demokratik (!) bir tutumla saklanmaları sağlanıyor.
Böyle bir yönetim anlayışından gelen, birlikte inşa edelim çağrısının hiçbir geçerliliği olamaz.
Işıkları azalmakta olan bu kapkaranlık yapının yıkılması ve yerine özgürlükçü ve aydınlık yenisinin yapılması gerekiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları