Okur Eleştirilerinin İşlevi

09 Ekim 2017 Pazartesi

Okurlarımızdan gelen eleştirileri, önerileri gazete yönetimine, yazıişlerine gazetenin internet portalı sorumlularına iletiyorum. Bunun dışında Cumhuriyet gazetesinin sürekli izlediği saydamlık ilkesine uyarak geniş bir okur kitlesi tarafından benimsendiğini düşündüğüm eleştiri ve önerilere de bu köşede yer veriyorum. Eleştiri ve önerilerin benimsenmesi, uygun görülmesi ya da uygun görülmemesi kuşkusuz gazete yönetiminin tasarrufundadır. Her eleştirinin gereğinin hızla yerine getirilmesi kuşkusuz farklı nedenlerden kolay olmuyor. Kimi zaman teknik olanaksızlıklar, kimi zaman eleştirinin öneminin anlaşılamaması, yazım hatalarının yinelenmesini önlemekte karşılaşılan zorluklar, kimi zaman da gazete yönetiminin uyguladığı örneğin sayfa düzeni ya da dağılımı gibi konularda uzman görüşleri ile eleştirilerin çakışmaması bu durumun nedenleri arasındadır.
Diğer yandan kimi eleştirilerin gazetenin genel yayın politikası konusunda ilkesel olarak kabul edilemeyecek öğeler içermesi de bazı okurlarımız tarafından anlaşılamayabiliyor. Okur istek ve eleştirilerinin, önerilerinin çeşitlilik içerdiğini, okurların her zaman aynı görüşte olmadığını da belirtmek gerekiyor. Örneğin bazı okurlarımız spor sayfalarının, spor yazarlarının sayısının artırılmasını önerirken bir kısım okurlarımız ise bunun tam tersini savunabiliyor. Bu da doğal karşılanması gereken bir durumdur.
Sonuç olarak okurlarla gazete yönetimi arasında benim de bir anlamda aracılık işlevini yerine getirmeye çalıştığım yararlı bir diyalog sürüyor. Bu diyaloğun giderek daha yetkinleşeceğini, işlevini daha verimli bir şekilde yerine getireceğini umuyorum.
Okur eleştirilerine iki örnek olarak değerli okurlarımız Cavit Sarıkaya’nın ve Prof. Dr. Afife Batur’un iletilerini kısaltarak sunuyorum.

Eleştiri ve Önerilerim
• Gazetenin erken baskıya girdiğini biliyoruz ancak örneğin Şampiyonlar Ligi maçları 24’e doğru bittiği halde haberi baskıya yetiştirilebiliyor. Bunun teknik açıklaması nedir? Taşra baskısına yetişmeyen haberler acaba ertesi gün özetlenerek taşra baskısına özel verilebilir mi?
• Artık işlevini yitirmiş olan hava tahmini köşesinin yerine, tek önemli bir olay işlenerek ‘Tarihte Bugün’ köşesi daha doyurucu hale getirilebilir mi? Veya biri kolay biri zor iki sudoku bulmacası konabilir mi?
• 60’lı, 70’li yıllarda haber kıtlığı çekildiğinde ‘kelliğe çare bulundu’ haberine başvurulurdu. Son yıllarda bunun yerini tekrar tekrar hangi besinlerin ne içerdiği ve nelere iyi geldiği yer almaya başladı. Buna ne gazetemiz okuyucularının, ne sayfa-haber düzenleyicilerinin ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Araştırmaların ışığında yeni bir bilgiye ulaşılmışsa ve özel durumlar dışında bu tür bilgilerle geniş bir yerin heba edildiğini düşünüyorum. Kaldı ki konu bilgi kirliliğine çok açık. Örneğin tereyağ, yumurta, vitamin hapları...
• Korkarım üniversite sınav sistemi değiştiği için iyi niyetle de olsa sınava hazırlık testleri yayımlanması gazetenin gündemine gelebilir. Bu konuda parasız o kadar çok kitap ve internet sitesi var ki, öğrencilerin bu hizmetinizden yararlanabileceklerini sanmıyorum. Bunun yerine her gün tüm branşlardan seçilecek birer özgün sorunun nasıl çözüldüğüne ilişkin öğrencileri yönlendirmek çok daha yararlı olacaktır; eminim. Ayrıca, böyle bir köşe yetişkinler için de ilginç olabilir.
• Çok eleştirildiği halde neden hâlâ başta otomobil olmak üzere çeşitli ürünlerin buram buram reklam kokan haberleri yayımlanır bilmem. Bari bu bir ilandır notu düşülsün kenarına.
• Sanatçıların, bilim insanlarının ve politikacıların ölüm haberleriyle anma günlerinde eserleri ve gerçekleştirdiklerinden daha çok örnek verilebilir. Yaşar Kemal’in ölümü sonrası daha önce Cumhuriyet’te çıkan röportajlarının yayımlanması çok yerindeydi. Örn: M.Cevdet, S.Birsel, Bilge Karasu’dan... söz edilirken bir denemesi, şiiri, kısa bir öyküsü anma yıldönümlerinde gazete veya kitap ekinde yer alsa, anmanın anlamına çok yakışır diye düşünüyorum.
• Başlık kesin yargı içerirken, yazı içinde ‘iddia ediliyor’, ‘ileri sürülüyor’ gibi kesinlik içermeyen ifadeler yer alabiliyor.
• Bazen gazetenin ağırbaşlı üslubuna yakışmayacak boyalı basın tarzı başlıklar atılıyor. ‘Ey ÖSMY Hani Olmazdı?’,’ Aman Karatay Duymasın’... Son örnek Trump’ın eşinin ayakkabı ve giysi seçimiyle ilgili.
• Yalnızca bulmacaları için alınan bazı gazeteler düşünüldüğünde, her düzeyde okur için bulmaca köşeleri bir gazete için olmazsa olmazlar arasında yer alır. Geç de olsa Cumhuriyet de bulmaca sayısı, türü ve alanını genişletti.
• Değerli gazeteci Abdi İpekçi, Milliyet’i yönetirken öbür yeniliklerinin yanında spor sayfasını ikiye çıkartıp yazar kadrosunu da zenginleştirerek gazetenin baskı sayısını artırmıştı. Cumhuriyet’in de kaliteli futbol yorumcuları arttı. Özellikle Sayın Bağış Erten’in zengin spor bilgisi ve sağlıklı entelektüel bakış açısıyla yazdığı deneme tadındaki yazılarıyla spor sayfasının kalitesini yüzde yüz artırdığını abartısız söyleyebilirim. Öte yandan, başta basketbol olmak üzere öbür spor dallarıyla ilgili değiniler, yorumlar çok önemli karşılaşmalar ve başarılarla ilgili olanlar dışında yok denecek kadar az. Hiç olmazsa internetten edinilecek bilgi ve haberlerle haftanın 2 gününde tüm sporlarla ilgili panoramik bir bakış sayfası olabilir mi? Cavit Sarıkaya

KISA KISA
Dikkatsizlik ve savrukluk
Artık karşılaşmaktan sıkıldığım bir dikkatsizlik ve savrukluğu ilginize sunmak istiyorum. Emekli bir üniversite öğretim elemanıyım. Mimarlık ve sanat tarihi ilgi alanım. Doğal olarak gazetelerin sanat etkinlikleri haber ve yazılarını izlerim. Gazetede pazartesi günleri yayımlanan “Sanatta Bu Hafta” başlıklı bilgi/duyuru sayfasının özellikle son bir yıldır gözlediğim özensizliği veya baştan savma derlemeciliği beni çok rahatsız ediyordu. Ama son haftalarda artık iyice rahatsız oldum: 25 Eylül 2017 ve 02 Ekim 2017 tarihli Sergi duyurularında bitip kapanmış sergi haberlerinin üst üste verildiğini görmek beni üzdü. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün 16 Eylül’de, Pera Müzesi’nin 17 Eylül’de kapanmış olan sergi haberleri veya Contemporary İstanbul’un 17 Eylül’e kadar süreceğini 25 Eylül haberlerinde vermenin nasıl bir özensizlik olduğunu ilginize sunuyorum. Saygılarımla... Prof. Dr. Afife Batur  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları