WEF: Eşitsizlik ürkütücü boyutlarda

16 Ekim 2017 Pazartesi

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) her yıl yayımladığı Küresel Rekabet Raporu 2017- 2018’i açıkladı. Bu yıl 137 ülke verilerinin değerlendirildiği rapora göre Türkiye 2 basamak ilerledi ve 53. sıraya yükseldi. Rekabetçiliği, bir ülkenin verimlilik seviyesini belirleyen bir dizi kurum, politika ve faktör olarak tanımlayan WEF’nin Rekabet Gücü Endeksi 12 başlıkta ülkelerin rekabet güçlerini değerlendiriyor: Kurumlar, altyapı, makroekonomik çevre, sağlık ile ilköğretim, yüksek eğitim ve öğretim, işgücü piyasası verimliliği, mal piyasası verimliliği, finansal piyasa gelişimi, teknolojik hazır olma durumu, ölçek, iş dünyası sofistikeliği, yenilik ve finansal piyasalar.
Rapora göre, dünya ekonomisi toparlanma süreci içinde; büyüme ortalama 3.5 ancak gelir dağılımdaki eşitsizliğin giderek artması ürkütücü. Yeni teknolojilerin yıkıcı gücü ise geleceğe ilişkin belirsizliği artırıyor. Rapor insan odaklı ekonomik büyümenin ve toplumların genelinin bundan yararlanıyor olmasının önemini vurgularken 3 noktaya dikkat çekiyor:
1- Kırılganlık fazla: 2001 krizinin üzerinden neredeyse 10 yıl geçmesine karşın finans sektörünün hâlâ çok kırılgan olduğu. Bankacılıkla ilgili veriler hâlâ kriz öncesi seviyelere gelebilmiş değil. Üstelik tehditler var: Gelişmekte olan ükelerde özel sektör borçlarının artması ve düzenlenmemiş sermaye piyasalarının büyümesi.
2- Yenilikçilik topluma yayılmıyor: Artık daha fazla ülke yenilik yapabiliyor ancak bunun faydalarını toplum geneline yaymak için daha fazlasını yapmaları gerekiyor. Çin, Hindistan ve Endonezya gibi başlıca gelişmekte olan pazarlar, gelişmiş ekonomilerle yarışarak, yeni inovasyon merkezleri haline geliyorlar. Bununla birlikte, yenilikçiliğin potansiyel ekonomik ve sosyal faydalarını yaygın bir şekilde yaymak için eğitim, beceri kazandırma ve farklı sosyal politikaları yaşama geçirmeleri gerekiyor.
3- İşgücünün korunması: Ortak refahın sağlanması için çalışanların korunması ve işgücü piyasasının esnekliği önem kazanıyor.

İsviçre yine ilk sırada
Rekabet gücü bakımından 137 ülke arasında ilk sırayı bu yıl da İsviçre alırken, geçen yıl sıralamada ikinci olan Singapur üçüncü sıraya geriledi. Geçen yıl üçüncü sırayı alan ABD ise 2017 -2018 Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde ikinci sıraya yükseldi.
Avrupa ülkelerinin hâkimiyeti gözlenen endeks sıralamasının ilk 10’unda yer alan diğer ülkeler ise Hollanda (4), Almanya (5), Hong Kong (6), İsveç (7), İngiltere (8), Japonya (9) ve Finlandiya (10) oldu.

Türkiye işgücünü değerlendiremiyor
2015 yılında 140 ülke arasında 51’inci, geçen yıl 138 ülke arasında 55’inci sırayı alan Türkiye, 2017- 2018 Küresel Rekabetçilik Endeksi’nin kapsadığı 137 ülke arasında iki sıra yükselerek 53’üncü oldu.
Pazar büyüklüğünde ilk 14 arasına giren Türkiye’nin rekabetçilik endeksinde en kötü olduğu başlık işgücü piyasası verimliliği. Burada 137 ülke arasında 127’nci. Son iki yılda en fazla düşüş, Sağlık ve İlköğretim ve Altyapı endekslerinde gerçekleşirken, önceki yıllara göre en belirgin yükseliş Makroekonomik Ortam ve Teknolojik Hazırlık endekslerinde yaşandı. Raporda yer alan değerlendirmelerde, Türkiye’nin gelecekte kurumsal çerçevesini iyileştirmesi, emek piyasalarında var olan önemli katılıkları gidermesi ve finansal piyasaların etkinliğini ve istikrarını sağlamlaştırması gerektiğinin altı çizildi.
2017’de Türkiye ekonomisinin yüzde 2.9 oranında büyümesinin beklendiğine işaret edilen raporda, yılın ilk yarısında liranın değer kaybetmesinin, Türkiye’nin ihracatına ve hükümetin parasal ve mali politikalar yoluyla iç talebi artırmasına yardımcı olduğu kaydedildi.
Raporda, Türkiye’nin 2016 itibarıyla satın alma gücü paritesine göre 857.4 milyar ABD Dolar’lık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına 10.742,7 ABD Dolar’lık bir gelire ve GSYİH’si ile dünya toplamında yüzde 1.66’lık bir paya sahip olduğu vurgulandı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları