Süleyman Çelebi

Doya doya özgürlük

21 Ekim 2017 Cumartesi

Cumhuriyet yazarı Sayın Erdal Atabek 16 Ekim 2017 tarihli köşe yazısında toplumcu ve sosyal, yani “doğru” bir belediyenin nasıl olması gerektiğine vurgu yaptığı yazısında şunu söyledi:

“...İnsanı, doğayı, çalışmayı düzenleyen bir hizmet zinciri kuracaksınız. Sürekliliği olan bir sistemi işleteceksiniz. Çocuğu, genci, kadını, erkeği yaşlısı birlikte yaşayacak. Kimseyi ötekileştirmeyeceksiniz. Belde bir bütün olarak yaşayacak...”

Yazısının başlığı ise “Beylikdüzü’nde..” idi. Sayın Atabek, bazı çalışma arkadaşları ve Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu’yla birlikte Beylikdüzü gezisine istinaden söyledi bunları.

İzin verirse ben, kaldığı yerden devam etmek istiyorum.

Beylikdüzü’nde yapılan çalışmaları tek tek isimlerini sıralamayla yetinsek dahi buradan anlatmaya yer de yetmez, görgümüz de!.. Zira Belediye Yönetimi, birilerine “İşte bak bunları şunları yaptık” demek için çalışmıyor. Fakat “Halk için ne yaptınız?” diye kim sorarsa sorsun yanıt hazır ve dileyen kişi gidip yerinde görebilir. Yanıt, yaşanıyor zaten. Yaşarken yanıtlanıyor sorular.

Artık medya havuzunda çoktan unutulan fakat iletişim fakültelerinde gazeteciliğin ABC’si olarak öğretilen 5N1K’yı bence yerel yönetimlere de uyarlayıp sormak gerekir: Ne? Neden? Nasıl? Nerede? Ne zaman? Kim? Beylikdüzü örneğinde gördüğüm, tanık olduğum kadarını bir Beylikdüzü sakini olarak yanıtlayayım.

NE: Toplumcu ve sosyal belediyecilik!

NEDEN: Yetkilerin ve kaynakların halk yararına için kullanılmasını sağlamak, sosyal nitelikli mallarla ve hizmetlerle yurttaşlara daha iyi bir hayat standardı sunmayı hedeflemek ve onların bütçesine sosyal adalet sağlayıcı biçimde, dezavantajlı gruplara (kadınlara, çocuklara, yaşlılara, yoksullara, işsizlere ya da etnik kimlik, cinsiyet, göçmenlik gibi nedenlerle toplumdan dışlanmış gruplara) sosyal yardımlar yaparak yerel refahın artırılmasına katkı yapmak!

NASIL: Temsili değil, katılımcı bir demokrasi anlayışıyla!

NEREDE: İstanbul’un, 2008 yılında ilçe statüsü kazanmış 10 mahallesi bulunan ve 297.420 kişilik nüfusuna sahip Beylikdüzü’nde.

NE ZAMAN: 30 Mart 2014 Yerel Seçimleri’nden bugüne kadar.

KİM: Başta Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu olmak üzere, statü ve makam gözetmeksizin belediyede görev alanlar ve (internet sitesinde de görüleceği üzere) Beylikdüzü Halkı.

“Toplumcu ve sosyal belediye” vurgusunu, Belediye Başkanı İmamoğlu şöyle tercüme ediyor: “Mutluluğun ve özgürlüğün doya doya yaşandığı bir belediye!”

Gelelim özgürlüğe!.. Özgürlük, mutlulukla birlikte anılması gereken bir olgudur. Mutluluğun çoğaltıldığı mekânlarda, bireyler de kendilerini daha özgür hissetmekte, yönetime katılma iradesi göstermekte, ilçesine, çevresine, eşine, dostuna, arkadaşına, komşusuna sahip çıkmaktadır.

Dolayısıyla, Beylikdüzü Belediyesi’nin, halkla birlikte el ele vererek katılımcı, mutluluğu ve özgürlüğü esas alan bir yönetim modeli geliştirmesinin, doğal olarak yapılan hizmetlere/icraatlara da yansıdığını söylemek gerekiyor. Özetle, sosyal belediyecilik kavramını, sosyal devlet anlayışının yerel yönetim düzeyindeki bir yansıması olarak görüyor Beylikdüzü.

Bundan 40 yıl kadar önce, Ordu’nun Fatsa ilçesinde, başka bir hayat mümkün diyen halkın belediye başkanlığına taşıdığı Terzi Fikri söylemişti: “Biz ne yaptıksa halkımız için ve halkla birlikte yaptık” diye.

Bugün, Sayın Atabek’in satırlarıyla yeniden buluşuyor bu şiar:

Yaşamak hepimizin ortak hakkı.

Doğaya saygı duyarak yaşamak.

İnsana saygı duyarak yaşamak.

“Ben” yerine “biz hepimiz”i koyarak yaşamak

Süleyman Çelebi 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Doya doya özgürlük 21 Ekim 2017

Günün Köşe Yazıları