Al Birini...

20 Haziran 2014 Cuma

Bu yazının yazıldığı anda şampiyon belli değildi. Galatasaray’ın sahaya çıkıp çıkmayacağı bile belli değildi ama benim gönlümün küme düşenleri çoktan belli olmuştu: Fenerbahçe ve Galatasaray’ın tüm yöneticileri...
Beyler! İnanın bana: Çirkinsiniz… Bakın: Artık yalnızca ‘başkanlar’ demiyorum. Hepinizden söz ediyorum. Başkanlar ve çömezleri! Hepiniz kötüsünüz arkadaşlar! (Ve... En kötüsü de sizlersiniz basketboldan gelen Mahmut ve Lutfi beyler. Bugün sizleri de aynı tencereye koyuyorum ama bilin ki sizler ayrı birer yazı konususunuz.)
Evet! Biliyorum ki hepinizi bir tencereye koyup kaynatsak, leş gibi bir koku çıkar ortaya. Deneyelim dilerseniz: Başkanları, o başkanlara çanak tutanları, onların yanında televizyonlara çıkıp boylarından büyük sözler edenleri, bindikleri dalı kesen profesyonel yöneticileri ve onların çömezlerini aynı tencereye koyup kaynatalım; üzerlerine de Ergin Ataman sosunu ekleyip Turgay Demirel’in berbat düzenlenmiş basketbol sofrasına servis edelim. Bakalım bu yemekten tatmak isteyen olacak mı?
Amacınız nedir beyler? Sponsorları masadan kaçırıp şubeleri kapatmak mı? Başardınız sayılır: Artık Ülker de, Liv Hospital da yeniden gözden geçireceklerdir sponsorluk anlaşmalarını.
Sayın başkanlar! Ülkemizin birliğe ve bütünlüğe en çok gereksinim duyduğu şu günlerde iki düdük için yaptıklarınızın adını ben koymuyorum. Tarih sizi yargılayacaktır! Ayrıca... Ne sanıyorsunuz kendinizi sizler? Tanrı mı? Yok ya! Bence sizler, Turgay Demirel gibi “Bizimkiler” dizisinin apartman yöneticisi Sabri Bey’lersiniz. Havanız sonsuz ama yetkileriniz sınırlı. Bilin haddinizi!
Biri takımı sahadan çekecekmiş, şubeleri kapatacakmış falan filan... Yuh! Bunlar ancak genel kurul kararı ile yapılabilecek şeyler beyim. Babanın çiftliği mi Galatasaray Kulübü senin? Bak başkan! “Bizimkiler”in Sabri Bey’ini tanımazsın sen ama çok beziyorsun ona. Sen de Galatasaray apartmanını yönetmek üzere bir dönem için kat malikleri (genel kurul üyeleri) tarafından görevlendirilmiş birisin, ama apartmanın sahibi sanıyorsun kendini. Merdivenleri temiz tut, kaloriferler iyi yansın, servis aksamasın yeter. Apartmanı yakmak, yıkmak senin görev tanımında yok. Yönetim kurulunun tamamını arkana alsan da yok, almasan da yok! Papaza kızıp oruç bozma işini kendi şirketlerinde yapabilirsin, ama Galatasaray apartmanını yönetirken haddini bileceksin...
Diğeri de aynı: Al birini vur ötekine. İki düdük avanta için insanları birbirine düşüren söylemlerde bulunmak mı Fenerbahçe Başkanı’nın görevi? Hangi apartmanın yöneticisi bu yetkiyi kullanabilir? Sen de genel kurul tarafından seçilmiş birisin beyim. Sen de Sabri Bey’sin. Bu nedenle.. Bence.. Haddini aşma! Ayrıca... Daha önce de uyarmıştım seni başkan: O programda söylediğin sözler, hedef gösterdiğin kişilerden birinin başına bir şey gelirse ‘azmettirme’ suçunu oluşturur. Cezası ağırdır. Bu nedenle... Yat kalk dua et! Verdiğin gaz nedeniyle kimsenin canı yanmasın…
Neyse! Her ikinize de diyeceğim o ki: Lütfen beyler! Size emaneten verilmiş bir gücü kötüye kullanıp düşmanlığı körüklemeyin güzel ülkemizde. Yazık oluyor hepimize, yazık oluyor basketbola, Yazık oluyor Türk sporuna!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk! 11 Mayıs 2020
Mücbir sebep! 24 Mart 2020
Ergin-Larkin 18 Mayıs 2019

Günün Köşe Yazıları