Ülkemin güzel ve aydınlık yüzü

26 Ekim 2017 Perşembe

‘TARIK AKAN – ÜLKEMİN GÜZEL YÜZÜ' ADLI KİTAP CAN YAYINLARI'NDAN ÇIKTI 

“Onu anlatacak sözleri nereden bulmalı? Ülkesinin büyük bir sanatçısı olabilmek, kimi zaman kişisel hünerlere ve yeteneğe, kimi zaman da ülkenin içinden geçtiği tarihsel ve toplumsal koşulların davetiyle gerçekleşir...”
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu adına Vakıf Başkanı Rutkay Aziz’in kaleme aldığı kitabın sunusu bu sözlerle başlıyor...
Gerçekten de onu anlatacak sözleri nereden bulmalı diye yönetim kurulundaki arkadaşlar hepimiz birbirimize sorup duruyorduk...
O, dediğimiz, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın kuruluşundan bugünlere gelmesinde en büyük payı olandı... O, vakfın çalışkan bir neferiydi... Hepimizin arkadaşı, yoldaşıydı. Ama aynı zamanda Türkiye’nin eşsiz bir “Yıldız”ı, gönülleri fethetmiş bir sanatçısıydı... O, doğruluğu, dürüstlüğü ve onurlu duruşuyla kendini kitlelere sevdirmiş bir insandı. O, ülkemin aydınlık ve güzel yüzüydü. Bu memleketin gülen gözlü, güler yüzlü aydınıydı. O, Tarık Akan’dı... Onu zamansız yitirişimizin birinci yıldönümünde, onu sadece sinema seyircileriyle değil, herkesle, okurlarla birlikte bir kitapla anmak istedik.
Onu anlatacak sözleri bulması için de yine vakfımızın çalışkan neferlerinden biri olan Kıymet Coşkun’u görevlendirdik...
Kıymet Coşkun, Tarık Akan’ın dostlarıyla, onunla çalışmış olanlarla, ailesinin fertleriyle konuştu, kayıtlar aldı, kaynak kitapları inceledi, hakkında yazılmış sayısız yazıyı elden geçirdi ve özenli, titiz bir çalışmayla Can Yayınları’ndan yeni çıkan “Tarık Akan – Ülkemin Güzel Yüzü” başlıklı kitabı hazırladı. Birkaç gündür elimden bırakamadığım herkesle paylaşmak istediğim bir vefa kitabı...
Sokaktaki Çocuk; Kartpostal Delikanlısı; Sorumlu Aydın...
İstanbul, Kars, Sivas, Van, Erzurum ve Kayseri’de ilk çocukluk... Son nefesine dek bağlı kalacağı Bakırköy’de orta ve lise yılları. Haylazlık, afacanlık, ergenlik... İşportacılık, sandal kiralama işi, cankurtaranlık, stadyumda gazoz satmaktan hamallığa... Bıçkın delikanlının para kazanma çabaları...
Ses Mecmuası yarışmasındaki birincilikle “Türkiye’nin sallanması”... Babasına ve kendine o kış palto alabilmek için razı olmuştu fotoğrafının yarışmaya yollanmasına... “
Kartpostal Delikanlısı”nın, Vasıf Öngören’i tanıdıktan sonra sınıf bilincini, toplumsal bilinci edinmesi ve farklı bir kulvarda mesleğini sürdürmesi... Artık sinema yoluyla ülkeyi ve dünyayı anlamanın ve anlatmanın derdine düşmüştür...
Kitapta sinemasını ve geçirdiği evreleri ayrıntılarıyla 3 kalemden, Rukiye Karadoğan, Ali Karadoğan ve Hakan Savaş’tan okuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk tutkunluğu, Nâzım Hikmet hayranlığı, ustalara sevgi ve saygısı, Anadolu kültürüne sahip çıkması, sanatçı dostlarıyla ilişkileri; fırça darbeleriyle yer alıyor kitapta...
Tarık Akan’ın eğitimciliğine, belgeselciliğine ayrılan sayfalar... Birbirinden güzel fotoğraflar... Ve Fazıl Say’dan Işık Yenersu’ya, Yavuz Özkan’dan Zülfü Livaneli’ye, 25 kadar dostunun onun için yazdıkları...
Başta Kıymet Coşkun olmak üzere emeği geçenlere teşekkür ederken son sözü Rutkay Aziz’e bırakıyorum:
“Arkadaşımız Tarık Akan, büyük sanatçı özelliklerini, iyi bir insan olma özelliğiyle de birleştirebilmiş, bulunmaz güzellikte bir kişilikti. Ona olan sevgimizi, hayranlığımızı, okurlarla, sevenleriyle de paylaşmak istedik. Kitabı okuyanlar, onun türlü serüvenlerle dolu yaşam ve sanatını daha yakından tanıyacak, mücadelesine ortak olabilmenin sorumluluğunu hissedecekler.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları