Berfo Ana’yı da mı unuttunuz?

29 Ekim 2017 Pazar

Bugün oldukça sert bir yazı okuyacaksınız. Ne yapalım ki, bu satırların yazarının kulakları reel politika ya da zamanın ruhu gibi palavralara fazlasıyla kapalı. Siz bu reel politikayla oyalanabilirsiniz ama ben canınızı biraz sıkacağım.
Birincisi, gerçekten hüngür hüngür ağladım. Neden mi? Dünyanın en komünist, en romantik, en mücadeleci şairi, benim şairim Nâzım Hikmet’in adını taşıyan bir merkezde yılların aşırı milliyetçisi, bakanlık yaptığı dönemde yüzlerce faili meçhul cinayetin altında imzası bulunan Meral Akşener; yeni partisinin kuruluş toplantısını yaptı. Bu nasıl bir iş?
İyi ki, Nâzım Hikmet’in mezarı Türkiye’ye getirilmiyor. Çünkü reel politika ya da parasını bastırıp almalar nedeniyle, mezarını bir siyasi rant ortamına çevirirdik.
Devam edelim, pek çok aydın birdenbire Meral Akşener’in adı İyi olan partisini övmeye, bir kısmı da hemen yönetim kadrolarında boy göstermeye başladı. Arkadaşlar, bir halk balık hafızalı olabilir ama aydınlarının balık hafızalı olma hakkı yoktur. 33 yıl yaz kış dinlemeden her cumartesi günü, Galatasaray Lisesi’nin önünde oğlu Cemil Kırbayır’ın kemiklerini arayan Berfo Ana’yı da mı unuttunuz?
İyilik öyle gökten zembille inmez. Geçmiş temizlenmeden, taraflar karşılıklı birbirlerini affetmeden iyilik rüzgârını estiremezsin! Burada bir anımı anlatmama izin verin. Devrimin 11. yılında davetli olarak İran’a gitmişim. Tahran Üniversitesi’nde Alman dilleri ve Brecht üstüne ders veren bir tiyatro adamı şöyle söyledi: “Devrim öyle sihirli bir sözcük ki, o günlerde Hindistan’da tiyatro eğitimi alıyordum, ülkede devrim oluyor diye duyunca sınırı resmen yürüyerek geçip İran’a girdim. İnanılmaz bir heyecan ve coşku vardı. Ülkedeki komünist partisi, ki çok kuvvetliydi ve yürütücü güçtü, evet komünist partisi ulema takımının desteğini kabul etti. Her şey bir an önce olsun istiyorduk. Ama bu ülkede iki yüz yıldır süren ulema saltanatını hafife almışız. Bir gece vakti, binlerce insanı toplayıp idam ettiler.”
Bu anımı özellikle anlattım. Solcular özünde fazlasıyla naif ve romantik olduklarından onlara her kucak açanı, kendilerinden kabul etmek gibi kötü bir huyları vardır. Neden İyi Parti iyi olsun ki? Meral Akşener kimlerle nasıl yüzleşti ki, şimdi tüm kirlerinden arınmış gibi bazı solcular için umut oluyor.
Arjantin cuntalardan çok çekmiş bir ülkedir. Ve kayıp çocuklarını arayan analar ilk kez orada Mayo Meydanı’nda toplandılar ve bu yıllarca sürdü, halen de sürüyor. Bazen bu toplantılara, o anaların, kız kardeşlerin oğullarına, kardeşlerine işkence yapmış kişiler geliyor. Sorumlu olanlar sırayla konuşuyorlar, işkenceci de konuşup özür diliyor. Bir belgeselde izledim, işkenceci o kadar içten ağlıyordu ki, oğlu işkencede öldürülen ana ona sarılıp teselli ediyordu.
Toplum iyiliğe böyle yüzleşmelerle ulaşır. Yoksa ben iyiyim demekle iyilik olmuyor. Bu arada bu kadar çaresizlik neden? Denize düşmüş de yılana sarılır gibiyiz. Bu kadar mı geçmişimizi unuttuk. İnsanlar bunun için mi öldüler? Bize ne oluyor? Birisi anlatsın... Ayrıca, şişirilen bu yeni parti AKP’den oy filan çalamaz. Çünkü insanlar gerçeği varken, kötü taklitlerini almazlar.
Bu arada kerhen Ekmeleddin’e oy veren CHP’liler kendilerini gene bir oyunun içinde bulabilirler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları