Onlar ve Uğur

22 Haziran 2014 Pazar

Sevgili,
Onlar şimdi çelişik duygular içindedirler.
Şaşkındırlar.
Dilerlerse toprağa, çimene basmaya özgür olmaktan, elini uzatıp bir ağacın gövdesine dokunabilmelerinin mümkün olmasından dolayı şaşkındırlar.
Hem de bütün şaşırdıklarının karşısındaki kanıksamışlık duygusu onları şaşırtmaktadır.
İçlerinde dört yıldır denize hasret kalanlar, kim bilir kaç kez düşlemişlerdir, onu ilk gördüklerinde ne kadar heyecanlanacaklarını. Oysa dört yıl aradan sonra karşılarında masmavi mucize uzandığında, sanki alelade bir şeymiş, daha dün görmüşlermiş gibi hissedince, mucizeye şaşırmamalarına da şaşırmışlardır.
Dört yıl önce gördükleri dostlarıyla yeniden kucaklaştıklarında, sanki üç gün önce bir aradaymışlar gibi hissedince, yine şaşırmışlardır.
Şaşıracak bir şey yok. İçeride geçen o kahır yılları artık yassılaşmıştır. Bir tür “sayım suyum yok” zamanıdır, içeride geçen yıllar.
Onlar şimdi ünlü şarkıdaki gibi “sevinçli bir telaş” içindedirler. Tokalaşmalar, öpüşüp koklaşmalar, kucaklaşmalar, hasret gidermeler...
Hepsi birkaç gün sonra biter, “Nerede kalmıştık?” diyerek, kaldıkları yerden devam ederler yaşamlarına onlar.
Onlar çakma Balyoz davasının önce sanıkları sonra hükümlüler olarak, yaşamları dört yıl süreyle hapishanede karartılanlardır.

***

Onlar gittiler, kutsal bir görevi yerine getirir gibi onurlarıyla yattılar, kimileri çıkabildiler, kimileri çıkamadılar.
Onlar ve davaları hakkında daha çok şey yazılacak. Söylenemeyecek tek şey şu:
- Adalet yerini buldu!
Adalet falan yerini bulmadı. Bu insanlar nahak yere dört yıl yattılar, kimileri orada can verdi. Kimileri tutukluluk yoluyla fiili infaz yöntemiyle, kendilerine kapalı kapılar ardında biçilen cezanın bir kısmının infazını çektiler.
Sakın ola ki yanılmayalım! Sakın ola ki, şu vahim hatalı cümleyi söylemeyelim:
- Bu karar ile Türk yargısı aklanmıştır.
Bu karar ile Türk yargısı falan aklanmamıştır.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin sahte deliller ve eksik soruşturmayla verilen mahkûmiyetleri onaylayan kararı hâlâ orada durmaktadır.
O Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 12 Eylül döneminde Askeri Yargıtay’ın, silahlı diktatör Evren’in karşısında gösterebildiği görece bağımsızlığı bile bu dönemin külahlı diktatörü karşısında gösterememiştir.
Balyoz davası sanıkları çıktılar. Benzeri diktaların çoğunda görüldüğü gibi, demokrat ve özgürlükçü insanların hepsi sevindi. Ama yargı aklanmış değil. Çünkü hâlâ kimse “Türkiye’de hâkimler var!” diyerek, huzur içinde yargıya güvenebilecek durumda değil. Hâlâ hangi mahkemeden ne hukuksuzluk çıkacağı meşkuk.

***

Onlar zulme direnirken, karşılarında, yanlarında, demokrat, vicdanlı insanların desteğini buldular. Büyük ayıp karşısında saf tutanların çokluğu Türkiye’nin onurudur.
Ben ne zaman zulme uğrayan insanlar görsem hep Uğur Mumcu’yu hatırlarım. Çünkü Uğur yalnız yazılarıyla değil, bizzat duruşmaya giderek, hapishanede ziyaret ederek, hastanede yoklayarak, yakınlarını arayarak, zulme uğrayanların hep yanında yer almıştır.
Her arkadaşı hapisten çıkışında eşinin, çocuğunun, anasının babasının yanında mutlaka ilk Uğur’u görmüştür.
Uğur yalnız fikren değil, cismen de mazlumun yanında yer almıştır.
Sağ olsaydı, başından sonuna diğerleri gibi, Balyoz mağdurlarının da yanında olacaktı.
Uğur, mazlumlar için mücadelesini yaşam boyu sürdürdü, yaşamıyla ödedi.
İnsanlar daha mutlu, daha özgür olsunlar, daha rahat yaşasınlar, daha iyi eğitim görsünler diye ortaya yaşamını sürdüğü bir kavgaya girdi o.
Eğer yaşıyor olsaydı, bugünlerde o da “sevinçli bir telaş içinde” olacaktı. Çünkü kızı “Sevgili Özgesi 21 Haziran günü Evren Aybars ile evleniyordu.
Sevgili, ben bu yazıyı noktalar noktalamaz düğüne katılmak üzere Ankara’ya yola çıkıyorum.
Ah bilsen Uğur bu günü görmeyi ne kadar çok isterdi!..  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları