Şans Hırsızı!

22 Haziran 2014 Pazar

Mösyö Ünal Aysal! Pisledin Galatasaray Kulübü’nün tam ortasına. Üzerine tüy dikiyorsun şimdi de... Ne demek beyim ‘Noblesse oblige’ (Asalet Mecbur Kılar) tişörtleri bastırmak? Asalet (noblesse) her koşulda çıkıp final mücadelesini sergilemektir. Sahadan kaçıp ‘üç buçuk’ espirisine konu olmak değil…
Bak beyim! Yapacağın şey şuydu: Final maçı öncesinde kopardığın gürültü (Onaylamıyorum ama ne yapalım? Tencere dibin kara...) semeresini vermişken; Federasyon, Emniyet yetkilileri ve hakemler baskı altına girmişken çıkartırdın takımı sahaya başlardın oynamaya. Baktın hakemler ters düdükler çalıyor veya seyirci taşkınlık yapıyor ve gerçekten can güvenliğiniz tehlikeye giriyor, bir işaretle çekerdin takımı sahadan. İşte o zaman hakkını arayabilir ve belki de kupayı müzene götürebilirdin. Ama sen ne yaptın? Takımından ve kulübünden Fenerbahçe’nin salonunda ve seyircisi önünde tarihi bir şampiyonluk kazanma şansını çaldın!
Evet Mösyö! Daha iyi anlayasın diye Fransızca yazayım dilersen: Tu as volé! Çaldın sen, çaldıııın! Bak beyim iyice kafana sok şunu: Oynanmamış her maçta kazanma şansı vardır. Bu finalde de Galatasaray’ın şansı (bence) yüzde kırklardaydı. Düşün şimdi: Büyük bir seyirci gürültüsü altında başlayan final maçının ilk dakikalarında Arroyo, oynanan son maçtaki gibi sazı eline alıp, iki tane üçlük soksa; Fenerbahçe de, aksilik bu ya, peş peşe üç boş şutu kaçırsa... Haydi bakalım söyle bana: Seyirci baskısı hangi takımın üzerine çökerdi?
Geçen yıl bu hakemlerle ve bu federasyonla şampiyon olan senin kulübün değil miydi Ünal Bey? Bu sezonu son maça kadar taşırken bu hakemlerle oynamadınız mı? Son maçta mı kötü oldu her şey? Eğer gizli ajandanda basketbol şubesini kapatmak varsa bunu ‘asalet’ kılıfı içinde saklayamazsın. Sizde nasıl derler bilmiyorum ama bizde ‘mızrak çuvala sığmaz’ diye bir söz vardır. Yetkini aştın sen!
Gerçek Galatasaraylılar. Şimdi de size sesleniyorum: Yetkilerini aşarak renklerinize kara çalan bu başkanın ve yönetim kurulunun arkasında durmayın. Tüzüğünüzün 87. maddesinde yönetim kurulunun görev ve yetkileri açıkça yazılmıştır. Bunların içinde kesinlikle böyle bir yetki yoktur. Hatta bu yapılan iş tüzüğün 87/4. maddesine açıkça ters düşmüştür: Yönetim ‘Kulübün spor yarışmalarında bireysel ve takım halinde şampiyonluk hedefine ulaşması için gerekli önlemleri almak, atılımları yapmak’ için görevlendirilmiştir. Takımı sahadan kaçırıp şampiyonluk şansını çalmak için değil! Yönetim kurulunuz genel kurul kararı olmadan şubeyi kapatma kararı alamayacağı gibi, sonu buraya varabilecek ‘finalden kaçma’ operasyonuna da imza atamazdı, atmamalıydı. Bence bu işi Olağanüstü Genel Kurul temizler...
(Monsieur Aysal! Merakta kalmayasın diye yazayım: Saint Joseph 1973 mezunuyum, hukukçuyum ve Beşiktaş basketbol takımında 10 yıl oynadım, kaptanlık yaptım, şampiyonluk yaşadım… Boşuna Fenerbahçelilik arama bu yazıda.)  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk! 11 Mayıs 2020
Mücbir sebep! 24 Mart 2020
Ergin-Larkin 18 Mayıs 2019

Günün Köşe Yazıları