Kitap fuarlarında sonun başlangıcı

01 Kasım 2017 Çarşamba

“Her ilde kitap fuarı yapma modasının bir süre sonra biteceği anlaşılıyor” diye yazmışım 3 yıl önce (21.05.2014). Benim öngörümü yalanlarcasına kitap fuarları modası bitmedi, illerden ilçelere doğru yayıldı. Her hafta birkaç il ve ilçede kitap fuarları düzenleniyor. Bu hafta İstanbul Pendik, Ordu, Van, Batman, Tokat kitap fuarlarının duyurularını görüyorum. Ama yaşananlar kitap fuarlarının sonunun yakın olduğunu gösteriyor.
Geçen hafta Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Kayseri Kitap Fuarı’nda Türkiye’de bir ilk yaşandı. İhsan Eliaçık’a Kayseri Kitap Fuarı’na girerken bir grup tarafından saldırıldı. Saldırganlar yuhalamak ve slogan atmakla da yetinmedi, Eliaçık darp edildi. Olay sırasında polisin müdahale etmediği, sadece saldırganlarla Eliaçık arasında set oluşturduğu belirtiliyor. Gözaltına alınan olmadı. Daha sonra saldırganların Kayseri belediyeleri çalışanları olduğunun fotoğraf ve videolardan tespit edildiği belirtildi. Şimdi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin ve Kayseri Emniyeti’nin bu kişilere karşı nasıl bir tavır geliştireceği merak ediliyor.
Genel kanı saldırganların belediyeden yönlendirildiği ve cezasız kalacakları yönünde. İhsan Eliaçık’ın Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in kendisini kitap fuarına sokmamakla, polis zoruyla çıkarmakla tehdit ettiğini açıklamasından sonra çıkmıştı olaylar. Başkan Mustafa Çelik’in, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nun söyleşi ve imza gününü de yasakladığı ortaya çıkmıştı. Başka engellemeler ve yasaklar olduğunu da öngörebiliriz.
Kitap fuarları her türlü görüşün özgürce ifade edilebildiği barış ortamlarıdır. Yayıncılar ve yazarlar bu kültürü büyük bir sağduyu içinde onlarca yılda oluşturdular. Diğer kültür ve sanat etkinliklerinde olduğu gibi kitap fuarı adı altında düzenlenen panayırlarda da bu anlayışı değiştirmeye, kitap fuarlarını tek tip görüşün ifade edildiği, diğer görüşlerin sansürlendiği, sansür yetmediğinde kaba kuvvetle engellendiği alanlar haline getirmek istendiği anlaşılıyor.
Son örnek Trakya Kitap Fuarı adı altında Çorlu’da düzenlenen panayırdır. İhsan Eliaçık Trakya Kitap Fuarı’na onur yazarı olarak davet edilmiş. Eliaçık’ın onur konuğu olmasından sonra Kalkınma Ajansı ve üniversitelerin fuardan desteğini çektiği haberi gelmiş. Yani İhsan Eliaçık’ın fuara katılmasını istemiyorlar, katılırsa fuarı yaptırmayız diyorlar.
Trakya Kitap Fuarı ve Kayseri Kitap Fuarı’nda yaşananların çok sevilen deyimle “münferit” olaylar olmadığı anlaşılıyor. Valilik ve belediyelerin düzenlediği kitap fuarı adlı panayırların çoğunda katılımcı yayınevleri ile pazarlıklar yapıldığı, bazı yazarların imza ve söyleşiye getirilmemesinin şart koşulduğu, bu şartlara uymayacaklarını, kendi yazarlarını sansürlemeyeceklerini belirten yayınevlerinin fuarlara alınmadıklarını öğreniyoruz. Bazı belediyelerin işi daha da ileri götürerek sadece kendi siyasi görüşlerindeki yayınevlerini kitap fuarlarına kabul ettikleri de katılımcı listelerine bakıldığında görülüyor.
Siyasi alandaki yarılmanın yaşamın her alanına olduğu gibi kitap fuarlarına da yansıtılmak istendiği, yazarların, yayınevlerinin siyasi görüşlerine göre ayrıma uğradığı görülüyor. Oysa kitap fuarlarının büyük ilgi görmesinin nedeni ayrım yapmadan katılmak isteyen tüm yayınevlerine yer vermesidir. Her siyasi görüşten okur fuarlara gelir. Kitap fuarları birer demokrasi şenliği olarak yaşanır. Bu özgürlük ortamı hissedilmediğinde de kitap fuarları anlamsızlaşır, okur gelmez olur.
Gelişmeler kitap fuarlarına siyasi müdahalelerin artacağını, yakın gelecekte sadece tek bir siyasi görüşteki yazar ve yayınevlerinin katıldığı kitap fuarlarının yaygınlaşacağını gösteriyor. Bu da kitap fuarlarının sonu demektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ara Güler Müzesi 5 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları