Celal Üster

İyi ki varsın edebiyat...

11 Kasım 2017 Cumartesi

Mario Vargas Llosa’nın dediği gibi, edebiyat, özgür bir dünya serer önümüze

Şu bir haftadır Beylikdüzü’nde edebiyat var. Homeros’tan Yaşar Kemal’e, Dostoyevski’den Hasan Ali Toptaş’a, Albert Camus’den Ferit Edgü’ye, edebiyat. TÜYAP 36. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı’nın izleği “İyi ki varsın edebiyat”, kanımca şu yaşadığımız günlere cuk oturmuş. İnsanın içini ısıtan, herkesi fuara çağıran bir izlek.

Neden edebiyat?
Evet, iyi ki varsın edebiyat; yalnızca toplumsal gerçeği değil, belki daha da çok insanın en gizli, derinlerdeki ruh dolambaçlarında yatan gerçekliklerini açığa vuran edebiyat... Yazgılarına boyun eğenlere, yaşadıkları hayattan hoşnut olanlara pek bir şey demeyen, ama yaşanılan dünyayla yetinmeyen, asi ruhları besleyen edebiyat...
“İyi ki varsın edebiyat” izleği, Mario Vargas Llosa’nın başvurmaktan bıkmadığım bir yazısını bir kez daha anımsattı bana. “Edebiyata Övgü” (Notos) adlı kitapta yer verdiğim “Neden Edebiyat?” başlıklı yazısını...
Edebiyat, özgür bir dünya serer önümüze. İstersen La Mancha kırlarında kemik torbası Rosinante ve şaşkın Şövalye’yle at sürersin, istersen Kaptan Ahab’la bir balinanın sırtında denizlere açılırsın, dilersen Emma Bovary ile arsenik içersin, dilersen Gregor Samsa’yla böceğe dönüşürsün...

Ya edebiyat olmasaydı?
“İyi ki varsın edebiyat” derken, ister istemez tersini düşünüyor insan: Ya edebiyat olmasaydı? Edebiyatsız bir dünyada ortaya nasıl bir insanlık portresi çıkardı?
Llosa’ya sorarsak, uygarlıktan nasibini almamış, barbarlığın baskın çıktığı, duyarlıktan yoksun, söz fukarası, cehaletin kol gezdiği, salt içgüdüleriyle davranan, tutkuyu ve sevmeyi bilmeyen bu “edebiyatsız dünya”nın, bu karabasanın başlıca özelliği, insanlığın güç ve iktidarla uzlaşması, ona boyun eğmesi olurdu.
Böyle bir dünyada ruha yer olmazdı. Dahası, böyle bir dünya, hayatın katlanılmaz tekdüzeliğiyle de kalmaz, insan hayatının başka türlü olamayacağı, hep böyle kalacağı, bunu hiç kimsenin ve hiçbir şeyin değiştiremeyeceği duygusundan kaynaklanan kopkoyu bir karamsarlığın boyunduruğuna girerdi.
Ve soruyor Llosa: Edebiyat olmasa da olur eğlencelik midir, yoksa zihnin en önemli ve gerekli uğraşlarından biri olarak, modern ve demokratik bir toplumun yurttaşlarının, özgür bireylerden meydana gelen bir toplumun oluşumu için onsuz edilemez bir etkinlik midir?
İyi ki varsın edebiyat!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Irgat’ın Türküsü 14 Mayıs 2018

Günün Köşe Yazıları