‘Kurtuluş’, ‘kuruluş’ savaşları, Mustafa Kemal Atatürk..

11 Kasım 2017 Cumartesi

Lamı cimi yok.. On altı yıllık İktidarları sürecinde, Laik Türkiye Cumhuriyeti rejimi, “kurtuluş”, “kuruluş” savaşları destanlarının, Mustafa Kemal Atatürk devrimlerinin gerçek değerleriyle bilinmesi, algılanmasına çok ağır sansürün gündemde olduğu bir dönem yaşandı. TRT başta, İktidarlarının sözcüsü, yandaş medyada keskin bir yok sayma, yeni kuşaklara unutturma, dahası ustalıklı karalama yayınlarından sonra, dün ilk kez, Atatürk’ün ölüm yıldönümünde yaptıkları, savunduklarına çarpıtılmadan yer verildiği, anlatıldığı bir gün oldu.
Anma etkinliklerine halktan, kadınlardan, gençlerden gelen coşkulu, içerikli katılımlar ise unutturma, değerlerini yıkma çabaları, saldırılarının iç-dış odaklı sistematik sert dinamikleriyle hedeflenmiş sonuçlara henüz ulaşılamadığının, ülkemiz, geleceğimiz için sevinçli göstergeleriydi. Devrimlerin haklılığı, gerçekçiliğinden oluşmuş ortak değerlerin çimentosunun, dünya değerleri, ülkemiz topraklarında yaşayanların birikimleriyle yüksek ölçekli depremlere de sınırsız olmasa da direnç yaratmış olduğunu kanıtladı.
Gerçek şu ki, İslam dünyası, Ortadoğu, emperyal enerji, çıkar politikalarında dünya, bölgemizde süreç içinde yaşanan çok hızlı dalgalanmalar, çelişkiler, dengeler kaosunda yaşananlar ortaya konulan plan projeleri uygulanamadan tersyüz etme zorunluluklarını üretti.
Ak Parti’nin kuruluş projesinin, Ecevit’in Amerika’nın Irak işgaline desteğe ret yanıtı vermesi sonrasında, Gülen Cemati ile “ılımlı İslam”, “Yeni Osmanlıcılık”, Atatürkçülük, laik Cumhuriyet rejimi karşıtlığında oluştuğu gerçeğinden günümüze köprülerin altından çok sular aktı. Erdoğan dün İslam dünyası kadınlarına seslendiği toplantıda Suudiler üzerinden gündeme sokulan yeni ılımlı İslam projesini eleştirdi. Irak ve Suriye’de Batı’dan gelen politikalara yönelik sert çıkışlar yaptı.
Erdoğan, Misakı Milli sınırlarının “zorunlu” savunulması çerçevesinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nin sahiplenilmesine siyaseten dönüş olmadığını belirtirken, desteğini Atatürk’ün ölüm tarihi ile noktalamayı, sonrası için CHP’ye yönelik en ağır eleştirilerini sürdürmeyi seçti.

***

Gelin görün ki Atatürk, laik Cumhuriyete yönelik medyatik tabu, yasaklar ortadan kalkınca ortaya çıkan çok farklı tabandan fışkıran sesleri yükseltti. Medyatik yasakları yıllardır aşabilen laik Cumhuriyet sevdalılarını kastetmiyorum. CHP örgütlülüğü sınırlarını her koşulda aşan Anıtkabir buluşmaları, Cumhuriyet mitingleri, hele de gençlik-kadın kucaklaşmalarını da hiç yasaklayamayıp yok sayamadılar.
Gezi Direnişi, hele de CHP’nin öncülüğünde gerçekleştirilen hukuk-adalet-demokrasi cephesi ittifaklarında, eylemlerinde çok fazlasıyla etkin, güçlü yol alındı. Referandum metni üzerinden, Ak Parti genel başkanı kimliği ile, fiilen Saray’dan dayatılan Tek Adam yönetiminde partinin üst yapısının ele geçirilmiş olması gerçeği, yönetimi, kuralları ile dipten gelen dalga arasında uyumsuzluk patlaması yaşanmakta.
Atatürk kimliği üzerinden dün yapılmış yayınlar dahi tek başına 15 yıldır yapılmış haksız suçlamaları, önyargıları, karalamaları kırdı geçti. Yaşamın her alanına yönelik, Atatürk’ün yaptıklarının, savunduğu değerlerin en sıradan anlatımları, belge bilgilerinin öylesine çarpıcı, ders verici, uyarıcı boyutları söz konusu ki.. Atatürkçülük, laik Cumhuriyet rejiminin inançlı İslamcı yaşam için yasaklar, haksızlıklar olduğuna inanmış siyasal İslamcı kökenden gazeteci, yakın zamanlara kadar Dersim, kanlı siyasal İslamcı katliamları vahşeti penceresinden önyargılı baktığını itiraf ediyor. Mustafa Kemal’in barışçı dış politika sırrında, “Arapların arasındaki iç kavgalara bulaşmamak, destek alınan Ruslarla barışçı mesafeli kalmak, emperyal tuzaklara düşmeden çağdaş uygarlığı yakalamak..” olduğunu yeni öğrendiğini kabul ediyor.
On Kasım üzerinden yaratıcı reklamlara girebilmek için bile yer kalmadı. Sıradan vatandaşın Atatürk sevgisi duruşlarından görüntüler muhteşemdi..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları