‘İyi bir tek adam’dan ‘kötü bir tek adam’a

22 Kasım 2017 Çarşamba

İrili ufaklı iktidarlar gücü ellerinde tutmak için hep birlikte büyük suçlar işlerler.
Sonra gün gelir tüm suç ortakları gibi birbirlerine düşerler.
Eteklerinin altında paylaşamadıkları ganimetler...
Dillerinin altında asla itiraf edilmeyecek kirli ilişkiler.
Hangi iktidar hangi iktidarla neden ve ne zaman müttefiktir?
Zamanında neye karşı ve ne uğruna birleşilmiştir?
Bu arada onların güç birliği yüzünden karşılarındakilerin başına neler gelmiştir?
Yollar hangi çıkar için kesişmiştir, bu çıkar için neler feda edilmiştir?
Bu süreçte görmezden gelinen, gözden çıkarılan, başına iş açılan kimdir, nedir?
Sonra ne olmuştur da her şey değişmiştir?
Asıl suç nedir, asıl suçlu kimdir?
Niyetlerin vardığı noktada yargılanması gereken nedir?
Devletleri ayakta tutmak ve ekonomileri kollamaktan başka bir kaygısı olmayan resmi hukuk, bunlarla hiç ilgilenmez.
Bunlar, felsefenin meselesidir ve iktidarların felsefeyle işi olmaz.
İktidarlar hukukun sisteme hizmet eden ve tıkır tıkır işleyen matematiğini severler.
Bir artı birin iki etmesiyle ilgilenirler.
Matematiğin işaret ettiği sonsuzluğu ve o sonsuzluğun barındırdığı sınırsız olasılığı işlerine gelmediği için göz ardı ederler.
Hukuk meseleye girmesi gereken yerden, ortadan girer, fazla oyalanmadan çıkması gereken yerden, kestirmeden çıkar.
Bu pratiklik her zaman iktidarların işine yarar.
Halklar, insanlar, bağımsızlık, özgürlük, eşitlik, hatta adalet bile hukukun ekseninde değildir.
Asker nedir, savaş nedir, sınır nedir, tehlike nedir, tehdit nedir?
Evrendeki yaşamsal kaynaklar nasıl paylaşılmalıdır?
Para ne işe yarar, para için neler yapılabilir, neler yapılamaz?
Bir kısım halkların refahı için bir kısım halkların felaketi şart mıdır?
Bu rezil döngü kader midir, olacak iş midir?
İnsanın değil sistemin ihtiyaçlarına, taleplerine ve gereklerine göre şekillenen hukuk bu soruları sormaz.
İktidarların kirli niyetleriyle ilgilenmez, aksine onları meşrulaştırır ve mevcut güçler dengesi üzerinden kendince o güçleri gözeten en mantıklı dili kullanarak mahkemeler kurar.

***

İşte şimdi uzak kıtada, büyük bir iktidarın küçük bir iktidarı faka bastırmaya çalıştığı böyle bir mahkeme daha kuruldu.
Şu anda mahkemenin hedefindeki bu ülkenin diplomasisi ve bürokrasisi haklı olarak panikte.
Silahlar çekilecek, dişler gösterilecek, tehditler havalarda uçuşacak, kozlar paylaşılacak, dengeler hep olduğu gibi bir bozulacak, bir kurulacak....
Bu süreçte suçlar, suçlular, ithamlar ve itirazlar, aslında bambaşka anlamlar taşıyacaklar.
Ama kimse bu anlamları konuşmayacak.
Delirmiş, gözü dönmüş, ağzı köpürmüş iktidarlar kendi paylarını başkalarına kaptırmamak için, adı hukuk olan ama haktan yana olmayan sistemlerin içinde yine kaçak dövüşecekler.
Bu arada yakılıp yıkılmış evler, dağılmış aileler, savaş hukukunun onayıyla işlenmiş cinayetler, üst üste yığılmış cesetler...
Silahlar ve silahlar ve silahlar.
Mezarlar ve mezarlar ve mezarlar.
Paralar ve paralar ve paralar.
Hayatın tam ortasında mültecilerin kan ve kemiklerinden müteşekkil adacıklar.
Ortadoğu’yu yakıp yıkan, savaşı doğal insanı da yok sayan, her türlü güç için kimsenin gözünün yaşına bakmadan kapışan, bunu da kendi hukukuna emanet sahte bir adalet çadırında yapan iktidarlar tepiştikçe...
Devletlerin vahşiliği büyüyecek ve o vahşetin zehrinde, insan küçülecek, küçülecek, küçülecek.
Uygarlık tarihinde iktidarlar ilk kez tepişmiyor, irili ufaklı güçler ilk kez kapışmıyor, insan insana bunu ilk kez yapmıyor.
Sadece bir zamanlar bağımsızlıktan güç alan “iyi bir tek adam”ın benzersiz dehası sayesinde bu ezeli sistemin içinde felaketin eşiğinden dönen şu coğrafyası lanetli ülke...
Yakın zamana kadar bağımlılıktan medet uman “kötü bir tek adam”ın sıradan hırsları yüzünden bu defa fena yalpalıyor.
Hikâye, dünya yıkılırken ülke kurtarandan, hazin bir şekilde, kendi yıkılırken ülkeyi de yakana doğru hızla evriliyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları