Kuralsız düzenin kaypak dengeleri

25 Kasım 2017 Cumartesi

Bu yazıyı artık yazmak zorunda olduğum zaman diliminde Trump’ın sosyal medya üzerinden Erdoğan’a telefon edeceği mesajı geldi. Irak işgali ile Ortadoğu’da üretilen bataklıkta, bölge halklarının yaşadığı onca travma, akıtılan kan, Amerika penceresinden ağırlıklı parasal kayıpların sorumluluğunda, yaraların hâlâ hiç sarılamamış olmasında topu Obama dönemi başarısızlıklarına attı. Suriye - Irak politikalarına ilişkin Erdoğan’ın dillendirdiği Türkiye açısından kabul edilemeyeceği ilan edilmiş olmazların çözümünde zamana ihtiyaç olduğu vurgulamasını yaptı.
Hemen arkasından gelen piyasacıların, dolar, altın ... üzerinden Türk parasının ağır tehditlerle orantılı dünya piyasaları içindeki en ağır değer kayıpları değerlendirmelerinde, bu olumlu gibi görünen mesajı yemedikleri anlaşıldı. Günümüz siyaset oyunlarının bütününde tek tek ne söylendiğine değil, somut neler yapılmakta olunduğuna bakmanın esas olduğu gerçeğinin altı çizildi. Amerika’nın açık açık PKK, PYD dahası IŞİD’i silahlandırma gerçeği, Türkiye’ye dönük tırmanan odakta FETÖ, PKK, IŞİD ve diğer terör örgütlerinin tehditleri, bölgede sınırların yeniden çizilmesi, yeni iç savaşlar türetilmesi oynak tuzaklarında olumlu atılmış hiçbir adımın olmadığı dillendirildi..
Irak’ta Amerika, Suriye’de Rusya ağırlıklı taşların yeniden oynatılmasında, Türkiye için yaşamsal tehditleri hafifletecek, nefes aldıracak uzun soluklu hiçbir gelişmenin gündemde olmadığı algısıyla, piyasaların ekonominin, kara cuma bağlantılı dünya piyasalarının uykuya yatmış olduğu bir günde bile aldatıcı olsa da kıpırdatamadığı vurgusu yapıldı...

***

En yandaş medya bilgi sızmalarının satır aralarından okunabilenler hiç bu kadar çelişkili olmamıştı. En güncel, Türkiye açısından en çarpıcı gelişmelerin olası sonuçları üzerinden çelişkiler, safların sıklaştırılmasında, atılmış yanlış adımlar, açılmış ağır yaralarla, ilkesellikten, insan hakları, demokratik çizgiden sapmalarla doğru orantılı olarak görünenden ne kadar daha ağır zorlu gerçekliklerle yüz yüze kalındığının göstergeleri...
Sarraf üzerinden Amerika’dan gelecek siyasi tehditin boyutlarına ilişkin, İktidarlarının en yetkin ağızlarından dahi günübirlik yapılmış çelişkili açıklamaları, “kaygı-panik” olarak algılayıp yok saymış gibi yapmış olmaya çalışıp, sonucu beklemeyi seçsek bile, bankalar için söz konusu cezaları, ekonomiye yönelik sonuçlarını nereye oturtacağız? Şimdiden piyasalara dönük sonuçları ile doğrudan orantılı ekonomi, fiyatlar, yatırımlara dönük olumsuz sonuçları ile cenderenin içindeyiz. AB’nin vergi cennetleri incelemesinden de Türkiye’nin kara listeye alınabileceği yorumlarının şimdiden yapılmış olması cabası. Sağlıksız ekonomik gelişmelere ilişkin her gün sayısız haberle yüzleşiyoruz...
Yazının satır aralarını toparlamaya çalışırken Mısır’da bir camiye düzenlenen saldırıda ilk verilerle 235 kişinin öldüğü katliamı geleceğe dönük nasıl okuyacağız? İlk yorumlarda, beklenen, bölgeden kaçmak sürecinde DAEŞ intihar eylemcilerinin en kolay ulaşabildikleri, Sofiler Camisi’ni hedef aldığı bilgisi ile, Türkiye’nin çıkarmak zorunda olduğu dersler üzerinde duruldu.
Dün Öğretmenler Günü ile bağlantılı, öğretmenlerin ve de eğitimin sorunları ülke gündeminin haklı olarak odağına oturtulmuştu. İktidarlarının Cumhuriyetin eğitim seferberliği, başöğretmen Atatürk’ün yaptığı büyük devrimlerle çelişen o kadar ağır somut icraatlarının gerçeklerinin, bilgi yağmuru altında kaldık ki.. İçimiz karardı, nutkumuz tutuldu.. Umudumuz en olumsuz koşullarda bile öğretmenlerimizin, öğrencilerimiz, ailelerinin belleklerine kazınmış değerler, birikimlerle, bu çağdışı gidişe izin verilemeyeceğinde..
Dibe çekme politikalarının yaşamsal, gelecek kaygıları ile kırılması dinamiği öylesine güçlendi ki.. Bakanlık düzeninde yetkin kılınmış kadroların akıl almaz densiz, çağdışı olumsuz ataklarına isyan fışkırıyor. Bakanlık başöğretmen slogan çalışmasında dahi başöğretmen Atatürk’ü yok saymışken, ilgisiz bir özel sektör markasının reklamından en duyarlı, gerçekçi değerlendirmeler fışkırabiliyor... Öğretmenlerin en olumsuz koşullarda mucizeler yaratmalarının öyküleri, Sevgili Saylan Hoca’nın kardelenleri örneği, yeni Feride’lerin gelişlerini muştuluyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bayram benim neyime? 9 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları