Hantal Parti?

09 Eylül 2008 Salı

 

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçen hafta sonu yapılan Parti Meclisi toplantısında:

Şu anda hantal bir işleyiş var ve parti bu yapısıyla gitmiyor, bunu değiştirmek için görev de bize düşüyordiyor.

Önce Baykalın yaptığı bu saptama ya da tanının çok doğruolduğunun altı çizilmelidir. Ancak bunun nedenleriortaya konulmalıdır ki çözüm yolları da açılabilsin.

***

Bir önceki yerel seçimlerden hemen sonra, 18 Mayıs 2004te, 30 milletvekili arkadaşımızla, CHPnin hantallığını dile getirmiş ve özetle Parti, bu yönetim anlayışıyla ve bu yönetim yapısıyla başarılı olamazdiyerek tüzüğün demokratikleşmesi ve programın güncellenmesiyle ilgili önerilerde bulunmuş ve ardından tüzük kurultayı istemiştik. Üstelik, CHP o seçimlerde toplam sayısı 3225 dolayındaki belediye başkanlığının, 2si il, 156sı ilçe, kalanı da belde olmak üzere toplam 1186sında aday bile gösterememişti.

Tüzük değişikliği önerilerimiz, parti içi demokrasinin işlerliğinin sağlanmasını amaçlıyordu: Aday saptamalarında önseçim yapılmasını; örgütlerin görevden alınmasının sınırlandırılmasını, seçimle gelen örgütün yine seçimle görevinden uzaklaştırılmasının kural olmasını; merkez yönetimi kararıyla üye yazımının keyfilikten çıkarılarak sınırlandırılmasını; karar alma süreçlerinde Partinin yetkili organ ve kurullarının işlevsel kılınmasını; parti içi seçimlerde çarşaf liste uygulamasını; parti yönetimine aday olabilmenin kolaylaştırılmasını istiyorduk.

Genel Başkan ve çevresi bu isteklerimize, bizleri hainlikle suçlayarak yanıt verdi ve parti meclis grubunu olağanüstü toplayarak Ya bu isteklerden kendi iradenizle vazgeçersiniz ya da ben gereğini yaparımdiyerek tehditler savurdu. Vazgeçmedik ancak bu istekleri dile getiren milletvekilleri, il ve ilçe başkanları, belediye başkanları ve diğer partililer CHPden dışlandı; CHPde siyaset yapmaları, tamamıyla keyfi bir tutumla ya da Baykala kayıtsız-koşulsuz bağlılık istenerek engellendi. Binlerce partilinin parti emeği hiçe sayıldı.

Bu uygulamanın bir sonucu olarak, örgütün ve yönetim organlarının karar alma mekanizmalarına katılımı ortadan kalktı; aday saptamaları ve aynı önemde olmak üzere siyaset üretimi tümüyle merkezileştirildi; giderek tek kişiye, genel başkana bırakıldı.

Hantallığın asıl kaynağı budur!

Hantallık, CHPnin düşünce yapısının sağcılaşmasına yol açtı. Partililerin ve örgütlerin çalışmaları, yalnızca genel başkana bağlılık ölçüsüyle değerlendirildi. CHP, ülke ve dünya sorunları karşısında işlevsizleştirildi. YÖK gibi 12 Eylül kurumlarının koruyucusu yapılan parti, bu kurumların bir bir AKPnin eline düşmesine yalnızca tanıklık ediyor.

***

Basında, önce, CHPnin programını yenileyeceğine ilişkin çok kısa bir haber yer aldı. Program değişikliği gibi çok önemli bir konu bile önemsizleştirilebildi.

Program değişikliğinin biçimi ve içeriği bilinmezliğini koruyordu ki Genel Başkan bu kez, program ve tüzükdeğişikliklerinin eşzamanlı yapılmasını ve bunların yılbaşına kadar tamamlanmasını istiyor. Önemli bir demokratik yaklaşım da bu çalışmaların örgütün ve STKlerin görüşlerine açılacağının Genel Başkan tarafından açıklanmış olması! STKler bir yana, ancak genel başkanınca hantallıkla suçlanan örgüt, program ve tüzük konularında nasıl katkı yapabilir sorusu havada kalıyor.

Program ve tüzük değişikliğinin içeriğiyle ilgili yine hiçbir açıklama yapılmıyor; sır perdesi aralanmıyor. Yalnız yine basında, tüzüğün içeriğiyle ilgili bir ipucu var; parti kulislerinden yansıyan: Baykalın kafasında karar alma mekanizmasının daha pratik işlemesini sağlama düşüncesi var. Bu bir bakıma başkanlık sistemi modeli olarak da yorumlanabilir görüşlerine yer verildiği belirtiliyor. Sanki bugün uygulanan örgütlerin ve üst kurulların hiçe sayıldığı uygulama başkanlık sistemi değilmiş gibi.

***

Kuşkusuz eldeki veriler CHPdeki hantallığın nasıl giderileceğinin değerlendirilmesi için hiç de yeterli değildir. Ancak program-tüzük değişikliği süreci CHPnin yeniden canlanmasına olanak tanımalıdır.

CHP, gerek partide, gerekse ülkede demokrasi ve ekonomik gelişme alanlarında ilerici öncü niteliğini kazanmalı ve 2004te istediğimiz gibi bu girişim güçlü bir iktidar yürüyüşüne dönüşmelidir. Bu da ancak, üyeye, örgüte ve kurullara, politika önermede ve aday saptamalarında, görev ve sorumluluk vermekten; parti içi demokrasiyi tam anlamıyla yaşama geçirerek halkla birlikte çözüm üretmekten geçer.

Başta Genel Başkan Baykal olmak üzere, CHP üst yönetimi, ülkenin bir yol kavşağına sürüklenmekte olduğu bu çok duyarlı dönemde, bu özveri ve sorumlulukla davranmalıdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları