‘Görünüyorum, O Halde Varım’ mı?

03 Aralık 2017 Pazar

“Warhol’un ‘Bir gün herkes 15 dakikalığına meşhur olacak’ sözü artık demode”

Hiçbir yazısını kaçırmamaya çalıştığım Cumhuriyet yazarlarından biri de Tayfun Atay. Haftayı onun “Görünüyorum, O Halde Varım” kitabıyla geçirdim. (Can Yayınları) Alt başlık: “Meşhuriyet Çağında Kültür ve İnsan”... (‘Meşrutiyet’ değil, ‘Meşhuriyet’... Algıya dikkat!)
Warhol’un “Bir gün herkes 15 dakikalığına meşhur olacak” sözü artık demode! Şimdi kimse 15 dakikayla yetinmiyor! Herkes her an meşhur olmak istiyor. Televizyon yetmiyor, Facebook, Twitter, Instagram, selfie çılgınlığı... Artık teknik beceri ne verdiyse...

‘Folk’tan ‘pop’a dinin seyri
Her konuda düşünce, fikir değil, görüntü ve seyirlik üretilen bir dünyada, elbet değer ölçülerinin de değişmesi kaçınılmaz...
Kötü bir televizyon izleyicisi olarak, ekrana sıkışan dünyanın bir parçası olmayı reddeden ve popüler kültürden uzak düşmüş ben, Tayfun Atay’ın kitabını soluk soluğa, kimi satırların altını çizerek, kimi paragrafları tekrar tekrar okurken ne çok şey öğrendim...
Reddettiğim şeyi de öğrenmemi sağlayan, analizleriyle istemediğin dünyanın esiri olmamanın da yolunu gösteren Tayfun Atay’a sonsuz teşekkürler...
Doğrusu AKP iktidara geldikten sonra, kimilerinin İslam dininden nasıl uzaklaştıklarına tanıklık eden biri olarak, bence kitabın en ilginç bölümlerinden biri de “Folk’tan Pop’a Dinin Seyri” başlıklı bölüm...
Başlarını cazibe için örten kadınların aynı zamanda İslamcılığın da üstünü örttüklerini gösteriyor bizlere Tayfun Atay.
“Soğuk savaş sonrası küreselleşen kapitalizmin tüketime endeksli ve kültür endüstrisine duyarlı işleyişi de düşünce, değer, inanç, âdet ve geleneklerde ‘sermaye’ devşirirken İslamı da ihmal etmedi...” diyerek ve helal gıda, helal seks shop, helal şarap, helal giyim, helal kozmetik, vb. örnekleri vererek... İslamcılık kapitalizmi haram sayarken, Post İslamizmin kapitalizmi, helal saydığını belirtiyor...

Yaşamaya ve yaşatmaya olan inanç
Haftamı zenginleştiren bir başka kitap Fazıl Say’ın “Akılla Bir Konuşmam Oldu” adlı eseri. (Doğan Yayınları) Sadece bir yaratıcının, bir dehanın dünyasına girmenizi değil, aynı zamanda yeryüzünü kucaklamanıza da neden oluyor
İlk bölüm “Dünyam”, insanlık, kültür, sanat konusundaki düş ve düşünceler, endişeler, hedefler içeriyor.
2. bölüm “Yüzler”, Fazıl’ın yolunun kesiştiği insanlar hakkında keskin fırça darbeleriyle çizdiği portreler... Cömertliği çok çarpıcı.
3 ve 4. bölümler “Şairlerim” ve “Çocuklarım”... Fazıl Say’ın kendi besteleri üzerine düşünceleri, duyguları, duyarlıkları... Yaratıcılığına ilişkin yorumları...
Okudukça bu ne zenginliktir diye şaşmadan edemiyorsunuz. Bence kitaba “Yeryüzüyle kucaklaşmak” adı daha çok yaraşırdı.
Hem ülkemi, hem de yeryüzünü bana daha çok sevdiren, yaşamaya ve yaşatmaya olan inancı pekiştiren, umut aşılayan Fazıl Say’a teşekkürler..

‘Aile Arasında’
Babacan tavırlı, sempatik edalı, lokum gibi adam, işten çıkıp eve girdiği an, karısının sesi duyulur ve aralarında şu diyalog geçer:
Mihriban: “Sıkıldım yaa... Çok, çok sıkıldım...”
Fikret: “Hava karanlık da, ondandır canım...”
Mihriban: “Yok yaaa evlilikten sıkıldım... Boşancam ben senden...”
Gülse Birsel’in senaryosunu yazdığı, Ozan Açıktan’ın yönettiği “Aile Arasında” filminin başlangıç tümceleri bunlar... Bunu söyleyen Mihriban (Gülse Birsel) ve Fikret (Engin Günaydın) edalarını, tavırlarını görünce yüzünüze yerleşen gülümseme, iki saat boyunca bir daha sizi terk etmiyor...
O gülümseme, çok sık kahkahalara dönüşüyor. Kimi yerde de sanki gözyaşına dönüşecekmiş duygusuna kapılıyorsunuz. Yoo, yanlış anlaşılmasın. Hüzünden değil, insan sıcaklığından, duyarlığından, ruh güzelliğinden gözleriniz yaşarır gibi oluyor.
Olmayacak ama olası rastlantılar, kültür çatışması, sıradan, aykırı ve çok tanıdık, sahici insanlar, “absürd”den farsa uzanan zekâ ürünü bir mizah... Kadın duyarlığıyla yazılmış akılda kalan diyaloglar... Harika oyunculuk.. Tüm oyuncular çok iyi ama Engin Günaydın, Demet Evgar, Ayta Sözeri, Devrim Yakut, Erdal Özyağcılar’ın adlarını özellikle anmalıyım.
Birkaç gün önce izledim. Hâlâ düşündükçe gülüyorum. İçimde hâlâ insan sevgisi, insan sıcaklığı... Filme emeği geçen herkesi kutluyor, teşekkür ediyorum. Siz siz olun, görünerek değil, düşünerek, üreterek, paylaşarak, severek var olun!    



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları