Yakında Buluşmak Üzere Kardeşlerim

13 Aralık 2017 Çarşamba

Genel, yerel ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri bize, biz de seçimlere doğru koşuyoruz. Nerede karşılaşacağımız henüz belli değil. Bu arada hangi sırayla karşımıza çıkacakları konusunda da karar verilmedi daha. Duruma göre bakacaklar, hangisi AKP’ye daha çok yarıyorsa artık. Seçimler ne zaman yapılırsa yapılsın, biz çok daha önce Sevgili Akın, Sevgili Murat, Sevgili Emre ve benim isyanı gökyüzünden büyük sevgili kardeşim Ahmet, dışarıda, kış havasında buluşmuş olacağız.

***

Şu sıralarda, artık ne hızla elinize geçiyor bilmiyorum ama mektuplarınızı okuyor, gülüyor, mutlu oluyor ya da hüzünleniyorsunuzdur. Ben yine köşemi kullanarak bu kez de hepsinin önüne geçme telaşındayım. Twitter’da başlayan “özgürlüğe mektup yaz” kampanyasını duymuşsunuzdur; kampanya neredeyse Twitter’ı kilitledi. Alışamadığım jargonla; “Trend Topic” olmadınızsa da ramak kalmıştır.

***

Neyse ben yine de önlerdeyim. Size çok taze haberler veremem; penguenler ekrandan çekildikçe özet de olsa bir şeyler duyuyor, geleni, gideni görüyorsunuzdur. Bana kalan; kim ne diyor, nasıl yorumluyor, ne gibi tahliller yapılıyor kısmı olabilir. Öne çıkan konu tahmin edersiniz, MAN Adası hikâyesidir. İktidar kanadının çok kızdığını, çok çaresiz kaldığını söyleyeyim de hikâyenin inkâr kabul etmez sonuçlarını, er geç ödenecek bedelinin ne ağırlıkta olacağını da siz söyleyin bana.

***

Milyarder altın tacirlerinden rüşvetçi Sarraf efendinin sanıklıktan tanıklığa ustaca terfi ettiği dava gittikçe şenleniyor. FBI’nın derin desteği ile olduğu aşikâr, “malzemeyi”de yanına almayı unutmadan ABD’ye uçurulan, FETÖ’cü olduğu gün gibi ortada tanık da konuştu. 17/25 Aralık’ta nasıl çalıştıklarını, nasıl belge topladıklarını anlattı. Şimdi biliyorsunuz bizim mahkemeler, o bilgilerin “sahte” olduğuna dair kararlar almışlardı. Fethullahçılarla AKP’nin ortaklığının da, kavgasının da memlekete büyük zararlar verdiği herkesin bildiği bir şey; ama ortaya çıkan gerçekleri de halkımız bilmesin mi şimdi.

***

Bakalım Amerikan mahkemesi bu belgelere, bulgulara ne diyecek, itibar edecek mi, nasıl kullanacak? Merak ediyoruz. Çünkü belgeler bizi yakından ilgilendiriyor. Bu arada konu ile ilgili bilgi ve bulguların araştırılmasının bir kere daha zorlaştırıldığını söyleyeyim de “vaziyetin” “durum” kısmı iyice anlaşılsın! Bizim istediğimiz; “sesleri, saatleri, kutuları” hep yaptığımız gibi durumu, halka tüm açıklığıyla anlatmak, gereğinin yapılmasını istemek.

***

Her neyse, bu arada ABD ile AKP’nin karşılıklı planlarını da öğreniyoruz. Şu sıralarda pek sevişmedikleri malum; kavga halindeler. Görüntüde ABD, AKP ile “ciddi” bir çatışma içinde sanki. Bunu ciddiye alan kimi arkadaşlar da “yahu biz şimdi bu ABD emperyalistleriyle aynı paralelde miyiz?” kaygısına düşüyor. Olacak iş mi? Herkesin hesabı kendine. ABD’nin planı, müttefikini terbiye etmek, bizimki seçimlerde yalanı dolanı önlemek, halkın kendini göstermesine katkıda bulunmak, “temsili parlamenter demokrasiden” daha iyi bir yöntemin kapılarını zorlamak.
Var mı bir paralellik?

***

İşte gördüğünüz gibi konuları bitiremedim. Daha geride ansızın piyasaya sürülmüş Kudüs meselesi vardı, Suriye’de son adımların nasıl atılacağı, halktan nasıl gizleneceği, nasıl şekere bulanacağı, nasıl “büyük zafer” havasıyla takdim edileceği meselesi vardı. Artık onları nasılsa yakında, umuyorum çok yakında, dışarıda, ayrıntılı bir şekilde konuşur, enine boyuna tartışırız. Özledim ben sizlerle tartışmayı zaten.
Baki selam sevgili kardeşlerim...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları