Otoriterlerin kanlı çatışmalar tuzağında

16 Aralık 2017 Cumartesi

Sınır tanımayan doktorların Myanmar katliamında öldürülen Müslümanların saptanmasına yönelik, Bengladeş kamplarına sığınanların tanıklıklarına dayalı araştırma sonucuna dayalı raporu, 14 Aralık tarihli açıklama sonucuna göre 730’u 5 yaş altı çocuk olmak üzere, 6 bin 700 Rohingya katledilmiş. 25 Ağustos - 24 Eylül tarihleri arasında yaşamlarını kaybedenlerin sayısı 9 bini aşmış. Dünyayı yöneten otoriter güç odakları, emperyal, enerjiyi de kapsayan çıkar savaşları kapsama alanının dışında kaldığı için ancak satır arası haber değeri taşıyor.
Kuşkusuz Amerikan Başkanı’nın Kudüs’ün İsrail için başkent yapılmasının yürürlüğe girmesini isteyen kararı, Ortadoğu’da yeni dehşet dengelerinin oluşması, kanlı çatışmalar, otoriterleşme dengelerinde, bölgenin yangın yerine dönüşmesinde fitilin yakılması sonuçlarıyla, ülkemiz içinde, diktatoryal boyutları katlanmış otoriterleşmenin dayatılmasında basamak yapılıyor. Bir yanı ile de tarihin acı deneyimleri, halklara ödetilen ağır bedellerin bilinçaltlarında yarattığı insan hakları, demokrasiden yana tepkiler, reflekslerle demokrasiden, barıştan yana arayışları en umulmayan bölgelerde filizlendiriyor...
Hiç unutamadım, yeri geldikçe de hep altını çizerek anımsatmaya çalıştım... Hani Amerikan Başkanı Clinton başrolde, İsrail ile Filistin arasında propagandası çok yapılmış olarak bir barış anlaşmasıyla sözde barış sürecine geçilmişti ya... İsrail’in Barış Örgütü’nün başkanı fizik profesörü ile Filistin’in Ankara temsilcisi, bir Taksim toplantısında bizimle barış sürecini değerlendirmek üzere bir araya gelmişlerdi.. İkisi birden nerede ise aynı cümlelerle “Barış için atılan adımlar, yapılanlar çok az ve çok geç” cümlesinde görüşlerini özetleyivermişlerdi.. Öyle de olduğunu çok kısa süreçlerde yaşananlarla, yeniden kanlı çatışmalarla öğrenmek zorunda kaldık. Hamas bölgesi travması, Filistin’in parçalanması, tüm bölgeye, Mısır’a kadar uzanan sonuçlarıyla yeni çok ağır bedeller ödendi..

***

Her emperyal kirli çıkarlar adına oynanan kirli oyunlarda, her çıkar odağının kendisi için kurdurduğu terör örgütleri, kullanılmaları süreçlerine bir köşe yazısında görebilecek halimiz yok. Çarpıcı sonuçlarıyla Afganistan’da Taliban, El Kaide türevleri terör örgütlenmeleriyle, Pakistanlaştırma travmaları da içinde, kuralsız düzenlerin kuralsız savaşlarında Amerika’nın 11 Eylül’ü zirve, Irak, Afganistan işgalleri, sonrasında Suriye, Libya doğrudan işgalleri.. derken bir koldan Soros, demokrasi fonlarıyla Ukrayna, Sırbistan, kırmızı-turuncu karanfil darbeleri, diğer yanda ılımlı İslam modeli, Gülen’li iktidarları ortaklıkları.. Maya tutmayınca, esnek, hızlı yeni proje geçişleri.. Ayak uyduramayanların kendi içlerinden çok da fark etmeden askeri ya da sivil yeni darbelerle değişimin odağına oturtulmaları..
Elbette ırklar, dinler-mezhepler, hele de kendi iç reformunu gerçekleştirememiş İslam dünyası içinde, şeriat düzeninden de alınan güçle, sık sık yüzyıllar da değil, çağlar gerisine bile sürüklenişler.. Çok sık adı geçen terör örgütlerini kurmuş ülkeler için bile ellerinde patlayan bombalara dönüşüveriyor. Filistin’i bölmek üzere Hamas, Afganistan’da Taliban, El Kaide türevleri, en sonlarda Irak işgalinde beklenen petrol yataklarını paylaşım dengeleri kurulamayınca, rafineri yangınları zengin kuzey dünyasının ekonomik krizini üretince, ılımlı İslam, Osmanlıcılık arayışları da sonuç vermeyince, dengeler adına IŞİD’in gönderilmesi..
Suriye, Esad operasyonunu düşünün, üzerine göç yangını ile yine zengin kuzey dünyasının zorlanması, Rusya, İran toparlanmasında, hele de Çin, Hindistan ekonomik güç patlamaları, sosyal dampinginde yeni sıkışmalarla AB’nin göçle de zorlanması. Amerika’nın farklı çıkış yollarına geçişiyle kurulan yeni dengelerde, baş döndüren hızlı değişimlerde Ortadoğu için yeni haritalar arayışları öncelik alınca, gönderilmiş terör örgütü IŞİD operasyonu, hedef alınan tek örgüt, canavara dönüşmüş oluyor..
Ortadoğu’da halkların dehşet, kanlı çatışmalara kurban olmadan kurtulabilmelerinde tek yol, tarihten, yaşanmışlıklardan ders alınarak, diktatörleşme tuzaklarına karşı içeriden, demokratikleşme, hak-hukuk düzenleri arayışlarıyla çözüm üretebilmek, barışla oyunu bozmak kalıyor.. İsrail de içinde, canı yanan tüm bölge halklarının içinden gelen barış seslerine kulak verile..



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları