‘Kim Korkar Diktatörden?’

17 Aralık 2017 Pazar

Roma’daki ‘Avrupa Tiyatro Ödülleri’nde Nijeryalı Soyinka ile sohbet şansı bulduk

Dünyanın dört bir yanından gelmiş tiyatro insanları Roma’da “Avrupa Tiyatro
Ödülleri”nde
buluştu... Roma zaten yeryüzünün en büyük açık hava müzesi... Başınızı ne yana çevirseniz, tarihle, arkeolojiyle ama en çok kente ve insana saygıyla karşılaşıyorsunuz. Bu muhteşem kentin baştan çıkarıcılığına kapılmayıp sabahtan akşama konferans salonlarına kapanıp, tiyatrodaki yeni akımları öğrenmeye çalışmak; bildiğiniz ya da bilmediğiniz dillerde günde iki oyun izlemek çaba gerektiriyor... Atın ölümü arpadan olsun diyerek hiçbir şey kaçırmamaya çalışıyorum...
1987’de kurulan, yıllarca ev sahipliğini Sicilya’daki “Taormina- Arte” festivalinin yaptığı “Avrupa Tiyatro Ödülü”, ekonomik nedenlerle kesintiye uğrayarak da olsa bugüne dek varlığını sürdürüyor... Her yıl Avrupa’nın bir başka kentinde düzenleniyor. Bu yıl hem kuruluşunun 30. yıldönümü olduğundan, hem de Avrupa Birliği’ne yol açan Roma Antlaşması’nın 60. yılı 2018’de kutlanacağından, Avrupa Parlamentosu’nun bu dev etkinliği yeniden İtalya’ya geldi... Amaç, özetle farklı kültürlerin birbirini daha yakından tanıması...
“Avrupa Tiyatro Ödülünü” daha önce alanlar arasında Arianne Mnouchkine, Peter Brook, Giorgio Strehler, Heiner Müler, Robert Wilson, Luca Ronconi, Pina Bausch, Lev Dodin, Harold Pinter gibi isimler var...
Bu isimleri, yalnızca şöylece sıralamak bile, bana bir kez daha iyi ki İKSV ve Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivalimiz var, dedirtmeye yetiyor. Dünya tiyatrosunda çığır açmış bu isimlerin çoğunu, bizler İstanbul Tiyatro Festivali sayesinde izleyebildik ve izliyoruz.

Büyük Ödül: Hubert ve Jeremy Irons’a
Bu yıl uluslararası tiyatro eleştirmenlerinden oluşan jüri, Büyük Ödülü iki oyuncuya verme kararı aldı Isabelle Hubert ve Jeremy Irons... Her ikisinin de seçilme gerekçesinde sinemadaki başarılarına karşın tiyatrodan asla vazgeçmeyip yetkinliklerini araştırmalarını, özenlerini ve daha ileri gitme tutkusunu tiyatroda savunmaları var... Tiyatronun özgürleşmesine duyduklarını sonsuz inanç ve bu uğurdaki çabaları var...
Bu yılın Özel Ödülü ise Nobel sahibi Nijeryalı yazar-şair Wole Soyinka’ya veriliyor. Gerekçesi, Afrika kültürüyle Avrupa kültürü arasında tiyatro aracılığıyla kurduğu eşsiz köprü...
Wole Soyinka’nın konferansında onun tiyatroyla ilişkisini daha yakından öğrenme fırsatım oluyor. Ülkesini diktatörlük yüzünden terk ettiğinde, Senegal’e gidip el verdiği, omuz verdiği ilk oyun “Diktatörden Kim Korkar?” adını taşıyor. (Edward Albee’nin ‘Hain Kurt’undan korkmayan tiyatrocular, elbet diktatörden de korkmaz! Bu oyun adı öyle hoşuma gitti ki, tuttum bu yazının başlığına koydum. Yoksa siz başka bir şey mi sandınız?!)
Dünya üzerindeki deneyimleri hep Afrika referanslarıyla dile getiren Soyinka’dan 60’lı, 70’li yıllarda “Tek atışlı” sokak tiyatrosu deneyimlerini dinlerken (her yerde anında sahne kurulur, uzaktan polis görüldü mü sahne toplanmadan kaçılır, polis gitti mi oyuna kalındığı yerden devam edilir...) bizim Mehmet Ulusoy’umuzu, “Devrim İçin Hareket Tiyatrosu”nu düşünmeden edemedim...


Konferansından sonra Wole Soyinka ile sohbet fırsatı bulduğumda Türkiye’deki dostlarına sevgisini iletirken hapisteki yazarlara gazetecilere de değinmeden edemedi... O konuda bir de mesaj iletti:
“Lütfen köprüleri yıkmayın... Köprüler orada, var... Yakmayın, yıkmayın köprüleri! İki yönlü de geçişi sağlamazsak, iletişimi her an canlı tutmazsak, umut olmaz. Umutsuz da yaşanamaz!”
Şimdi Jeremy Irons konferansına yetişmek üzereyim devamı bir başka yazıya...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları