Hava soğuk, zemin kaygandı. Ama maç başlayınca gördük ki sahadaki iki takım da çok istekliydi. Beşiktaş’ın artık puan kaybına tahammülü yoktu, Sivas ise Beşiktaş maçlarını bir başka oynuyordu. Yani mücadeleli bir futbol bizi bekliyordu. Daha karşılaşmanın 5. dakikasında Quaresma’nın orta alanda tam takım oyun kurmaya hazırlanırken kaptırdığı top Fabri’nin ellerinden fazla sekti ve ev sahibi golü Rybalka’yla buluverdi. Oysa ki karşılaşmaya üstün başlayan taraf Beşiktaş’tı. 90 dakika da böyle geçti zaten. Evet Kartal üstün gözüküyordu ama örgütlü bir baskı da kuramıyordu. Orta alanı çabuk geçiyor, topu yanlara aktararak kanat oyunu oynuyordu. Tıpkı Osmanlı maçında olduğu gibi. Doğru dürüst stoperi olmayan Osmanlı karşısında bu oyun ilk iki golde iyi sonuç vermişti. Ne var ki Sivas savunması bu topları rahat karşıladı. Ayrıca ceza alanına yaklaşıldığında özellikle Q7’den gelen şişirme toplar en iyi ihtimalle korner kazandırıyordu. Beşiktaş korner kazanma rekoru kırdı bu maçta. Ama sonuç sıfır.
Siyah - Beyazlı forvetler Sivas’ın kalecisi Tolgahan’ı çalıştırdı ancak. İsabetli ilk orta ilk yarının sonlarında oldu mesela. Beraberlik golüyle sonuçlanan penaltı ise Gökhan’ın hızlı derin pasından doğdu. Yani bir kanat organizasyonundan değil. Böylece Negredo’nun 26’da kullandığı penaltıyla skor dengelendi.

2 değişiklik
Güneş 2. yarıya Negredo-Cenk değişikliğiyle girdi. Oysa ki Q7 ve Talisca en etkisiz oyunculardı. Beşiktaş galibiyet golü için şuursuzca rakip ceza alanına yüklenmeyi sürdürdü, Sivas da kontra toplarla 2. golü aramayı. Güneş 69’da son çare; Atiba yerine Oğuzhan’ı aldı oyuna. Ama takımın ayarları bozulmuştu bir kere. Ve Sivas 83’te kazandığı ilk korner atışından Zoro’yla galibiyet golünü bulunca Beşiktaş’ın 3 puan hayalleri de buz gibi havada dondu kaldı.