Ayşegül Sönmez

Şimdi risk almak zamanı değilse ne zaman?

26 Aralık 2017 Salı

Eğer bir darbe teşebbüsü varsa ve bunun devamı söz konusuyla buna müdahale edecek siviller suçsuzdur gibi bir kararnamenin (KHK) çıktığı bir coğrafyada sanat eleştirisinin iflasından bahsedebilir miyiz?

Çok samimi soruyorum.

2018 gelmeden bütün gazeteci arkadaşlarımız hapisteyken bir sergiye gidip iyi ki yapıldı demeden sergiyi eleştirmenin giderek imkânsızlaştığını size nasıl anlatabilirim?

Uzun zamandır eleştiri yapmayacaksam hiçbir şey yazmam, böylelikle zaten emeklemekte bile güçlük çeken sanat ortamında sanat üretimini takip ederim ama eleştiriyi hak eden tarafları bir güzel görmezden gelirim. Zaten bu serginin yapılması mucize derim.

Bu mucizeyi bozmaya hakkım olabilir mi?

Bir hakkım var mı hâlâ?

O zaman şimdilik bir eleştiri yazısı yazmam, yazacağım güzel günleri beklerim.

Kafamda eleştiririm.

Kafamda yazarım yazımı.

Düşünce görülmez.

Ne düşündüğümü kimse anlamaz.

Sadece ne düşündüğümü varsayarlar.

Sokakta bir sergiyi eleştirmek üzere kafamda evirir ve çevirirken bindiğim dolmuşun sivil şöforü, iki kişilik koltuğa üç kişi alınamayacağını söyleyen diğer sivili tartaklar. Polise gittiğinde iki kişilik koltuğa üç kişi alınamayacağını iddia eden üniversite öğrencisi “bayan”ın darbeci olduğunu söyler. Dolmuşta bayan öğrencinin tweet attığını görmüştür. Tweetler kontrol edildiğinde bayan öğrencinin Demirtaş’ın özgürlüğü için atılan bir tweeti RT ettiği öğrenilir.

Darp raporu alınmadan şöfor serbest bırakılır.

Bayan öğrencinin Anadolu’daki ailesine gözdağı verilir. O da aslında gözaltına alınmalıdır ama bir seferlik serbest bırakılır.

Üstelik tıbbi yardım almadan.

Yargılanmadan tekrar dolmuşunun başına geçer. Bir dahaki sefere belki sıra bana ya da sanatçı bir dostuma gelecektir.

Böyle bir iklimde üç gün boyunca binlerin ziyaret ettiği Base adlı öğrenci sergisini eleştirmek yazılabilecek son yazının konusu değil mi?

Bu öğrenci sergisini baştan sona dolaştığımda her bir resmin, fotoğrafın altında okunaklı harflerle yazılan “Fiyat için BASE kat görevlisi veya sanatçıyla iletişime geçiniz” cümlesinin hesabını sormanın zamanı değil mi?

Bu her bir işin altında en ucuzundan yaptırılmış çıkışın yer almasının hesabını öğrenciler neden sormadılar peki?

Yeri ve zamanı değil çünkü...

Konuştuğum en az dört tanesi bu ibareden dolayı kendilerini kötü hissettiklerini ama seslerini çıkarmadığını belirtti.

Çünkü bir tatsızlık çıkarmamalı.

Öğrencilik denilen hele sanat öğrenciliği denilen bir sanatçının ömründe başına gelebilecek en özgür ve “Piyasa” denilen ileride, belki az sonra tanışacağı canavardan uzak istediği gibi üreteceği, masum zamanlarda bu ibarenin ettiği gölge, koca bir isyanı hak etmiyor mu?

Hatta şöyle demeliyim?

Koca bir isyanı teşvik etmemeli mi?

Hayır, şimdi vakti değil!

Peki o zaman bu öğrenci sergisinde, öğrencilerin korkusuzca aldıkları riskleri, Türkiye’nin karanlık gündemiyle hesaplaşmalarını, Piyasa’ya göz kırpmak değil sadece canlarının ne istediğiyse onu yapmalarını görmek gerekmiyor muydu?

Diyarbakır, Mersin, Ankara gibi farklı şehirlerden gelen öğrencilerden şehirlerinde olup bitenlerden bir haber getirmelerini beklemenin de mi zamanı değil?

Batman’dan sergiye katılan öğrencinin gözlerini kim kapattı?

Körebe mi oynuyoruz?

Bu öğrenciler toplu halde bir koro gibi ve kendi özgün sesleriyle bugün bağırmayacaklarsa bize risk alınabileceğini göstermeyeceklerse ne zaman gösterecekler?

Risk almak artık ateşle oynamak mı?

Ve hiç vakti değil onun da.

Ateşin içinde değil miyiz zaten?

Küratoryal anlamda zaten gayet formal bir eğitimden geçen öğrencileri, seramik yapanlar, iğne iplik kullananlar diye oda oda tasnif etmeye de mi itirazımız olmayacak?

Evet, olacak.

Çünkü bugünden itibaren yeni yıla bu kadar az kala, çok yakında güzel günler göremeyeceğimizden o kadar eminim ki, eleştireceğim.

Teker teker.

Tekrar tekrar.

Başta “fiyat için BASE görevlisiyle iletişime geçin” yazısını sonra Türkiye’de her şey yolunda, bir iç savaş, bir iç ve dış göç, hapiste yüzlerce düşünce suçlusu ve binlerce trajik hikâye yokmuş gibi yapan, temel sanat eğitimi koridorunu andıran “seçilmiş genç sanatı” eleştireceğim en başta.

Ve bir başka tehlike de gençlerin bu tür oluşumlarla araçsallaştırılması. Base gibi yeni bir oluşumda olduğunu iddia etmiyorum ama özenilmesi gereken bir konu da bu. Böylesi dev şehri boydan boya saran cool afişlerin ardından geriye neyin kaldığı? Bireyler mi? Sponsor için takipçisi garantili bir yatırım alanı mı?

Hepsi mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyah Güzeldir 7 Temmuz 2018

Günün Köşe Yazıları