Yeni Yıl Umutların Gerçekleşeceği Bir Yıl Olsun

01 Ocak 2018 Pazartesi

Acılarla, zorluklarla dolu bir yıl geçirdik. 2017’nin önemli bir kısmında bu köşe kapalıydı. Çünkü bildiğiniz gibi Okur Temsilcisi yani ben tutuklanmıştım. Tutukluluk 9 ay sürdü. Bu geçen sürede bana yüklenmek istenen “suç”lamalardan biri benim okurla sıkı ilişkimin farkında olmayan ya da farkında olmak istemeyenlerin iddialarına kulak verenlerin uydurduğu “okur isteklerini gazete yönetimine iletmemek” gibi garip bir “suç”tu. Bir diğeri ise gazetenin “yayın politikasını değiştirmek” gibi hiçbir yasada yazılı olmayan bir “suça” ortak olmaktı. Anlamsız suçlamalardı, ama yine de bu köşenin boş kalmasına yetti. Üç arkadaşımız, gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve ödünsüz muhabirimiz Ahmet Şık hâlâ Silivri Kapalı Tutukevi’ndeler.
Kısacası kötü bir yıldı 2017. Ama bu yalnızca gazetenin, gazete çalışanlarının başlarına gelenler açısından değildi. 2017 ekonomik açıdan, çalışanlar, işçiler, köylüler, memurlar için sıkıntılı, krizlerle dolu bir yıldı. Gelir dağlımının daha da bozulduğu, gerçek ücretlerin, maaşların düştüğü, sıkıntıların arttığı bir yıl oldu.
Ortadoğu’da ne yazık ki Türkiye’nin de bulaştığı canlar yakan savaş sürdü, Türkiye üzerinden Batı ülkelerine gitmek isteyen mülteciler çok kayıplar verdiler.
Siyaset alanında ise çözümsüzlük kendini daha çok belli etti. Gittikçe artan gerginlik, aşılması güç toplumsal bir gerginliğe dönüştü. Gizlenemez hale gelen yolsuzluklar Türkiye sınırlarını aştı, başka bir ülkenin mahkemelerinde görüşülür oldu.
Önümüzde yine zorluklar var. Yine zorlu bir yıl bizi bekliyor. Ama biz umudumuzu yitirmeyecek, gerçekleri yazmak, okurlarımızın haber alma hakkını korumak, olup bitenleri yorumlarıyla sizlere ulaştırmak için ne yapmak gerekiyorsa yapacak, ne pahasına olursa olsun sizlerle iletişimi sürdürmek için çaba göstermekten vazgeçmeyeceğiz.
Okurlarıma mutluluklar diliyor, 2018’in her şeye karşın başarılar getiren bir yıl olması umudumu yineliyorum.

Satır aralarında mesaj mı var?
25.12.2017 tarihli Gazetemizin Okur Temsilcisi kösesindeki bir tuhaflığı anlayamadığımı belirtmek istiyorum. Bu kadar da raslantı olmaz diye düşünüyorum. Sizin değerlendirmenizde iki yerde: birincİYİz ve gayet İYİ biliyor şeklinde, Tekin Koç ve Hüseyin Şahin’in eleştirilerindeyse ...İYİ çalışmalar şeklinde, Afife Batur eleştirisindeyse ...sayfa İYİce şeklinde olmak üzere beş kez iyi sözcüğü büyük olarak yazılmış. Garip raslantı, sayfanın hemen altında İyi Parti’ye dair 5 soru 10 cevap değerlendirilmesi var. Satır araları mesajı mı doğrusu çok merak ettim. Mustafa Kemal Erken- Emekli öğretmen Fatsa
Okur Temsilcisinin notu: Bu hatalar bilgisayar kaynaklı. İYİ Parti yalnızca haber değeri olan yeni bir parti. Bu parti ile ilgili haber yapıldığında adının öngördükleri gibi kısaltmasıyla yazılması normal. Bunun dışında başka haberlerde saklı gizli mesaj verilmesi gibi bir durum söz konusu olamaz. Cumhuriyet gazetesi partiler ve hükümetler karşısında tarafsızdır. Tarafının yalnızca gerçekler olduğunu yöneticileri sık sık açıklıyorlar.

Bitmez tükenmez yazım hataları
Gazetenizin hem basılı hem de portal alanında düzenli bir okuru olarak son zamanlarda kimi haber ve köşe yazılarında çeşitli yazım hataları, haberlerin kesik olması vb. hatalarla daha sık karşılaşmaya başladım. Bir Cumhuriyet okuru olarak, Cumhuriyet’in içinden geçtiği zor sürece yorduğum bu duruma yine de dikkat çekmek istedim. Çalışmalarınızda başarılar dilerim, sevgiler saygılar. Ali Öztürk

Olayların ardındaki gerçek
Seneler önce “Gazetenin kurşun kalıplarla basıldığı zamanlarda da” gazetenin baş sayfasında alt tarafta “Olayların ardındaki gerçek” başlığı altında yazılar yayımlanırdı.
Biz okuyucular bu köşenin Sayın İlhan Selçuk tarafından yazıldığını zannederdik.
Çok güzel analizler vardı. Ve ben bu köşeden kendi hesabıma çok ders aldım.
Çünkü her davranışın ve her cümlenin altında bir gerçek var.
Örneğin, benim size yazdığım bu yazıda yukarıda kullandığım “Gazetenin kurşun kalıplarla basıldığı zamanlarda da” cümlesinin altında bile bir gerçek var. O da şu: Ben gazeteyi (bizde gazete denince akla Cumhuriyet gelir) taaa kurşun kalıplarla basıldığı zamandan bu yana okuyorum, eski okuyucuyum, gazeteyi her satırına kadar iyi takip ediyorum, yazılanları unutmuyorum ve yararlanıyorum.
Olayların ardındaki gerçek aslında bir özeleştiri. İnsanlarımızın her zamandan daha çok fazla özeleştiri yapmaya ihtiyaçları var. Ama bu bilinç maalesef yok. Hatta özeleştiri yapmaktan korkuyorlar.
Halbuki özeleştiri insanları geliştirici bir eylem. Bu köşeye tekrar başlar mısınız. İnanın çok yararlı. Size, gayretlerinizin devamını diliyorum. Sağlıklı ve mutlu bir gelecek sizin olsun. Saygılarımla... Rüknettin Kumkale

Eskimiş sözcüklere bu merak neden?
Bugün 24 Aralık gazetesinde neler okudum, ne olmalıydı? Sizle paylaşmayı uygun gördüm. Saygıyla sunarım. Tarık Konal
“Filipinler’de heyelan olmuş. Toprak kayması denmeli.
Güz şarkıları devam ediyor’muş. Sürüyor, olmalı.
Gülengül Altınsay, “Beşiktaş şuursuzca yüklendi”. “Kanat organizasyonu ”, “Puan kaydına (kaybına olmalı) tahammülü yok” demiş.
Bilinçsizce; açıklardan atak düzenleme; puan yitirmeyi içine sindiremez” denseydi…
Kültür Okuntusunda: “İnsanlığa dair, hayata dair, vizyona girdi, kırılma anı, hamaset, aktivist ” denmiş. “Yaşama ilişkin; gösterime girdi; kırılma kıpısı- kırılma ânı; boş övünme; eylemci” dense…
Aslı Aydıntaşbaş, karizma, alalade, isyan, iddianame, delil, masum, teselli demiş. “Büyüleyici- etkileyici özellik, sıradan; başkaldırı; savca; kanıt; suçsuz; avunuş” dese…
“Engele rağmen anma” denmiş, “engellemelere karşın” denseydi.
Antifriz uyarısı… “Donmaönler konusunda uyarı” denmeliydi.
Migros’ta MAP (modifiye atmosfer paketleme) teknolojisi ile ambalajlanmaktaymış balıklar. Bu “ekonomik bir alternatif hali”ymiş. Bu işlem, apak bir Türkçeyle anlatılsaydı, okur anlardı.
Şeyma Paşayiğit’in “Sağlıkçıların memnuniyet anketinden şikâyet çıktı. – Vicdana aykırı” başlıklı yazısında anket, şikâyet, vicdan, tedbiri, performans, akreditasyon, liyakat, tetkik, obezite sözcüklerinin öz Türkçeleri vardır: sormaca, yakınma, duyunç, önlem, başarım, yetkilendirme, işeyaraşırlık, inceleme, doymakbilmezlik…
Menemen’de katledilen devrim şehitleri. Katliam: acımasızca, topluca öldürme’dir. Sivas’ta yapılmış olan topluöldürüm’dü, Menemende ise, gericiler bir subayımız ile iki bekçimizin canına kıydılar… Böyle anlatılsaydı daha iyi olmaz mıydı?”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları