Satır arası okumalarıyla yeni yıl kutlamaları...

02 Ocak 2018 Salı

İsterseniz bir ömür gazeteciliğin deformasyonu olarak da okuyabilirsiniz.. Haberlerin satır aralarını okumaya çalışmak, öğrencilik yıllarımdan edindiğim şakayla karışık 54 yıllık geçmişi olmuş bir alışkanlık.. Işıklar içinde yatsınlar Ecvet Güresin, Abdi İpekçi, Cevat Fehmi Başkut, Muhsin Ertuğrul, Metin Kutal, Haluk Cillov, Cavit Orhan Tütengil,Çetin Özek.. uzmanlık alanlarıyla birlikte gazeteciliğe yansıtılmasında efsane hocalarımın katkılarını unutamam...
Türkiye’nin siyasi iktidarların paranoyası sayesinde kutlanması karabasana çevrilmiş 1 Mayıs’lar üzerinden, pek çok yıl o yılın 1 Mayıs kutlamalarına bakarak, severek değerlendirme yazıları yaptığımı, “1 Mayıs’ların kutlanma biçimleri ülkelerin emek haklarının okunmasına ayna tutar” anlamında sonuçlar çıkardığımı anımsıyorum..
Doğrusu pek çok toplumsal olaya yönelik önemli günlerin kutlanması biçimlerine de bakarak kendimce değerlendirmeler yapma alışkanlığım da hep var oldu.. Dini, milli bayram kutlama alışkanlıkları, aileler, bölgeler, geleneklerin etkileri, inançlar, yaşam tarzları arasındaki barışçı kaynaşmalar, birlikte yaşam, barıştan yana, insan haklarının korunabilmesi, demokrasiye, insanca yaşama dönük etkileşimler... Ya da tam tersi düşmanlıklar, çelişkilerin beslenmesi üzerinden yaratılan çatışmaların yansımaları kan akıtılmasına gidişin, savaşların önünün açılması.. ile çok haksız, bir o kadar acımasız ekonomik, sosyal, siyasal güç odaklarının kucağına, tuzaklarına düşme anlamındaki.. iç-dış odaklı kirli oyunlardan başını kaldıramama halleri. Uygarlık, gelişmişlik, hak-hukuk-demokrasiyi kavramış toplumlar ile sürekli tuzaklara düşenler arasındaki uçurum tam da bundan değil mi?
Dahası kendi öznel koşulları içinde de bölgeler, ülkeler için de değişmez, şaşmaz gelişim tabloları söz konusu değil. Zengin kuzey dünyasında bile önce çok kutuplu, sonra tek kutuba doğru, daha sonra yeniden çok kutuplu dünya dengelerinin oluşabilirliği bir yana, dünya çapında en dibe vuruşlar ile en yukarılara doğru sıçrayışlarda akıl almaz boyutlarda iniş-çıkışların yaşanmakta olduğu bir dünya gerçeği ile yüz yüzeyiz.
İlişkiler, halkların başlarına gelebilenler üzerinde öngörülen, öngörülemeyen değişimler, çelişkiler, tepetaklak oluşu yansıtan haberlerde hız başdöndürücü...
Yılbaşı gecelerinin saat farkları içinde gelen haberlerinin görüntüleri, kutlamaları bir yıl öncesiyle bile çelişkileri kadar çarpıcı, ülkelerin merkezleri arasında bile uçurum olan, zenginlik, güç, demokrasi, hak ve özgürlüklerin varlığı, aynası olabilecekler ile yaşamı karabasana çeviren korkular, çaresizlikler, düşmanlıkların, terör kırımı, karabasanı üzerinden yeni çatışmacılıkların ateşinin yakıldığı bir tablo gördünüz mü?
Ortadoğu’da bir hafta öncesine kadar Amerika’nın öfkesinin odağında bir ülke değil miydi İran? Irak işgalinin ünlü BOP projesi, enerji kaynakları üzerinden haritaların yeniden çizilmesinin hesapları tutmamış, tek kutuplu zengin kuzey dünyasının öngördüğü kaynak aktarımları yerine, öngörülemeyen Amerika merkezindeki şirketlerin çalışanlarının ellerinde kutuları ile iflaslar bağlantılı işlerinden ayrılmalarını öngören, zengin kuzey dünyasını sarsan ekonomik krizi üretmişti. Üstelik öngörülemeyen Sovyetler dağılmış olsa da Rusya’nın, İran’ın toparlanması, Çin ve Hindistan gibi yeni güç odaklarının oluşmasını üretmişti. Amerika’nın dengeleri düzeltme adına Sünni İslam üzerinden FetÖ’cü örgütlenmeler ile Soros örgütlenmelerini kardeş kardeş dünya arenasına attığı projeler de çok çarpıcı sonuçlar üretseler de dengenin korunmasına yetmemişti. Destek verilmiş radikal İslamcı terör örgütlerinin birçoğu ile arayı açmak, yenileri ile ittifakların gerekli olduğu bir geçiş süreci zorunluluk olunca, en çarpıcısı IŞİD ile ortak savaş gündeme girmişti ki.. İran’ın içinde yeni yıla kanlı çatışmalarla girildi. Türkiye’de terör travmalarına karşı, gerekçeli yeni yıl kutlama yasakları...
Ama insanoğlu nefes aldığı sürece kendi değerleri, alışkanlıkları içinde ölümüne savaşmak yerine çatışmasız, insanca yaşamak istiyor. Bir ırk, inancın özgürlüğü, değerlerinin haksız, hukuksuz, demokratik değerlere, insanca yaşam hakkına karşı dayatılmasına isyan ediyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sallanan piramit 26 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları