Aydın Engin

20. yüzyıl medyası biterken…

08 Ocak 2018 Pazartesi

Dün Cumhuriyet’in yeni Pazar Eki’nin reklamını yapayım derken lafın ucunu kaçırıp medyadaki yapısal değişikliklere mi daldım, yoksa medyadaki yapısal değişikliklerden söz etmek numarasıyla bizim yeni bebeğimiz, Cumhuriyet Pazar Eki’nin reklamını mı yaptım?
Buna siz karar verin. Ben dün kaldığım yerden yürüyeyim…

***

Medya değişiyor. Medya çok hızlı ve çok köklü değişiyor.
Daha kestirme bir cümle ile söyleyeyim: 20. yüzyılın medyası sona eriyor ve 21. yüzyıl bize bütün alışkanlıklarımızı altüst edecek yepyeni bir medya getiriyor. Getirmeye başladı bile…
Medya önceleri tek kanallıydı: Kâğıda basılı gazete. Ardından ona “sesli medya” ya da “işitsel medya” diyebileceğimiz radyo eklemlendi.
20. yüzyılın ilk yarısına kadar bunlarla idare ettik. Sonra “görsel medya” dediğimiz televizyon hızla ortaya çıktı, daha büyük hızla yayıldı. 20. yüzyılı büyük ölçüde basılı, işitsel ve görsel medya ile tamamladık.
Şimdi bu üç medya alanına ya da kanalına henüz adı bile tam konmamış, “internet medyası mı demeli, sosyal medya mı, yoksa elektronik medya mı demeli” soruları tam ve kesin cevabını bulmamış yepyeni bir medya girdi ve ötekileri silip süpüreceğe benziyor.

***

Sahiden silip süpürecek mi?
Evet, sahiden silip süpürecek.
Basılı gazetelerden başlayalım. Haberci haberini bulacak, yazacak ve diyelim e-posta ya da benzeri kanallarla gazetenin merkezine iletecek. Orada, gelen haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, karikatürler, yorumlar, analizler tek tek değerlendirilecek, gazete sayfalarına dağıtılacak. O sayfalar tek tek düzenlenecek. Ardından o sayfalar rotatif denen milyon dolarlık ve bir odaya sığmayacak kadar büyük baskı aletlerine takılacak. Kâğıt bobinleri dönecek, üstlerine mürekkeple o sayfalar işlenecek. Sonra o gazeteler paketlenecek. Kamyonlara yüklenecek, ana bayi, orta bayi, uç bayi denen duraklardan geçip basılı gazetenizi aldığınız bakkala ya da gazete bayiine ulaşacak. Habercinin haberini yazdığı andan gazetenin size ulaştığı ana kadar ise neredeyse tam bir gün geçmiş olacak.
Oysa aynı haber, haberci yazdıktan birkaç saniye sonra “haber siteleri” dediğimiz, internet üstünden yayın yapan elektronik gazeteler kanalıyla evinizdeki, işyerinizdeki masanın üstünde duran bilgisayar ekranına ulaşıyor.
Artık ne birkaç katlı gazete binalarına, ne içinde çalışan yüzlerce kişiye, ne milyon dolarlık rotatiflerin sıralandığı dev matbaa binalarına, ne tonlarca kâğıda gerek var. Bir haberci, bir bilgisayar, onları saniyeler içinde derleyip toparlayacak bir haber sitesi ve siz… Hepsi bu kadar.

***

Bu ayrıntılı anlatım basılı medya içindi. Görsel medya da pek farklı değil. WEB TV denen ve sadece internetten yayın yapan ve sayıları hızla artan TV kanalları gözünüzden kaçmamıştır. Artık dev binalar, her biri işin bir halkasında yer alan yüzlerce ve yüzlerce çalışan, pahalı stüdyolar, pahalı, hem de çok pahalı teknik donanıma yatırılacak milyon ve milyon dolarlar, gökyüzünde sırf bu iş için atılmış yine çok pahalı uydular…
Yakında, çok yakında hiçbirine gerek kalmayacak. Hepsi çöp sepetine…
Sırt çantasına sığacak kadar bir kamera, hatta ona bile gerek kalmadan ses kaydı da yapabilen iyi bir cep telefonu ve internet bağlantısı. O kadar. Haber, röportaj, müzik, konser, gösteri, yorum saniyeler içinde sizin cep telefonunuzda, laptop’unuzun ekranında ya da evdeki artık internetle iletişim kurabilecek donanımlarla satılan televizyon ekranında,
Yazılı ve görsel medya böyle. Ne kaldı? İşitsel medya mı? Güldürmeyin beni. Yüksek anten kiralarına, en basitinden de olsa radyo stüdyolarına ne gerek? İnternet üstünden tek kişilik bir radyo istasyonu bile mümkün. Yeter ki dinleyici bulacak hüneri ve marifeti olsun.

***

Bu başdöndürücü gelişme gazetecisiyle, medya patronuyla ve… Ve evet seyircisi ya da okuru ile medyanın tüm halkalarında niteliksel bir değişime, dönüşüme işaret ediyor.
Geleneksel medya, yani basılı gazeteler, TV’ler, radyo istasyonları şu anda artık uzatmaları oynuyorlar…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 ay 13 gün sonra 16 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları