Biz domuz da yeriz sizi de yeriz

19 Ocak 2018 Cuma

Ülke gerçekleri mi sizi şekillendirecek?
Yoksa siz mi ülkenin gerçeklerini şekillendireceksiniz?
Solun önce buna karar vermesi gerekiyor.
Devrimin ne anlama geldiğini hatırlaması gerekiyor.
Ve kendi gücüne tekrar güvenmesi.
Bölünerek zayıflayan sol gelenek kendi geçmişine bakıp da...
Sağa göre tek avantajı olan tartışma kültürünü bir dezavantaj gibi kodlama hatasına bir kez daha düşerse...
Gerçekten bölünerek yok olur.
Oysa bölünerek çoğalmak da mümkündür.
Önemli olan eksende kalmaktır...
Ve aynı merkeze bağlı olarak ortak bir eksende dolaşabilen farklı fikirlerin de aslen ortak bir güç oluşturduğunu unutmamaktır.
Sol, bölünen parçalarının ortak bir menfaatte buluşabileceği alanları doğru değerlendirir ve ortak ideallerine birlikte sahip çıkmayı becerirse tüm rüzgârlar bir anda tersine döner.
O yüzden;
Bugün kendisini solcu olarak tanımlayan bir politikacının...
Atatürk’ün askeri mi yoksa yoldaşı mı;
Devrimlerinin bekçisi mi, izcisi mi olduğu...
Onun peşinden mi gittiği, yanında mı yürüdüğü, önüne mi geçtiği;
Demirtaş’a selam yollayıp yollamadığı;
Kürt hareketine sempati duyup duymadığı;
Ermeni meselesini tartışıp tartışmadığı;
Soykırım kelimesini cümle içinde kullanıp kullanmadığı;
Domuz eti yiyip yemediği,
Sosyal medyada şakalar yapıp yapmadığı;
Tweet atarken dikkatli olup olmadığı;
Kimin kızı, oğlu, karısı, kocası, annesi babası olduğu;
Şu aşamada sol açısından zerre kadar mühim değildir.
Atatürk’ün askeri de yoldaşı da bugün bu ülke için aynı kaygıları taşıyorsa...
Ve bir şekilde Cumhuriyeti korumak gerektiğine inanıyorsa, laikliğin öneminin farkındaysa, başka hiçbir şey düşünmeden birlikte davranır.
Solcuların kendi içlerinde yapacakları her türlü koalisyon iktidar için müthiş bir tehdide dönüşür.
Solun içinde farklı fikirlerle meseleyi tartışma kültürünün değerini görmezden gelip;
Bu meziyeti tam tersine bir değersizleşme olarak kodlayan iktidarın telaşından öğrenilecek tek şey;
Solcuların ortak bir menfaatte birleşebilmesinin sağ için korkutucu olduğudur.
İktidarın diline doladığı meselelerle biçimlenmeye kalkacak bir sol daha baştan savaşı kaybetmiş sayılır.
Solcular Kürt meselesini de, Ermeni meselesini de, inanç meselesini de, Cumhuriyet meselesini de, ordu meselesini de, Atatürk meselesini de farklı açılardan tartışabildikleri için solcudurlar.
Olaylara pragmatik ya da dogmatik yaklaşmadıkları için solcudurlar.

***

Şu anda politikada kritik bir göreve gelen bir kadın karakterin kişisel hikâyesi üzerinden yeni bir tarih yazılıyor.
Bu yeni tarihte kelimelerin nasıl seçileceği, cümlelerin nasıl dizileceği, anlamların nasıl yorumlanacağı çok önemli.
Hem iktidar açısından hem de muhalefet açısından...
Mesele ölüm kalım meselesi olduğundan...
Solu birbirine yedirtmeye çalışan iktidara dönüp hep birlikte;
“Biz domuz da yeriz, sizi de yeriz ama birbirimizi yemeyiz” diyebilmeliyiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları