Emperyalizmin, küllenmeyen kanlı parçalama takıntısı...

27 Ocak 2018 Cumartesi

Tarihin çok kârlı çıkılan uzun sömürgecilik yıllarındaki insanlığa bedellerini görmezlikten gelinmesinin açıklanması kuşkusuz daha bir mantıklı. Ancak yakın tarihler için, tersine tepen silaha dönüşen terör üzerinden kirli oyunlar, hesaplar sonrası, oyun kurucuların da paylarına düşen ağır bedellerden olsun kimi derslerin çıkarılması umut edilebilirdi.. Emperyal çarkların işleyişinde sonuçta yüzde bire esir olunması ile ortaya çıkan gerçekler. Akıl almaz hızla, kısa zaman dilimleri içine sıkışan, bilimsel teknolojik devrimler patlaması ile tersine işleyen küresel yoksulluk.. Terör örgütlerini yandaşlık adına kurup besleyerek emperyal güç odağı olarak kalabilme, ırklar, dinler, mezhepler ... her türden alt kimlik tuzaklarında çatıştırıp, kanlı parçalanma senaryolarında kırdırma, yeni haritalarla halkları, ülkeleri parçalayarak silbaştan sömürme savaşlarında dur durak yok..
Yakın tarihin kaçınılmaz kanlı parçalama senaryolarının sahipleri emperyal güç odaklarına da çok pahalıya patlayan kanlı senaryolarından, insanlık adına henüz dersler çıkarılmadığı, daha doğrusu caydırıcı önlemler alınamadığı da ortada.. Avrupa Birliği, kapitalist düzenin insan hakları, demokrasi ile desteklenmiş çağdaş yüzüydü. Çok eskide kalmadı. 1970’li yıllarda dahi çokkültürlülüğün, demokratik gelişmişliğin, paylaşımda eşitlikçi ama demokratik aşamalara geçememiş Sovyet Bloku karşısında güçleniyor, Sovyetler’in parçalanmasında pay kapar konuma geçiyor gibiydi. Gelişmiş kültürlerin merkez ülkeleri çıkarlarının hırsında çokkültürlülüğe geçiş değerlerine ihanet edildi. Hırsla Avrupa toprakları içindeki Tito Yugoslavyası’nın dünyadaki en gelişmiş çokkültürlü model yapısının yıkılmasında başrol üstlenilerek, aynı ırklardan halklar bile dinler, mezhepler adına birbirlerine kırdırılarak kanlı katliamların yaşanıp 9 devlet olamayacak devletçiklere parçalanması senaryosu sahnelendi..

***

Tek kutuplu dünya düzenine geçildiği hırsıyla Amerika’nın dünyayı yönetmesinde, çok daha acımasız çarklar işleme sokuldu. Vietnam sendromundan gereken dersler alınmamıştı. Kapitalist emperyal odak güç adına daha acımasız senaryolar gündeme sokuldu.. Sovyetler’in dağılması, yıkımından yararlanmak, eşitlikçi, insandan yana, en çok da emeğin sendikal örgütlülüklerinin, tüm canlılarıyla birlikte dünyanın, doğanın, ezilenlerinin haklarının kollanması yolunda küreselleşmenin güçlenmesi, örgütlülüğü dinamitlendi..
Dünyanın her yerinde elleriyle kurdukları terör örgütlerinin terör silahının kısa süreçlerde tersine tepen silaha dönüşmesi örneklerinden de dersler çıkarılmadı. Bölgeleri, ülkeleri parçalayarak, her tür alt kimlik üzerinden çatıştırarak kanlı savaşlar üretme, yeniden yeniden haritalar çizmenin, kısa dönemli kipkirli çıkarlar adına dayanılmaz çekiciliği, insanlık adına uzun soluklu zararları yanında umursanmadı. Amerika’nın 11 Eylül terör travması gerekçeli Afganistan, Irak işgalleri sonrası yaşananlardan dersler alınmamış olarak, Guantanamo travması ile üretilen çok daha radikal İslamcı örgütlenmeler de beslenerek Ortadoğu, İslam dünyası ağırlıklı kanlı parçalama senaryolarına yeni senaryolar eklemlendi.
İçimizden siyasal İslamcı kimlikli stratejik ortaklıklarında, ılımlı İslam, yeni Osmanlıcılık, en çok da Cumhuriyet, kurtuluş, kuruluş, Atatürk devrimleri üzerinden düşmanlığın hedef tahtasına konulmasının anlamı; Irak, Afganistan, Pakistanlaştırma, Libya.. derken Tunus, Mısır, özünde tüm Ortadoğu’yu, Suriye’yi, Arap dünyasını bütünüyle kasıp kavuran kanlı iç çatışmalardan da caydırıcı, ders alınabilecek sonuçlar çıkarılamadı. İslam dünyasının şeriat odaklı diktatör yönetimlerinin çıkmazında, laik Cumhuriyetin rol model, hedef tahtası olmasının kaçınılmazlığında, kipkirli tuzağın boyutları üzerinden ayılmak öyle kolay olmadı.
15 Temmuz’da FETÖ’cü terör darbesiyle Türkiye’yi parçalama senaryosuyla uyanmak, 20 Temmuz tek adam rejimi operasyonuna teslim olmak söz konusu olamayacağı gibi.. Cumhuriyetin tüm değerleriyle parçalanmadan ayakta kalmasında buluşmak için de Amerika’nın Lozan, Sevr paranoyalarıyla yetinilmeyerek, Ortadoğu’nun bütününde halkları birbirine kırdırma, yeni kanlı savaşlarla, yeni haritalar çizdirme, parçalama senaryolarını bozmak yaşamsal değerde...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları