Arif Kızılyalın

Quo Vadis Türkiye?

30 Ocak 2018 Salı

Zor bir süreçten geçiyoruz. Ülke savaş halinde. Gün geçmiyor ki baba ocağına, ana kucağına ölüm ateşi düşmesin.
Machiavelli savaşı ‘doğal bir dış politika vasıtası’ olarak nitelemiş. Bizde ise iç politika figürü!
CHP’nin adalet yürüyüşüne de ışık tutan sivil itaatsizliğin önderi Gandi’nin yorumu en doğru tanımlama galiba! “Göze göz yaklaşımı, bütün dünyayı kör edecek...” Huzurun koşulsuz, ‘ama’sız-fakat’sız tesis edilmesini istemiş Hukukçu kökenli lider.
İşin kötüsü, bizde “Barış” demek suç. Barış istiyorsan ya teröristsin, ya hain...
Oysa, hepimizin ortak arzusu huzur ortamı değil mi? Oğullarını, kızlarını gömen anne-babalar mı olmak istiyoruz, yoksa doğal sirkülasyon sonucu evlatlarınca toprağa verilen ebeveynler mi?
Şimdi diyeceksiniz ki spor sayfasıyla savaşın ve de yasaklı kelimeler arasına giren barışın ne alakası var!
Var efendim! Sporda da ne yazık ki bir tür savaşın içindeyiz. Savaşıyoruz resmen!
Okumuşsunuzdur mutlaka; Akhisar maçı dönüşü Antalyaspor otobüsüne hunharca saldırılış haberini. Futbolcular canlarını zor kurtardı.
Üstelik taciz Denizli’de gerçekleşti, Akhisar’da değil! Kim saldırdı meçhul. Denizlililer ‘ilgimiz yok’ diyor. Akhisar-Denizli arası 197 kilometre. Ne tür bir husumet olabilir ki iki takım arasında; karda, kışta, kafileyi 3 saat izlettirecek, sonra da taşlarla, cam şişelerle otobüse saldırtacak?
Savaş ruhumuza işlemiş de farkında değiliz! F.Bahçe kafilesinin 3 yıl önce kurşunlanması da bir tür cinnet -savaş- dürtüsü değil miydi? Failini bile bulamadık hâlâ!
Gelelim hassas konuya; Amedspor meselesine. 2. lig kırmızı grubun Diyarbakır temsilcisi Sıvasspor maçına çıkmadı. Kulübün gerekçesi: ‘Son 41 deplasman maçına seyircilerinin alınmaması, Amedsporluların seyahat özgürlüğünün kısıtlanması’. Amedspor’un pazar günkü rakibi Sıvas Belediyespor’un iddiası ise Diyarbakır ekibinin, TFF’nin hazırlattığı “Kalbimizle, duamızla Mehmetçiğin yanındayız” pankartının önünde seremoniye katılmamak için sahaya çıkmadığı yolunda!
Hangi açıdan bakarsanız bakın sıkıntılı bir durum. İşin sportif bakımdan kötü tarafı, Amedspor’un, yönetmelikler gereği bir maça daha (gerekçesi ne olursa olsun) çıkmaması halinde küme düşecek olması. Türkiye mozayiğinin önemli bir parçasını kaybedeceğiz. Oysa o Amedspor, Gaffar Okkan’ın emanetiydi bize.. “Halkı barış içinde futbolla bir arada tutmanın en iyi yolu, Diyarbakırspor’u Süper Lig’e çıkartmak, kardeşliği tesis etmektir” demişti rahmetli Emniyet Müdürü, haince bir saldırı sonucu hayatını kaybetmeden birkaç ay önce. Özür dileriz Gaffar Müdür, sahip çıkamadık Diyarbakır’a...
Ve alakasız bir konu, G.Saray Kaptanı Selçuk’un izinli gününde bir arkadaşı ile sosyal bir ortamda iki tek atması, bunun da haber olması. Haberden ziyade olayın, “Ama içki içiyor..” diye algılanması. Şimdi bu işi sulandıranlara sormak gerek: “İçki içmek ne zamandan beri suç?”
Biliyoruz, AKP Türkiyesi, içkiye de özgür yaşam tarzına da mesafeli. Burada alkol reklamı yapacak değilim, ama yaşadığımız topraklarda padişahından verzirine, kazaskerinden, kuluna kadar yüzyıllardır alkol tüketmiştir, hatta bugünkü Bomonti Bira Fabrikası ve Kızlı Üzüm Rakısı işletmesi, Abdühamit döneminde ‘sanayi..’ haline getirilmiştir. Bunu da mı unuttuk toplum olarak,”Ama içki içiyor” diyoruz sosyal ve örgün medyada!
Kaldı ki, spor ile içki birbirine uzak şeyler değildir ölçünün aşılmaması şartıyla. Doping kontrolüne giren futbolcuya kolay idrar numunesi versin diye bira içirilir. Yine Almanya’daki şampiyonluk kutlamalarında kupanın içine bira doldurulup fotoğraf çektirilir, üstelik içki içmeyen isimler de vardır kadroda, ama fotoğraf karesinde yer alırlar! Çünkü uygarlık böyle bir şeydir, yaşam biçimine saygı duymaktır...
Ama Türkiye’de ayıplanacak şey sınıfına girmiş galiba iki tek rakı içmek. Antalyaspor otobüsüne saldırı, Amed krizi ve Selçuk olayı; sahi biz nereye gidiyoruz?
“Quo vadis Türkiye!”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları