Dijital diktatörlük dönemi kapıda mı?

04 Şubat 2018 Pazar

“Bu çağ bir ‘dijital diktatörlük’ yaratabilir. 21. yüzyıldaki yapay zekâ ve makine öğreniminin ortaya çıkardığı güç, demokrasinin üstünlüğünden yana duran ibreyi diktatörlüklere doğru savurabilir. Demokrasi merkezi veri işlemeyi mümkün kılan yapılara uyum sağlayamazsa insanlar dijital diktatörlüklerin boyunduruğu altına girebilir. Bugün dahi teknolojileri kullanan demokratik görünümlü (ABD, İsrail gibi) ülkelerin bu tip yapılar kurmak için çalıştığını gözlemliyoruz”. Bu sözlerin sahibi Homo Sapiens ve Homo Deus adlı kitapların yazarı tarihçi Yuval Noal Harari. Konuşmayı geçen hafta Davos toplantıları kapsamında yaptı. Konu 4. Sanayi Devrimi, yapay zekâ, akıllı nesneler, sürücüsüz araçlar derken hızla günlük yaşamlarımızın içine giren dijital teknolojilerin biraz arka planı. Sahne gerisi de diyebiliriz. Çünkü burada en önemli kaynak “veri” ve “zihin”.
Harari’ye göre veri, dünyanın en önemli varlığı haline geliyor. Geçmişte bunun karşılığı araziydi. Ancak bu çok küçük, kısıtlı bir zümreye aitti. Endüstri çağında makinelerin önemi arazinin değerini geride bıraktı. Çok sayıda makinenin az sayıda insanın hizmetine girmesi insanlar arasında sınıfları doğurdu. Sermaye ve işçi sınıfı böyle doğdu. Bugün ise veri, makinelerin yerini alıyor. Veri 21. yüzyılın ekonomisinde yeni bir ürüne dönüşüyor. Yaşamın neye dönüşeceğini ise veriyi yönetenler belirleyecek. Veriyi kontrol edenler sadece insanlığın değil, yaşamın geleceğini tanımlayacak. Artık tekstil, otomobiller ya da silahlar değil; bedenler ve zihinler geliştireceğiz.
Harari, biyoloji ve verinin bugünkü bilişim kapasitesiyle bir araya geldiğinde yakın gelecekte doğurabileceği benzersiz tehlikelere dikkat çekti. Bunlardan biri de verinin hukuksal düzenlenmesine yönelik bilgilerin hem yetersiz oluşu hem de bilgi ve verinin arazi ve makinelerin aksine kolayca kopyalanabilir oluşu.
Harari, İsrail vatandaşı. Bakın ne diyor: “Ülkem İsrail, Batı Şeria’da dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir takip sistemi inşa ediyor. İnsanların her anlamda her adımını kontrol etmeye çalışıyor. Çin, Kuzey Kore ve ABD de öyle. Ancak bugün bu takip hâlâ geleneksel sistemler üzerinde yürüyor. Yarın bir akıllı bileklik takmaya mecbur kalacağımız yapılarda işler daha da değişecek. Sokakta liderinizin posterini gördüğünüzde ne hissettiğinizi merkeze rapor edecek tarzda sistemlerden söz ediyorum.”
Anlayacağınız, verinin kontrolü bir elit grubun dijital diktatörlüklerden daha radikal yapılar ortaya çıkarmasına yol açabilir.

RÜZGAR KÖMÜRÜ GEÇTİ
Avrupa Elektrik Sektörü Raporu’na göre 2017’de Avrupa’da ilk defa rüzgâr, güneş ve biyokütlenin elektrik üretimindeki payı, taş kömürü ve linyiti geçti. 2010’dan bu yana AB’de yenilenebilir kaynaklardan üretilen elektriğin payı iki kattan fazla arttı. Son üç yılda yenilenebilir enerjideki artışın yarısından fazlasını Birleşik Krallık ve Almanya gerçekleştirdi ve bu artışta rüzgâr büyük bir rol oynuyor. 2017’de Almanya’da elektriğin yüzde 30’u, Birleşik Krallık’ta ise yüzde 28’i rüzgâr, güneş ve biyokütleden elde edildi. En çarpıcı büyüme ise Danimarka’da yaşandı. Danimarka, yıllık yüzde 7 artışla, geçen yıl elektriğinin yüzde 74’ünü yenilenebilir kaynaklardan sağladı. İspanya, İsveç, Belçika, Hollanda, Fransa, Orta ve Güneydoğu Avrupa’daki birçok ülkede yenilenebilir enerji kullanımı arttı. 2011’den beri rüzgâr, güneş ve biyokütlenin üretimdeki payı tek haneli rakamlarda kalan Hırvatistan’da yüzde 18’e, Romanya’da yüzde 16’ya çıktı.

Çin: Artık çöpünüzü almıyorum
Bugüne kadar Batı ülkelerinin atıklarını, çöplerini toplayarak yeniden işleyen ve ekonomiye kazandıran Çin “artık çöplerinizi almıyorum” deyince ortalık karıştı. Avrupa, ABD ve Kanada’da atık firmaları topladıkları çöpleri gönderecekleri yeni ülke arayışındalar. Konu önemli çünkü Çin, dünyada çöpe atılan kâğıtların, plastiklerin, madeni maddelerin yarısını alıyordu. Bundan 6 ay kadar önce Dünya Ticaret Örgütü’ne bu uygulamayı sürdürmeyeceğini açıklamıştı ama ülkeler buna yönelik hiçbir hazırlık yapmadılar. Şimdi atıklar konteynerlara yüklü bir şekilde gemilerde bekliyor. Kimi yerlerde de çöp dağları oluşuyor. Ama nereye kadar? Konu devasa bir çevre skandalına doğru gidebilir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları