Onu müzik kurtarmıştı

07 Şubat 2018 Çarşamba

Geçen hafta İDSO’nun en eski üyelerinden kemancı Alim Almat’ı yitirdik. Alim Bey 100 yaşındaydı. Gözleri az görüyordu. Gün boyu tarihi yorumculardan klasik müzik dinliyordu. Yaz geceleri de balkonunda oturup senfonilerin ünlü bölümlerini şarkı gibi söylerdi. Bu komşumla üç yıl önce bir söyleşi yapmıştım. İnanılmaz bir hayat hikâyesi vardı. 1950’den başlayarak emekli olana dek İstanbul Şehir Orkestrası ve İDSO’da ikinci kemanların başındaymış.
1917’de Kazakistan’ın Aktobe ilinde doğmuş, üç yaşında babası ölünce üç kardeşi anneleri büyütmüş. Taşkent’te müzik eğitimi almış. 1939’da Alma-Ata müzik okulunun keman bölümünden mezun olunca askere çağrılmış. Elindeki en değerli varlığı, kemanını da Almanlar almışlar. Bundan sonra yük vagonlarında meçhul yönlere yolculuklar, tifüs gibi ölümcül hastalıklarla boğuşma, bombardımanlar altında, esir kamplarında açlık süreçleri yaşamış. 1943’te Almanlara yakalanınca “Ben asker değilim, kemancıyım” dediğini duyan bir albay meğer piyano çalarmış, ona da bir keman bulmuş. Birlikte müzik yapmaya başlamışlar, onu Berlin’de Devlet Müzik Akademisi’ne yerleştirmiş, “Vatansız” pasaportuyla 150 Mark maaş bağlatmış. Bir yıl sonra Berlin’deki bombalardan kaçıp Viyana’ya gitmiş. Devlet Müzik Akademisi’nde hademelerin yanında bir odaya sığınmış. Bir süre orada da eğitim görmüş ama Rusların korkusuyla 1945’te yine Almanya’ya kaçmış. Bu kez Baden- Baden’de Güneybatı Alman Radyosu Senfoni Orkestrası’nın 1. kemanlarına katılmış. Burada zamanın en ünlü şeflerinin yönetiminde çalmış, çağın en büyük solistlerine eşlik etmiş. Örneğin efsane şef Celebidache’yi anlatırdı: “Önce jimnastik dersi gibi eğitirdi orkestrayı, sonra ifadeye güç katardı.” Yüzlerce şef tanımıştı Alim Bey. “İyi şef her bestecinin üslubunu bilir” diyordu.
Savaş bitince Paris’e gitmiş. Kazakistan Cumhurbaşkanı’nın hanımı onu evine almış, Paris Konservatuvarı’nda okutmuş. Alim Bey’in hâlâ duran diplomasında Gaston Poulet gibi zamanın ünlü kemancı ve şefinin imzası var. Paris Türk Büyükelçisi, Şehir Orkestrası’nın şefi Cemal Reşit Rey’e verilmek üzere bir mektup yazmış. Alim Bey, 1950’de İstanbul’a gelmiş. Cemal Bey’in orkestrasında 2. kemanların birinci rahlesine oturmuş, emekli olana kadar... Lale Oraloğlu’nun kardeşi İdil Hanım’la evlenmiş, oğlu Töre’den iki torunu olmuş.
İşte geçen hafta yitirdiğimiz komşum Alim Almat’ın müzikle hayata bağlanan öyküsü.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları