Pera Müzesi... Kriz dönemlerinde ‘Sanat’

09 Şubat 2018 Cuma

Bu ülkeye acilen yeni Minibaşlar lazım...
 
Gerçek aydının mumla arandığı günümüzde bundan 9 yıl önce kaybettiğimiz sevgili ÇYDD İkinci Başkanı, gazetemiz yazarı Türkel Minibaş’ın değeri de, özlemi de katlanarak artıyor. Her yıl 7 şubatta anısına düzenlenen etkinliklerde  Minibaş anılırken, yeni yetişen kuşaklara da onun kişiliği, yaptıkları anlatılıyor. İyi de yapılıyor; çünkü bu ülkeye yeni Türkel Minibaşlar lazım..Hem de acilen. Minibaş, sadece bir ekonomist, bir akademisyen değildi. Aynı zamanda ateşli bir  kadın ve çocuk hakları savunucusu, yılmaz bir çevreciydi. Aynı zamanda iyi bir “dinleyici” idi. Aynı zamanda bir yol açıcı, ufuk açıcı idi. Bir gezgindi...Öğrencilerine her hafta evinde kitap okuma günleri yapar, birlikte tartışırlardı. Aynı zamanda karşılaştığı her insanın yaşı ne olursa olsun yüreğine dokunması bilen ender insanlardan biri idi.     
Bu yılki anma toplantılarının biri İstanbul Fatih’te Çağdaş Yaşam Türkel Minibaş Evi’nde yapıldı. Bir diğeri ise  Seferihisar-Gödence’de yapıldı. Gödence Tarım Kooperatifi’nin de katılımıyla gerçekleştiren ÇYDD İzmir Şube başkanı Gönül Kaya’nın dediği gibi “ülkenin değerlerini sonuna kadar savunan ödünsüz bir yurtseverdi. ÇYDD’nin bir neferi olarak çalıştı. Laik, demokratik, tam bağımsız Türkiye idealiyle mücadelesini sürdürdü”.   Daha yapacak çok işi, aydınlatacak çok yolu vardı. Bu yüzden bize acil yeni Minibaşlar gerek...  

Pera Müzesi... Kriz dönemlerinde 'Sanat'

Zorlu dönemlerde zihin ve ruh sağlığımızı diri tutmanın, kaosun içinde bir küçük soluk alabilmenin yoludur kültür, sanat. Öte yandan, en tıkanmışlığın, çaresizliğin, “ben daha ne yapabilirim?” noktasına gelmişliğin içinde; kimi zaman bir müzedeki sergide bir tablonun önünde tarihsel bir izdüşüm, evrensel bir karşılaşma ile bulabilirsiniz kendinizi.
Peki, aynı zor dönemlerden, siyasi polemiklerden, patlayan bombalardan, ekonomik krizlerden kültür ve sanatın etkilenmemesi mümkün mü? Ne yazık ki değil? 2016 yılı örneğin. İstanbul Beyoğlu’nda 13 yıldır soluksuz yerli ve yabancı yüzlerce sergiye ve etkinliğe ev sahipliği yapan Pera Müzesi Genel Müdürü Özalp Birol’un aktardığına göre, o yıl İstanbul’daki terör saldırıları yüzünden daha önce günde ortalama 400-500 olan ziyaretçi sayısı 30’lara kadar düşmüş. Bu kadarla da kalmamış. Guggenheim Müzesi, The Royal Academy of Arts gibi dünyanın önde gelen kurumlarıyla işbirlikleri de iptal edilmiş. Hiçbiri gelmemiş Türkiye’ye..
Birol ile hem bir yıl sonu değerlendirmesi yapmak hem de 2018 yılındaki etkinliklerini konuşmak için buluştuğumuzda yarıyıl tatilinin son günleriydi ve çocuklar neşe içinde müzenin kendileri için düzenlediği atölyelere katılıyorlardı. Birol, “Zor dönemdi. Kültür ve sanatta diplomatik köprüler bir anda oluşturulamıyor. Üstelik ön yargıları kırmak hiç kolay değil. Küratörler ve kurumlar gelmekten kaçındılar. Bunda gerekçe olarak terör kadar ülkedeki hukuk ve insan hakları durumunu protesto etmeleri de vardı” diyor. İptal edilenler arasında sanırım Birol’u en çok üzen Guggenheim ile 1.5 yıldır üzerinde çalıştıkları Ortadoğulu sanatçıların çalışmalarını bir araya getiren ‘Map’ sergisi olmuş. 2017 yılı ilişki tamiri ile geçmiş ve İKSV ile işbirliği yaparak İstanbul Bienali’ne kapıları açması ile 2016 yılında 90 bin olan ziyaretçi sayısını 140 bine çıkarmayı başarmış.
Pera Müzesi 2018 yılına iki uluslararası çapta sergiyle girmiş.
İlki biri İspanya’nın önde gelen sanat kurumu La Caixa’nın çağdaş sanat koleksiyonuna ait resim, fotoğraf, heykel ve videolardan oluşan “Bana Bak” sergisi. Diğeri ise 20. yüzyıl mimarlığının önemli isimlerinden olan mimar, düşünür ve sanatçı Louis Kahn eserlerinin Cemal Emdem’in fotoğraf ve çizimleri ile yer aldığı “Louis Kahn’a Yeni/Den bakış”.
Hemen yan binada İstanbul Araştırmalar Merkezi ile birlikte Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın bünyesinde faaliyet gösteren Pera Müzesi işitme engellilere, Alzheimer hastalarına özel turlar, çocuklara özel seslendirmeli rehberler ile hizmet veriyor. Genç sanatçıları desteklemek için üniversitelerle işbirlikleri yapıyor.
Kültür ve sanatın toplumun her katmanına yayılması barışa, ötekileştirilmenin olmadığı bir dünyaya açılan kapı aynı zamanda...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları