Leyla Tavşanoğlu

'THK amacının dışına çıktı'

15 Ekim 2009 Perşembe

Türk Hava Kurumu (THK) 17-18 Ekim tarihlerinde genel kurulunu yapacak ve yeni yönetimini seçecek. THK’nin dört başkan adayından birisi Talip Bölükbaşı. Şu anda THK Çankaya Şube Başkanı. Yaşamı hep sosyal hizmetler alanında çalışarak geçmiş. Çocuk Esirgeme Kurumu, huzurevleri, çocuk yuvalarında, yetiştirme yurtlarında sosyal hizmet uzmanlığı ve yöneticilik yapmış. Bütün Anadolu’yu karış karış dolaşmış. Bir dönem de Toprak Mahsulleri Ofisi’nde (TMO) sosyal hizmet uzmanlığı görevinde bulunduğunda ilginç bir projeye imza atmış. Bu da stoklardaki mercimekleri eritmek ve elde edilecek gelirle TMO personelinin yaşamının iyileştirilmesi için mercimekten çeşitli yiyecekler yapılması kampanyasını açmasıymış. Bu noktada Bölükbaşı, “Bir vejetaryen fast-food yaratılabileceğini düşündüm. Bir zamanlar sayısı yirmiyi bulan Ofis Piknik’ler bu şekilde başladı. Prof. Ayşe Baysal o dönem bu kampanyaya büyük destek vermişti” diye anlatıyor.

Mercimek çorbası, mercimekli börek, mercimek köftesi, mercimekli içli köfte, mercimekli zeytinyağlı dolma gibi yiyecekler insanlar tarafından çok tutmuş. Hatta işyerlerine bu Ofis Piknik’lerden yemek servisi yapılmış. Üniversitelerde şubeler açılmış. Elde edilen gelirle personelin çocukları için kreş olanağı, lojman yardımı yapılmış. Personelin sağlık sorunları için özel hastanelerle anlaşma sağlanmış. Bölükbaşı, “Bu Ofis Piknik’ler bana bir Amerika seyahatı kazandırdı. McDonald’s şirketinin dikkatini çekmiş. Dünya patentini istemişler. Ama TMO devlet kuruluşu olduğu için bu patent işi hayata geçirilemedi” diye anlatıyor. Ofis Piknik’ler bu kadar başarılı iş yapmalarına rağmen her nedense ileriki tarihlerde işbaşına gelen hükümetler bu kampanyaya desteği çekmişler. Sonuçta da AKP hükümeti döneminde 2003’te Ofis Piknik’ler kapatılmış.

Talip Bölükbaşı bu talihsiz sonucun öyküsünü de şöyle anlatıyor:

Sandılar ki ben Ofis Piknik’lerden inanılmaz paralar kazanıyorum ve yiyorum. Bir iktidar değişikliğinde beni görevden aldılar. Sonra Ofis Piknik’te döner, lahmacun, balık gibi yiyecekler satılmaya başlandı. Oysa bunlar tamamıyla vejetaryen fast-food olarak tasarlanmıştı. Hatta birtakım araştırmalar yapmıştık. Sorulardan birisi de, “Beslenme alışkanlıklarınız değişti mi” idi. Gerçekten de zaman içinde insanların beslenme alışkanlıklarının Ofis Piknik ürünleriyle değiştiğini saptadık.
 

‘Bölükbaşı'nın ilginç öyküsü’

Nereden nereye... Peki, Talip Bölükbaşı’nın THK ilgisi ve havacılıkla bağlantısı nedir? Bölükbaşı bu ilginç öyküyü şöyle anlatıyor:

O yıl Konya Ilgın Ortaokulu’nu birincilikle bitirmiştim. Bizim dönemimizde Anadolu okullarında, başarılı öğrenciler için, bir ya da iki kişi için THK kontenjanları verilirdi. Bana verilen hediyelerin içinde de THK Planör Uçuş Okulu başvuru formu vardı. Babam önce buna itiraz etti. Fakat sonunda ben babaannemi ikna ederek formu doldurup başvurdum. Kabul edildim. Sevinçten uçuyordum. Model uçak inşası başlangıç kursuna gittim. Daha sonra bu kursları geliştiren kurslara devam ettim. Pilot oldum. Ultra light (ışık ötesi) lisansımı aldım. Radyo kontrollü uçak pilotu oldum. Bu uçaklar geliştirilip insansız hava araçları olarak bugün çağımızın stratejik silahları haline geldiler.

1981’de THK’ye üye oldum. Çeşitli kademelerde çalıştım. 1991 sonunda Prof. Atilla Taçoy THK Genel Başkanlığı’na seçildi. THK Çankaya Şubesi’nde sorunlar yaşanıyordu. Taçoy benim o şubeye geçmemi istedi. 1997’de Çankaya Şube Başkanı oldum. Bu 28 yıllık THK çalışmalarımda hiçbir Kurban Bayramı’nı evimde geçiremedim.

Neden peki?

THK’ye deri toplama çalışmaları yüzünden. Deri kavgası daha Osmanlı döneminde de yaşanmış. Biz de yıllardır bunun mücadelesini veriyoruz. 1987’de Turgut Özal Fak-Fuk-Fon’u kurduğu zaman geliri tamamıyla THK’ye ait olan derilerin yüzde 50’sini Fak-Fuk-Fon’a, yüzde dördünü Kızılay’a, yüzde üçünü Çocuk Esirgeme Kurumu’na, yüzde üçünü de Diyanet İşleri Başkanlığı’na devretti. THK olarak bugün biz deri topluyoruz. Ama gelirlerin yüzde 60’ını da paydaşımız dediğimiz bu kurumlara dağıtıyoruz. Ama bu paydaşlarımız da bizim gibi deri topluyorlar. Şu anda yürürlükte olan 2860 sayılı yasayı da örgütlü biçimde ihlal ediyorlar. Geçenlerde İzmir’de Kipa’da gördüm. Kızılay buraya bir masa kurmuş. Fitre ve zekât topluyor. Yaşlı bir hanım masaya gelerek fitresini ödemeye davrandı. Kendisini “Şu anda burada örgütlü bir suç işleniyor. Çünkü fitre ve zekâtı örgütlü olarak toplama yetkisi kanunen THK’ye aittir,” diye uyardım.
 

‘Sistemin ıslah edilmesi gerekiyor’

Tamam da İnsani Yardım Vakfı, Deniz Feneri Vakfı gibi kuruluşlar da bu tür bağışları insanlardan toplamıyorlar mı? Hem de metro istasyonlarına masa kurarak bunu yapmıyorlar mı?

Topluyorlar. Burada yasanın ihlali söz konusu. Bunlar yasadışı bir olayı yasal hale getirme çabası içindeler. Sistem böyle çalışıyor. Oysa bu sistemin bir şekilde ıslah edilmesi gerekiyor. Bugün doğuda PKK bu işi yapıyor ve o paralar bize kurşun olarak geri dönüyor. Öbür tarafta İslami Cihat yapıyor. Bu bize domuz bağı, Cumhuriyet gazetesine bomba olarak geri dönüyor.

Ben o kadar zahmete girip insanların elinden jandarma zoruyla deri alan kurum konumuna getiriliyorum. Karşılığında da bu gelirin yüzde 40’ını Türk halkının havacılık faaliyetlerini sağlamaya çalışmak için kullanıyorum. Bu çok çarpık ve garip bir olay. Benim seçim projelerimden birisi şu: Bu deri toplama işi ya kurumlara tamamıyla serbest bırakılsın. Ya da THK bu gelirlere sahip olsun. Yani bu garabete yol açan yasa değiştirilsin. Gerçi yasanın tümüyle değişmesine de gerek yok. Yasaya bağlı yönetmeliklerle bu düzenleme yapılabilir.

‘Havacılık sektörü ihmal edildi’

Peki, THK yönetimi içindeki bu kaynama nereden kaynaklanıyor? Talip Bölükbaşı şu yanıtı veriyor:

Ecevit’in başbakanlığının en son dönemleriydi. Artık mütedeyyin olmuş, “Fethullah Hoca ne de güzel işler yapıyor,” diyordu. İşte o dönemde THK’nin başına kayyum atadı. Bu, askerlerden oluşuyordu. Bu kayyum THK yönetimi için yapılan her seçim döneminde bir aday çıkartmaya başladı. Bu yapılacak seçimlerde dört aday var. Birisi Hava Kuvvetleri Hava Lojistik Kurmay Başkanlığı’ndan bu 30 Ağustos’ta emekli olan Tümgeneral Osman Yıldırım. İkincisi Adana Yüreğir THK Şube Başkanı Şaban Baş. Şaban Bey aynı zamanda Adana Ticaret Odası Başkanı. THK Başkanı seçilme olasılığında dahi kuruma haftada en fazla bir ya da iki gününü ayırabilir. Şaban Bey aynı zamanda THK’nin yaptığı işlerin aynını yapan bir şirketin Tarkim Havacılık’ın sahibi. “Onu sattım,” diyor. Olabilir. Ama başka bir havacılık şirketiyle ilgilendiğini de biliyorum. Üçüncü aday Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nde basın-yayın bölümünde radyo-televizyon dersi veren Zafer Çağlar. Zafer Bey çok prim yapan manevi değerlere yaslanan bir seçim stratejisi izliyor.

Atatürk’ün kurduğu THK’nin en önemli amacının gençliğin havacılığa özendirilmesi olduğunu hatırlatan Bölükbaşı sözlerini sürdürüyor: Ama ne yazık ki bugün bu amacının dışına çıktı. Atatürk’ün THK’ye verdiği en önemli misyonlardan birisi de havacılığı milletin işi yapmaktı. Şu anda Türkiye’de çok büyük bir işsizlik oranı var. Havacılık sektörü geliştirildiği takdirde Türkiye’deki bu 13 ya da 14 milyon işsizi bir anda istihdam edebilir. Ama ne yazık ki havacılık sektörü ihmale uğramış durumda.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Tedavi olsunlar 1 Mart 2015

Günün Köşe Yazıları