Aksa Nehre Doğru Dereler

02 Mart 2018 Cuma

Öyledir, emperyalizm varsa ulus devlet vardır ya da tersi. Düz değil, tehlikeli ilişkilerden söz ediyoruz. Emperyalizm varsa el atılacak, işgal edilecek şöyle ya da böyle denetim altına alınacak topraklar, ülkeler, enerji kaynakları, zenginlikler vardır. Emperyalizm varsa, savaş vardır. Öyle ama “ikinci büyük savaş”tan sonra uzun bir sessizlik dönemine girmedi mi dünya. Hep “iki kutuplu dünyanın büyük savaşı önlediği” söylenmedi mi?

***

Öyledir, nükleer silahlara sahip taraftar arasında kurulan “dehşet dengesi” erteledi büyük savaşı. Gerek de yok. Eğer baştaki kurgumuz, gözle görünür gerçeğimiz doğruysa; el konulacak, denetlenecek arazilerle, para transferleriyle, şirket alışverişleri, offshore “sahilleri”yle beslenecek para babalarıyla oluyor ulus devlet. Çağımızın gerçeği, “büyük savaşın”, gizli vesayet savaşlarıyla, günahkâr ulus devletin ucuz pahalı militanları eliyle sürdüğü gerçeğidir.
Peki, bu gerçek yeterince acı değil mi?

***

Öyledir, buradan ulus devletin onurlu, kendine hâkim, emperyalizmle çelişkisini kendi lehine çözebilen, adı üstünde “ulus”a layık bir devlet olduğu anlamı çıkar mı? Gördüğümüz, bildiğimiz, hepsinin değil, kimi ulus devletlerin, zorlu savaşları kazandıkları, bağımsızlıklarını bir zaman korudukları görülmüştür. Tarih ölçeğinde kısa bir süre, sırtlarını dayayabilecekleri, eşit ilişkileri ilke edinmiş, emperyalistlerin istediklerini istemeyen sosyalist blok varken, umutla yarına bakan ulus devletler de gördük, öyle değil mi?

***

Öyledir, ama artık sırt dayanabilecek sosyalist ülkeler yok. Ayrıca emperyalist devletlerle ulus devletler arasındaki ilişki, çoktandır büyük tekeller, karteller üzerinden yürüyor. Emperyalist devlet, o güçlü kuruluşların çıkarlarını korumanın silahlı, külahlı aracıdır. Uçak gemileri, filoları, sesten hızlı uçaklarıyla dört dönüyor uzak coğrafyalarda; “demokrasi dizaynörlüğü” yapıyor. Artık tarih, küçük savaşlar, vesayet durumları, “ver abime şuradan bir Şam Şum örgütü, terörü bırakmış olsun” yol ve yöntemleriyle yazılıyor.
Böylece tarih, hem can veriyor ulus devletlere, hem de anlamsızlaştırıyor onları.

***

Öyledir, ama yine de ulus devleti yabana atmayacaksın. O ulus devlet ki, kimi zaman maceranın göbeğine bodoslamadan dalabilecek kadar “cesur”, emperyalist devletlerle aşık atabilecek, sonuçlardan pay almayı talep edecek kadar atak olabilir. Ya da “buralarda bizim çıkarlarımızın borusu öter”, “ne yapacaksan benimle yapacaksın” diyecek kadar pazarlıkta iddialı olabilir.

***

Öyledir, ama biz de emperyalistlere kafa tutmanın haklı, başarı şansı olan tek bir türünün, vatanı işgalcilere karşı savunma hali olduğunu söyler, gerisinin yalan olduğunu iddia edersek haklı olmaz mıyız? Evet, gerçek budur, kurtuluşun tek yolu yurtseverliktir, sosyalizmdir, anahtar da paspasın altında değil, emperyalizme, sermaye düzenine karşı dik duruştadır.
Burjuvanın ulusun temsilcisi olduğu zamanlar da geçip gitti işte, sermaye ile hesaplaşmadan, ulus devlet de olunamıyor artık...

***

Öyledir, emperyalistlerle aramızdaki kim bilir ne zaman, nasıl, hangi, utanmazlıkla işlenmiş günahla, -Kore mi, NATO mu, kim bilir- göbek bağını kesmeden ne gururlu ulus devlet, ne de emperyalistlere kafa tutabilecek herhangi bir devlet olunabileceğini umarım biliyoruzdur...
Ulus devleti, yurtseverlerin sosyalist devletine dönüştüreceksek eğer, amacı kendisi olan tartışmayı bir an önce bir kenara bırakmak gerekir.
Öyledir, bırakmak gerekir, evet, derelerin nehre ulaşması, taşması için nehirlerin, evet...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları