Hayal Gerçeğin Kapısıdır

04 Mart 2018 Pazar

Son iki yazıda Türkiye İşçi Partisi örneğini vererek, iktidar blokunun sahte propagandasında önemli yer tutan “yerellik” konusuna bir başka açıdan bakmayı denemiştim. Özetle söylediğim şudur: TİP, politika yapmak için harekete geçmiş, bu alanda adımlar atabilmiş sol partiler içinde, sosyalizmin, sosyalist bir partinin gündemini ülke sorunlarından yola çıkarak kurgulamayı, pratiğini de buna göre yapmayı başarmış olan partidir.

***

Yalnız TİP’in değil, diğer sosyalist partilerin de çabası bu yönde olmuş, kiminin kısa süreli başarıları sert darbelerle önlenmiştir. Kuşkusuz hepsinden her şeye karşın bize çok şey kaldı. Bu topraklarda kök salmak istediler; halk sınıflarının gereksinimlerine programlarında yer verdiler; ama pratik eylemlerine yeterince yansıtma olanağı bulamadılar. Düzen partilerinin, devletin daha baştan sert tutumu, hayat hakkı tanımaması istenilen hedeflere ulaşılmasını önledi.
Bu kısırdöngüyü ilk kıran parti TİP’tir.

***

Bu nedenle TİP deneyi önemini hâlâ korumaktadır. Kuşkusuz koşullar, olanaklar, tehditler, tehlikeler değişti. Yine de bu tarih kesitinden, o dönemin meşruiyet sınırlarını altüst eden, kendi gücüyle siyasetin rengini, içeriğini değiştiren TİP’in her bir adımı gözden geçirilebilir, dersler çıkartılabilir, güncel politikanın gereklerini halk sınıfları açısından nasıl gündemleştirdiği, düzen partilerini bu sorunları tartışmak zorunda bırakmayı nasıl başardığını araştırabiliriz. TİP’in hızla gelişen sendikal hareket DİSK’le ilişkisi de hem sosyalist partinin işçi sınıfıyla iç içeliğinin, ilişkisinin önemini gösterdi, hem de sözünü ettiğim teoriden pratiğe uzanan yolun ete kemiğe bürünmesini sağladı.

***

Çok abartmış olmayayım; şimdi de adı ne olursa olsun TİP gibi bir parti, kapsamını dar tutmayan, sınıf temelinden, sosyalizm hedefinden de vazgeçmeyen bir programla ortaya çıkabilir; ülkenin içinde bulunduğu sıkışmışlığın çözülmesinde kilit rol oynayabilir. Buna bir tür siyasi “cephe” denilecekse denilsin, ama gerçekte bu, tartışmak için tartışmayı sona erdirecek, görüş farklılıklarını netleştirecek, bir araya gelmeyi başaran güçlerin siyasi bir programda, amaçta birleşmesi, iktidar programının somutlaşması anlamı taşıyacaktır.

***

Tehlikeli gidişe karşı yalnızca sosyalist çevrelerde değil, sosyal demokratlar içinde de ciddi çıkışlar görüyoruz. Sosyalistlerin, kapsamlı bir bildirge ile ortaya çıkan bu önemli hareketi küçümsemesi büyük bir yanılgı olur. Baştan beri kendilerini soldan, sosyalistlerden uzak tutmamış dostlarımız, Selin Sayek Böke, İlhan Cihaner ve arkadaşlarının CHP içinde başlattıkları hareket, yukarıda anlatmayı denediğim çerçevenin dışında sayılmamalıdır.

***

Kendi ifadeleriyle “evrensel sol değerlere dayalı, halkçı, kamucu, sol bir çizgi, ezen-ezilen, sömüren-sömürülen, sınıf ilişkileri üzerinden okunması gereken bir hareket” var karşımızda. Bu önemli çıkış, hem geçmişte olumlu gelişmelerin önünü anlamsız bir şekilde tıkamış sosyal demokratların vahim politik hatalar yapmasının önünde ciddi bir engel, hem de geniş bir siyasi birliğin önemli bir bileşeni olabilir.

***

Başa döneyim; TİP deneyi sosyalist bir programla ülke sorunlarını tartışarak, düzen partilerini bu zemine çekerek Türkiye’de solun kaderini değiştirdi. Şimdi yine ülke sorunlarını temel alarak siyasi bir harekette bir araya gelmek önemli bir adım olabilir. Laik, demokratik cumhuriyeti ayağa kaldıracak, ülkeyi ancak sosyalist bir programın kurtarabileceğinin bilincinde bir siyasi birliktelikten söz ediyorum.
Olmaz mı?
Neden olmasın...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları