Çizme’nin seçimi: Avrupa ya da ‘kaos’

04 Mart 2018 Pazar

ROMA - Bugün 46 milyon seçmen İtalya’da sandığa gidiyor.
Seçmenlerin üçte birinin son dakikaya kadar kararsız olduğu seçimde, “oy kullanmayanlar” ve “boş pusula” atanların, en büyük parti olmasından korkuluyor.
Beş yıl önce katıldığı ilk seçimde oyların dörtte birini alan “fenomen” “5 Yıldız Hareketi(5*)”nin bu kez, üçte bir civarında oy oranıyla parlamentoya en geniş grubu sokması bekleniyor.
Sistem karşıtı öfke ve protesto oyları üzerinde yükselen ve tamamen internette örgütlenen 5* Hareketi’nin oyları, ne ki tek başına hükümet kurmaya yetmeyecek.
Sandığın yanıtlayacağı en belli başlı soru, “müesses nizam”a karşı ezber bozan bir “anti politika” gücü olarak gelişen 5*’ın bundan böyle alacağı biçim olacak.

5 Yıldız evcilleşir mi?
5* Hareketi, kurulu düzeni tehdit eden “devrim partisi profilini” terk edip hükümet kurma arayışında bir “reform partisi” olabilecek mi? Süreçte muhalefetteki hırçınlığını üzerinden atıp evcilleşecek mi?
5*’ın evcilleşme sürecine girdiğine dair şimdiden işaretler var.
Partinin gurusu komedyen Beppe Grillo örneğin, seçmenlerin öfke patlamalarıyla özdeşleşen “Vaffanculo/….tir Git” çıkışlarının bundan böyle artık tarih olduğunu söylüyor.
Ayrıca oluşum, başka hiçbir partinin -pratikte karşılığı olmadığı için- düşünmediği sürpriz bir hamleyle, seçim arifesinde kabine listesini açıkladı.
Çoğunluğu üniversite profesörlerinden oluşan “sanal hükümet listesinde”, devrimci ateş yakacak isimler dikkat çekmiyor.
Grillo ilaveten, güdümündeki partinin liderliğine “ılımlı maske” kontenjanından, annelerin ancak yakışıklı damat adayı gözüyle bakabilecekleri 31 yaşındaki genç Luigi Di Maio’yu son dönem içinde göreve getirdi.

Brüksel’i korkutan canavar
Bunların hiçbirisi ne ki, 5*’ın bundan böyle, düzen partileri içinde yer aldığına dair bir teminat sayılmıyor. Dün “Foglio” gazetesinde yayımlanan bir başyazı örneğin, “4 Mart’ta sakınılması gereken canavar” başlığını taşıyordu.
Yazı; Di Maio liderliğinde 5*’ın, sağ ittifak içinde giderek en güçlü parti olmaya namzet gösterilen “Birlik/Lega” partisi ile beraber koalisyona gidebileceğini söylüyor ve bu durumda İtalya’nın başına gelebilecek badireleri sıralıyordu.
Sadece İtalya’daki düzen aktörlerinin değil, Brüksel’in de çok derin kâbusu olan bu olasılığın gerçekleşmesi halinde, belirebilecek senaryolar arasında taş taş üzerinde bırakmayacak bir “Avro referandumu”ndan söz ediliyor.
“Foglio”ya göre sandıkta bu itibarla iki ana tercih var: “Avrupa’ya, Avro’ya, küreselleşmeye açık olmak ve Trumpçılık, korumacılığa karşı çıkmakla; Avrupa’ya, Avro’ya, küreselleşmeye sırt çevirmek, korumacılığa yönelmek arasındaki bir seçim bu.”

İtalyan usulü koalisyon
Sandıkta seçmenin önüne fiilen aslında üç tercih konuyor: “Le Pen’in İtalya şubesi olan ırkçı, anti- Avrupacı Salvini, Berlusconinin başı çektiği sağ ittifak ki, bu ittifakın, sağın küçük partileriyle birlikte ilk güç olması bekleniyor.
Yıldızı sönen Matteo Renzi liderliğinde 2. ya da 3. olması beklenen “merkez sol ittifak”…
Bir de başta bahsettiğim, parti olarak tek başına en güçlü olan 5* Hareketi....
Basit çoğunluk ve nispi temsil karması bir cebir formülü denli karmaşık yeni bir sistemle yapılan seçimlerde sayım çok uzun sürecek. Bu nedenle sonuçlar ancak yarın belli olacak.
Yarınki tablo için de beri taraftan, “Salvini-5* kâbusu” dışında olası 3 senaryo gündeme geliyor:
1. Oyların üç siyasi blok arasında, hiçbirine üstünlük sağlamayacak şekilde dağılması. Bu durumda ufukta yeni seçim görünüyor.
2. Salvini-Berlusconi ve aşırı sağdaki parti “Fratelli d’Italia/ İtalya’nın Biraderleri”nin oluşturduğu bir sağ kesim zaferi...
3. Cumhurbaşkanı Mattarella’nın “derin tercihi” diye söz edilen olası “Renzi (PD-Partito Democratico) ve Berlusconi (Forza Italia) ittifakı”.
“İtalyan usulü geniş koalisyon” olarak da adlandırılan bu formül, “istikrar”ın garantisi sayılıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları