Hasta ruhlar ülkesi...

04 Mart 2018 Pazar

Yazılara on gün ara verdiğimde, hem kendime hem sizlere gerekçe olarak “Boynumda fıtık, omuz adalesinde yırtık” demiştim... Meğer fiziksel hastalıklar hiç kalırmış yaşamakta olduğumuz travmalar karşısında. Yazmadıysam da okumaktan geri kalmadım bu süreçte ve bir kez daha gördüm ki, benim ülkem tam bir hasta ruhlar ülkesi olmuş!
Tanrım, ne çok kin, öfke, nefret biriktirmiş insanlar içlerinde... Herkes herkesin gözünü oymaya çalışıyor... Katliam emri vermek, idam istemek, asalım keselim kararı almak... Linç tutkusu ve coşkusu... Yasaları hiçe saymak... Anayasaya karşı gelmek... Cehaleti yüceltmek... Bunların hepsi serbest!
Ama hak aramak yasak! Ölümlerin hesabını sormak yasak! Düşünce açıklamak yasak! Barış istemek, adalet istemek, hakkaniyet istemek, eşitlik istemek, özgürlük istemek yasak!
Çığlık atmadığı için, korkutulduğu için, tehdit edildiği için tecavüz, istismar kurbanı çocuklar... Haykırmadığı için, ciddiye alınmadığı için, erkek egemen sisteme tosladığı için öldürülen kadınlar... Muhalif oldukları için işlerinden, mesleklerinden koparılıp atılanlar... İddianamesiz suçlamalar, gözaltıları... Ruhlarımız nasıl hastalanmasın ki!
Ama boşuna! Belki yaşam sevincimizi bir süre gölgelerler ama yaşama sımsıkı sarılma, ayakta kalma, direnme gücümüzü yok edemezler!

Mış gibi yapa yapa
Şu çocuk istismarı ve tecavüzü konusunda bile nasıl da hükümetin tartışırmış gibi yaptığına; lafı evirip çevirip idamdan hadım etmeye getirdiğine; idamı yavaş yavaş akıllara şırınga ettiğine; derken işe zinayı da katıp, en sevdikleri konuya getirdiklerine hep birlikte tanık olduk ve oluyoruz.
Lafı evirip çevirmek, hamasi cümleler kurmak, iştahları gıdıklamak yerine, atılması geren adımları atmak akıllarına gelmedi. Tam tersine olumlu adımları bile yozlaştırıp yok ettiler.
Hani nerede kadına yönelik şiddete karşı kurulması gereken merkezler!? Nerede İstanbul Sözleşmesi’yle altına imza attığımız yükümlülükler!? Haftanın 7 günü 24 saat şiddet gören kadınlara hizmet vermesi gereken Alo 183 telefon hattı, Kadın Bakanlığı sitesine göre (şimdiki adıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı), artık aile, kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakınları ve gazilere yönelik hizmetleri içeriyor.
Mış gibi yapa yapa adım adım bir karşıdevrim gerçekleştiriliyor...
Sonuç: 2017 yılında toplumsal cinsiyet eşitsizliğinde 144 ülke arasında 131. sıradayız; her üç kadından 1’i şiddete uğruyor.

Yılmak yok mücadeleye devam
Her tür ayrımcılık bu hükümetin genlerine işlemiş. Hele cinsiyet ayrımcılığına adeta tapıyorlar! Ama elbet bu böyle gitmez. Akarsuyu ters yönde akmaya zorlayamazsınız.
Çağdaş düşünceyi belki bir süre engeller, yavaşlatır, duraklatırsınız ama hepsi o kadar. Yapılacak şey çağdaş düşünce için, toplumsal cinsiyet eşitliği için daha çok çalışmak, daha çok mücadele etmek. Ayrıca demokrasinin de olmazsa olmazıdır bu!
Sevgili okurlar, önümüzdeki hafta bu konularda çok şey okuyacaksınız. 8 Mart sadece bir gün değil, bu mücadelenin içinde olanlar için her gün!
Kendini bu mücadeleye adamışlardan, sevgili meslektaşım Duygu Asena adına PEN Türkiye her yıl bir ödül verir. Bu yıl ödülü, kadın hakları, demokrasi, laiklik, Cumhuriyet ilkeleri savunucusu, müthiş bir “çalışkan nefer” Nazan Moroğlu alıyor. Ödül törenimiz yarın Goethe Alman Kültür Merkezi’nde. Gerekçemizi şöyle belirledik:
“2018 PEN Duygu Asena Ödülü’nü, İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü, hukuk insanı ve yazar Nazan Moroğlu’na sunmaktan kıvanç ve sevinç duyuyoruz. Kadınların daha çok şiddete uğradığı, sömürtüldüğü; adaletin ve hukukun daha çok yok sayıldığı ve karşıdevrim çabalarının arttığı şu dönemde, kadın ve insan hakları için; başta laiklik, tüm Cumhuriyet ilkeleri için, yılmadan usanmadan mücadele veren, kitaplarıyla, yazılarıyla her daim toplumu aydınlatan, kadın hukuku uzmanı avukat Nazan Moroğlu’nu kutluyoruz. Bu ödül, çağdaş, evrensel değerler ve bu güçlü mücadelesinde yanında olduğumuzun bir şükran ifadesidir.”
İyi ki varsınız Nazan Moroğlu! Umutsuzluğa geçit vermediğiniz için de sonsuz teşekkürler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları