Olaylar Ve Görüşler

İRFAN O. HATİPOĞLU Mustafa Kemal Üni., Veteriner - ‘300 koyun’ meselesi

10 Mart 2018 Cumartesi

“300 koyun” projesinde Tarım Bakanlığı kendi kaynaklarından katkı koymuyor. Projeye katılacak çiftçiler bankayla buluşturulacak. Banka kredisinden yararlanmanız için öncelikle ipotek verecek kadar toprağınızın, gayrimenkulünüzün olması gerekli

 

Halkımızın yeterli ve dengeli beslenemediği, beslenmeden kaynaklanan sağlık sorunlarının “ulusal güvenliği” tehdit edecek düzeye ulaştığı sıklıkla dillendirilir. Yetersiz ve dengesiz beslenmenin simgesel öğesi de et fiyatlarının yüksekliği. Et fiyatlarının yüksekliğinden sürekli şikâyet edilir. Siyasal iktidar da fiyat artışından sorumlu gördüğü üreticiyi “terbiye” etmek için, dünyanın her yerinden et alıyor. Sürdürülebilir olmayan bu uygulamanın utancını yetiştiricilerin üzerine yıkmak ve “destekliyoruz ama üretmiyorlar” demek için de gerçekçi olmayan projeler sunar.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın açıkladığı “köye dönene 300 koyun vereceğiz, sigortasını ödeyeceğiz ve asgari ücret vereceğiz” projesi vb.

Dışa bağımlı projeler
Yap-satçı siyasal iktidar, et üretimini artırıcı önlemler yerine üreticiyi dışa bağımlı kılacak projeler geliştiriyor. Canlı hayvan, yem hammaddesi, teknolojik yatırım ve sağlık giderleri ile büyükbaş hayvan yetiştiriciliğini dışa bağımlı hale getirdi. Teşvik uygulamaları altında yetiştiriciler borçlandırıldı. Büyük beklentilerle kurulan işletmeler uygulanan dışa bağımlı tarım politikası nedeniyle giderlerini/ borçlarını ödeyemediklerinden kapandı. Binlerle ifade edilen ahırlar boş, teminat gösterilen tarım arazileri bankaların kontrolünden geçti, üretim dışı kaldı. Ülkemiz yakın dönemde et dış alımından sonra çiğ süt alımı yapar duruma getirilerek büyük pazar durumuna evrilirken, büyükbaş üreticileri topraklarında “muhacir” durumuna gelecek. Bu süreç hükümetin önerdiği projelerle koyunculukta da işletilmek isteniyor.
Tarım Bakanlığı önerdiği sürdürülebilir olmayan projelerle koyunculuğu dışa bağımlı kılma uğraşında. “Yerli ve milli” kaynaklarla üretimi yapılan koyunculuğun da büyükbaş yetiştiriciliğinde olduğu gibi dışa bağımlı kılınması, ülkemizin kırsal bölgelerinin uluslararası ‘emperyal’ kurumlara teslim edilmesinin tamamlanmasıdır. Yetiştiricilerimizin yoksullaştırılması, borçlandırılması girişimidir. Küçük ölçekli, aile işletmeciliği olarak yapılan üretimin dağıtılması, üretim kültürünün yok edilmesi anlamı taşır. Meralarımız ve bitki üretim deseni koyun yetiştiriciliğine uygundur. Çok az sayıda koyunla üretime başlasanız, kısa sürede orta büyüklükte bir sürüye sahip olunur. Bu nedenle koyun yetiştiriciliği Anadolu’da “bereketli” kabul edilir. Yapılması gereken koyun yetiştiricilerinin yaşam kalitesini yükselten, sürdürülebilir yetiştiriciliği öğreten, ürünlerini değerinde satabileceği mekanizmaların oluşturulmasıdır.

Bankalara bağımlı
Siyasal iktidarın tarım politikasıyla çiftçilerimiz borçlandırılarak bankalara teslim edildi. Toprakların bankalara geçmesi, girdilerin yüksekliği, ürünlerini değerinde satma mekanizmalarının olmaması nedeniyle tarım topraklarının dörtte biri üretim dışı kaldı. Önerilen projelerle koyuncularımız da üretim dışı bırakılmak isteniyor. Örneğin önerilen “300 koyun” projesinde Tarım Bakanlığı kendi kaynaklarından katkı koymuyor. Projeye katılacak çiftçiler bankayla buluşturulacak. Banka kredisinden yaralanmanız için öncelikle ipotek verecek kadar toprağınızın, gayrimenkulünüzün olması gerekli. Ayrıca koyunları koyacak ağılınız olmalı ya da yapmanız gerekiyor. Toprağınız ve ağılınız varsa, bankanın size sağlayacağı kredi karşılığında koyunları alıyorsunuz. Damızlık koyunların piyasa fiyatı ortalama 1500 lira olduğuna göre minimum 450 bin lira kredi yoluyla borçlanarak koyun yetiştiriciliğini başlıyorsunuz. Koyunculuk ürettiği artı değerle borcu ödeyemez. İpotek gösterilen topraklar kısa sürede bankaların kontrolüne geçecek.

Koyunlar ve doğa
Ülkemizin et gereksiniminin karşılanması ve et fiyatlarının ulaşılabilir olması için koyun yetiştiriciliği çok önemli. Hızlı çoğalırlar ve yerli kaynaklardan beslenir, ucuz et üretim kaynağıdır. Koyunculuğun yararı bununla sınırlı değil. Çok az yatırımla yapılabildiği için köyden kente/içgöçü önleyen bir uğraştır. Çobanlar doğanın koruyucusudurlar. Eğer koyun yetiştiricilerine karşı AKP hükümetinin saldırılarını önleyemezsek topraklarımıza, doğamıza sahip çıkamayız. Koyunculuğa yapılan bu sinsi saldırı, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi kadar “ulusal güvenliği” tehdit edici unsur olarak alınmalıdır.    

İRFAN O. HATİPOĞLU
Mustafa Kemal Üni., Veteriner



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları