Ayşe Yıldırım

Kılıç artığı ve demirci Kawa

22 Mart 2018 Perşembe

‘Kılıç artığı…’
Duyanın tüylerini diken diken eden bir sözdür. Çünkü ardında bir soykırım, katliam ya da en hafifiyle ‘etnik temizlik’ vardır. İnsanlar kılıçtan geçirilmiştir. Onların arasından bazıları ya kaçıp kurtulmuş ya da ‘canları bağışlanmıştır’; işte onlara ‘kılıç artığı’ der egemen zihniyet.
Sanırım bunu artık bilmeyen yoktur.
Sorsan “Haşa, bizim atalarımız soykırım yapmamıştır” derler. Ama nedense ‘kılıç artığı’ sözcüğü ağızlarından düşmez.
Nefret, ölüm ve elbette alttan alta ‘tehdit’ kokan bu ırkçı söz Ermeniler ve Aleviler için kullanılır ne yazık ki.
Karşısındakine “ataların kılıçtan geçirildi, sen hasbelkader kurtuldun, ayağını denk al” mesajını iletirler kendilerince.
O hiç kapanmayacak kılıç yarasını büyük bir zevkle tekrar tekrar kanatırlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı olarak salı günü parti grubunda yaptığı konuşmasını dinlerken önce kulaklarıma inanamadım. Sonra bir daha, bir daha dinledim.
Yok, yok dil sürçmesi filan değildi. Üst üste iki farklı cümlede kullanıyordu ‘kılıç artığı’nı Erdoğan. Grup salonunu dolduranların alkışına girmeyeceğim bile, malum ne de olsa bazen nerede alkışlayacaklarını karıştırdıkları için bizzat Erdoğan tarafından uyarılmışlıkları vardır.
Önce ‘Fırat Kalkanı’nı anlattı uzun uzun. “İlk defa belirli bir noktayı değil, 2 bin kilometrekarelik büyük bir bölgeyi sorun olarak bize sıkıntı veren bölgeyi, sorun olmaktan çıkararak bunları kontrolümüz altına aldık” dedi ve ekledi:
“Kılıç artıklarının temizlenmesi sebebiyle 7 ayı bulan operasyon bölgesinde huzurun sağlanmasının ardından kardeşlerimiz topraklarına dönmüştür.”
“Nasıl yani” demeye kalmadan devam etti. ‘Zeytin dalı harekâtı’na getirdi bu kez sözünü. “Zeytin dalı harekâtında iki ay geçmeden şehir merkezini kontrol altına almış bulunuyoruz” dedi ve yine ekledi:
“Kılıç artıklarının ve patlayıcıların temizlenmesi için operasyonlarına bir müddet daha devam edeceklerdir. ÖSO ve bizim oradaki askerlerimiz bu arama taramayı devam ettiriyorlar.”
Erdoğan da, o konuşma metnini yazanlar da bu sözün ne anlama geldiğini çok iyi biliyor olmalılar.
Kimdir sözünü ettikleri ‘kılıç artıkları?’
ÖSO militanları tarafından heykeli parçalanıp yıkılan barışın, özgürlüğün, umudun, baharın yani Newroz’un simgesi, mitolojik kahraman demirci Kawa’ya inanan Kürt halkı mıdır?
Ölüm, kan ve acıyla yoğrulmuş coğrafyada yine terk etmek zorunda kaldıkları evleri, işyerleri ÖSO militanlarınca yağmalanan Kürt halkı bu sözü nasıl algılar sizce?
Herhalde AKP Genel Başkanı ve onun metin yazarları bir türlü ulaşamadıkları yüzde 50+1’lik oy oranını yakalayabilmek için milliyetçi kesime kendilerince bir selam daha çakmaya çalıştılar.
Kendilerinden görmedikleri ‘diğerleri’ni nasıl yaraladıkları, kırdıkları, dışladıkları umurlarında değil zaten.
“Öyle bir seçim sistemi yarattık ki sizin oyunuza ihtiyacımız yok” havasında geziniyorlar.
Ama unutmasınlar ki AKP’ye oy ve gönül vermiş ‘ötekiler’ de, bu kutuplaşmadan, şiddet ve baskı ortamından yılmış insanlar da mesajı alacaktır.
Mesela Abdülkadir Selvi ne düşünmüştür o konuşmayı dinlediğinde?
Hatırlarsınız, tam bir yıl önce Saray ittifakının ikinci ortağı MHP’nin genel başkanı kendisine ‘kılıç artığı’ deyivermişti.
Aslında Selvi’nin söylediklerine kızmıştı Bahçeli ama onu Alevi kimliğiyle ‘vurmak’ istemişti.
Bahçeli’ye bile yanıt veremeyen Selvi’den Erdoğan’a yanıt vermesini beklemek saflık mı olur?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları