Sahnede... Ve her yerde...

05 Nisan 2018 Perşembe

Sahnedeyiz. Üç beş değil, yüz kadınız. “Yüz kadın / Yüz Replik” diye konmuştu etkinliğin adı. Gelin görün, sahnedeki her kadın, içinde binlerce kadını barındırıyordu.
Sahnedeyiz. Kenter Tiyatrosu’nun sahnesindeyiz. Tiyatronun bilinen kahramanları ya da hiç bilinmeyen, perde gerisindekileriz. Genciz, yaşlıyız, çocuğuz, yetişkiniz. Sahneye adımını yeni atanlarız, sahnede hiç ama hiç eskimeyenleriz. Yüz değil binlerceyiz...
Dilimizde nice oyun yazarının sözü; bilincimizde binlerce yılın bilgeliği var... Ellerimizde ve bedenimizde yeryüzünün tüm yaratıcılığı... Yüreğimizde kimsenin yok edemeyeceği kendimize güven var...
Sahnedeyiz ve her yerdeyiz. Ne tiyatro sahnesinden, ne de yaşamın her alanındaki sahneden kimse bizi kovamaz.
Kovamaz, çünkü hiçbir yere gitmiyoruz. Varız. Buradayız. Kalıyoruz. Ve her daim kalacağız. Şimdi ve her zaman!
Bizi sahnelerden, alanlardan kovmaya kalkanları biz kovarız. Yasaklar, baskılar, tehditler bizi korkutamaz. Biz toplumun yarısıyız.
Biz, Cumhuriyete, devrimlere, Atatürk ilkelerine inananlarız. Gücümüzü bu inançtan ve ulu öndere sevgimizden alırız. Karanlığı değil aydınlığı; gericiliği değil, ilericiliği; bağnazlığı, hurafeleri değil, bilimi ve akıl yolunu seçenleriz. Tüm engellere karşın hak, hukuk ve adaleti savunan, vicdanlarda hakkaniyeti arayanlarız.
Biz kazanılmış haklardan vazgeçmeyenleriz. O nedenle karşı devrim çabalarını geri püskürtmeye azimliyiz.
Biz çatlamayız, patlamayız. Siz yıkarsınız. Biz yeniden yeniden yaparız... Tıpkı küllerimizden yeniden yeniden doğmayı bildiğimiz gibi...
Sahnedeyiz ve her yerdeyiz!
Kenter Tiyatrosu’nun sahnesindeki repliklerden biri şöyleydi:
İnsanlar, bugünle başa çıkamadıkları zaman, iki şeyden birini yaparlar... Ya geçmişi düşünüp dururlar, ya da geleceği değiştirmeye karar verirler.” (Edward Albee, Kim Korkar Virginia Woolf’tan)
Biz hem geçmişi düşünür, geçmişten ders alırız, hem de geleceği değiştirmek için kolları sıvarız.
Sahnedeyiz ve her yerdeyiz. Yaşamın hiçbir sahnesinden de çekilmeye; devrim ilkelerinden dönmeye de asla razı değiliz. Bu çabanız boşuna. Bu böyle biline!

***

Sevgili Okurlar, Kenter Tiyatrosu’ndaki olay görülecek bir şeydi. Sahnedekiler kadar salondakiler de... ( Ayrıntıları 3 Nisan’da gazetemizde okudunuz. Tüm repliklerimizi Bianet’te okuyabilirsiniz.) Başı çeken Tilbe Saran, metni hazırlayan Eda Çatalçam, coşkuyu tetikleyen Gülriz Sururi, katılan kadın erkek tüm tiyatroculara; Kenter Tiyatrosu’nda bize güç veren Afife Jale’lerden Yıldız Kenter’lere ve daha nicelerine; sahnedekilere beden dilini veren Kübra Balcan ve Timuçin Gürer’e; repliklerini ödünç aldığımız Haldun Taner’den Memet Baydur’a tüm yazarlara teşekkürü borç biliyorum!

Sahnede Genco, Fazıl, Serenad
Tarih: Mart 28. Yer: TİM (Türker İnanoğlu Maslak Sahnesi).
İki bin kişilik salon tıka basa dolu. Sahnede üçü: Fazıl Say, Genco Erkal, Serenad Bağcan...
Sahnede Ömer Hayyam, Muhyiddin Abdal, Nâzım Hikmet, Cemal Süreya, Turgut Uyar, Can Yücel ve Metin Altıok...
Sahnede yaratıcılık, umut ve memleketim. Memleketimin aydınlık yüzü.
Fazıl Say piyanosuyla bütünleşirken, “Kara Toprak” olsun, tüm o besteler olsun yaratıcılığın sonsuzluğunu, bu ülkeyi severek, taşını toprağını, yazarını şairini severek yeniden yaratmanın muhteşemliğini seriyor önüme...
Serenad, akar su gibi temiz, gün gibi aydın sesiyle şarkıları; Genco, artık her zerresine sinmiş ustalığıyla şiirleri yorumlarken; biz ölümlü izleyicilere tek şey kalıyordu:
İyi ki buradayım, iyi ki yaşıyorum; bana bu nimetleri sunan, bu sanatçıları sunan ülkeden asla, asla umut kesilmez duygusu...
Gecenin bir de “bonus”u vardı. O akşam Genco Erkal’ın yaş günüymüş. Konser sonunda sahneye gelen pasta, mumları üfleme ve 2000 kişilik bir yaşgünü partisi! Daha nice 80 yıllara diyorum ustaya!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları