Meriç Velidedeoğlu

Kanalizasyon çukuru

13 Nisan 2018 Cuma

Bugün, “TC Devleti”nin başında bulunan R.T. Erdoğan, iktidar partisi “AKP”nin Genel Başkanı da olduğundan, partisinin il kongrelerinde konuşmalar yapıyor.
İlkin, içeriye giremeyip binanın önünde toplanan yoğun kalabalığa sesleniyor, ardından da içeridekilere; böylece, bir kongre için iki konuşma...
Günde üç kongre olunca, altı konuşma; kimi gün dört kongreye de katılıyor, sekiz konuşma...
İnsan “acaba” diyor bu yoğunluktan mı bu konuşmaların temel konusunu oluşturan ana muhalefet partisi CHP’ye ve Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na yaptığı eleştirilerin, verdiği yanıtların dili yer yer inanılmaz kertede düşük düzeyde, şaşılacak bir bağlamda...
Cumhurbaşkanı” olmak bir kenara, böyle bir dile getiriliş, toplum karşısında konuşan hiçbir insana yakışmadığı gibi, kimsenin hakkı da olmamalı...
Ne yazık ki, Erdoğan bu tutumunu sürdürüyor; geçen hafta sonu Aydın’da yaptığı konuşmada, ana muhalefet partisi (CHP) Başkanı için? “Bu zat söylediği sözlerle kanalizasyon çukurunda debeleniyor!” dedi...
Toplantıyı canlı yayında veren bir TV kanalını izlerken duydum; öylece kalıverdim (7.4.2018)
Dikkatinizi çekmek isterim, “kanalizasyon” değil, “kanalizasyon çukuru” diyor, açıkça “b.. çukuru”...
Ve değerli dostlar, Erdoğan bir de sık sık haykırır durur: “Yaradılanı severiz, yaradan ötürü!” diyerek...
Ve yine değerli dostlar, çokça kullandığımız bir deyiş vardır, “mezarında ters dönmek!”.
Yüce “Yunus Emre”nin, hiçbir ayrım yapmadan, gözetmeden bütün insanları kucaklayan o ünlü dizesi, Erdoğan’ın diline her düştüğünde, insan ister istemez anımsıyor bu deyimi...
Ayrıca, bir-iki gün süreyle bu yaşananlar bile, ülkemizin ne denli bir “kıht-ı richâl” içinde olduğunu bir kez daha apaçık ortaya koydu.
Cumhuriyet’te elli yıl süreyle yazan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun, “10 Ekim 1989”daki yazısının başlığı “Kıht-ı Ricâl”di. Şöyle başlar: “Arapça ‘kıht’, ‘kıtlık’ demektir. Rical’in tam karşılığı ise ‘erkekler’dir. Bu iki sözcük bir tamlama ile birleşince, ‘kıht-ı ricâl’ olur ki, Osmanlıcada ‘devlet adamı kıtlığı’ anlamına gelir.”
Bu açıklamasının ardından da, “devlet adamı” kimliğinin temel özelliklerini belirtir: “...kendi toplumunun siyasal ve ekonomik yapısını, geçmişini ve bir ölçüde geleceğini bilen, gören, sezen ve bunun yanı sıra yabancı ülkelerin konumlarını, kendi ülkesi karşısındaki tutumlarını çok iyi tartıp değerlendiren, ayrıca geniş bir genel kültürü olan, bir yabancı dil bilen politikacı demektir” diye belirtir, ardından şunu da ekler: “Bu koşullar, bizim gibi yok olmanın sınırından dönmüş toplumlar için, onsuz olmaz kesin nitelik taşır” der.
Değerli dostlar, Velidedeoğlu’nun bu yazısından, “19 yıl” sonra, “10 Ekim 2008”de yazdığım bir yazıda, bu konuya şöyle değinmiştim: “Velidedeoğlu’nun yine bir ‘Kıht-ı Ricâl’ yazısı yazma olanağı olsaydı, belirttiği bu ‘devlet adamı’ niteliklerine, pek çok ekleme yapması gerekirdi” dedikten sonra, şu örnekleri vermiştim:
Başta DNA’larında, “rüşvet”, “yolsuzluk”, “işbirlikçi” gibi “kod”ların bulunmaması l Oğullarını, yakınlarını “kayırmaması” l “Takıyye”ye başvurmaması lLaik Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine, ilkelerine, “gerçek”ten bağlı olması l Topluma “külhani” bir dille seslenmemesi lToplumu, “biz ve ötekiler” ya da “Müslümanlar ve laikler” diye bölmemesi lŞehitlerimizi, “kelle” olarak görüp, “terör”ü “ciddiye almama” aymazlığına (gafletine) düşmemesi l Herhangi bir “dava”nın “savcı”sı olmaya kalkışmaması...” bunlardan birkaçı.
Bu “liste”, günümüze yaklaştıkça kabarmakta; çünkü bu tür olumsuzlukların sayısı artmakta, inanılmaz kertede “çeşitlenmektedir!”
Ne ki, bu çeşitlenmeleri yaratanların -çoğu kez-ülke yönetiminde, en tepeye ulaşanlar olması hem ilgi çekici hem de düşündürücüdür... “Deniz Feneri” ve “Rıza Sarraf” yolsuzlukları en taze örnekler... Peki, öteki ülkeler bu bağlamda, “ak-pak” mı?
Değil kuşkusuz; ne ki, böyle bir olayın peşini ülkenin “bağımsız” yargısı bırakmıyor; bunun için en taze örnek de, Fransa’dan; “Sarkozy”, yolsuzluk suçuyla yargılanıyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Erasmus 19 Mart 2021
‘12 Mart 1921’ 12 Mart 2021
‘Manifesto!’ 5 Mart 2021

Günün Köşe Yazıları