Ahmet İnsel

Trump’ın kuyruğundaki Macron

15 Nisan 2018 Pazar

Fransa’nın, ABD ve Birleşik Krallık’la birlikte, Suriye’de bazı hedefleri bombalaması siyasal alanda ilginç bir yarılma yarattı. Dışişleri Bakanı Le Drian’ın hedefe ulaşıldığını, Suriye’nin kimyasal silah kapasitesinin önemli bir kısmının imha edildiğini iddia etmesinin ardından, Fransa’nın bu müdahaleye katılmasına karşı hem sağdan hem soldan eleştiriler gelmekte gecikmedi.
Le Drian, Beşşar Esad ve müttefiklerinin bu müdahaleyi dikkate almalarını tavsiye edip kırmızı çizgi yeniden aşılırsa yeniden müdahale edileceğini belirtirken, ana muhalefet konumundaki sağcı Cumhuriyetçiler partisinin Senato grup başkanı, “Savaşa savaş katmak hiçbir zaman barışı getirmemiştir” diyordu. Bu müdahalenin terörizmi besleme riski taşıdığını, Batı’nın Arap dünyasına düşman olduğu fikrini besleyeceğini ilave etti.
Sol popülist Baş Eğmeyen Fransa hareketinin lideri Melenchon’un, aşırı sağın lideri Le Pen’in ve Cumhuriyetçilerin ortak görüşü, Fransa’nın B.M. yetkisi olmadan askeri müdahalede bulunmasının büyük bir hata olduğuydu. Melenchon, “BM yetkisi yok, delil yok, AB kararı yok ve Fransız parlamentosunun kararı yok. Bu ABD’nin öç alma macerasıdır” derken Le Pen, “Irak ve Libya’da yapılan hataların tekrarlandığını, Fransa’nın bağımsız güç olma fırsatını kaçırdığını” belirtti. Muhalefet cephesinde dün Blair’in Bush’un kuyruğuna takıldığı gibi, bugün Macron’un Trump’ın peşinden gittiği sık dile getiriliyor.
Bazı gözlemciler, hükümetin ilk kez ne BM yetkisi ve kararı ne de ilgili devletin daveti olmadan böyle bir askeri harekâta dahil olmasını, demiryolu ve havayolu çalışanları, öğrenciler ve başka birkaç alanda toplumsal hareketlerin ve direnişlerin canlanması karşısında, bir sis bulutu oluşturmak olarak yorumluyor.
Ne var ki Fransa’nın uçaklardan ve savaş gemisinden Humus’taki bir tesise 12 füze yolladığı bildirilen bu harekâtı yalnız Macron’un partisi desteklemiyor. Macron’un selefi Hollande müdahalenin haklı gerekçeleri olduğunu ama bunun Moskova ve Tahran üzerinde siyasal ve diplomatik baskıyla sürdürülmesi gerektiğini belirtirken Sosyalist Partisi’nin yeni lideri Faure, “Bir tepki gösterilmesi lazımdı, ulusların sessizliğinin cezasız suç işleme içtihadı oluşmasına yol açtığını” söyledi. Macron’un müttefiki merkez sağ partinin sözcüsü de Fransa’nın “bu barbarlığa karşı kör ve dilsiz kalamayacağını, müdahalenin gerekli olduğunu ve Suriye halkının kurtuluşuna yarayacağını” iddia etmekten geri kalmadı.
Anayasaya göre hükümet, yurtdışı askeri operasyonla ilgili parlamentoya en geç üç gün içinde bilgi vermek zorunda. Pazartesi veya salı günü parlamentoda bu konuda, oylama olmadan, bir görüşme yapılacak. Karşılıklı tavırlar daha etraflı dile getirilecek. İlk kamuoyu yoklamalarının sonuçları gelmeye başlayacak. Bugün Macron’un, daha önce planlanmış, canlı yayımlanacak bir söyleşisi var. Belki bu söyleşide, “Ancak yurtdışı bir askeri operasyon düzenleyerek gerçekten başkan olunur” sözüne uyarak mı Suriye’ye füze yollamaya yeşil ışık yaktığı aydınlığa kavuşacak.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir otokrat prototipi 1 Eylül 2018
Kayırma ekonomisinin bedeli 28 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları