Savaş, baskı/hapis ve yoksulluk

17 Nisan 2018 Salı

Yukardaki başlık, Erdoğan/ AKP iktidarının 16 yıl sonunda ülkeyi nereye getirdiğinin ve gelecek için neler vaat edebileceğinin bir özetidir:
1) Yanlış dış politikalar sonunda başlatılan, Ortadoğu bataklığında gittikçe büyümek eğilimi gösteren, bir iç politika aracı olarak da kullanıldığı izlenimi veren, sıcak bir savaş...
2) Gittikçe artan baskılar sonunda, sosyal medya dahil olmak üzere, çeşitli alanlarda muhalefet yapanların, “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte destek, yardım ve yataklık...” gibi suçlamalarla hapse mahkûm edilmeleri...
3) Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan, üretimi geliştirmek yerine toprak yağmasına ve inşaata dayanan ekonomik politikalar sonunda, ekonominin daralması, Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, enflasyonun yükselmesi ve servet dağılımının gittikçe adaletsizleşmesi dolayısıyla, geçim sıkıntısının yaygınlaşması...
Sadece bugünü belirleyen sorunlar değil, yarını da biçimlendirecek olan eğilimler olarak görünmektedir.

***

Bütün bu sorunlar, birdenbire ortaya çıkmamıştır:
Bunlar, Erdoğan/AKP iktidarının 16 yıl boyunca izlediği toplumsal, ekonomik, kültürel, hukuksal ve siyasal politikaların kaçınılmaz sonuçlarıdır.
Bu sonuçları doğurmuş olan iktidar, topluma artık, savaş, baskı/hapis ve yoksulluktan başta bir vaatte bulunamadığı için taban yitirmekte, taban yitirdikçe kutuplaştırma politikalarından medet ummakta, kutuplaşmayı artırdıkça da iyice erimektedir.
Hiç kuşkusuz bu erimeyi kendisi de görmekte, bu nedenle de, koalisyonlara karşı olduğunu defalarca belirtmiş olmasına karşın (her konuda sergilediği tutarsızlıkla) içi gittikçe İYİ Parti tarafından boşaltılan MHP ile ittifak aramaktadır.
Erdoğan/AKP-Bahçeli/MHP ittifakının bu olumsuz sonuçlara karşı önerebildiği tek çare ise, ancak ucube bir Tek Adam Rejimi olabilmiştir.
Ama “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” dedikleri bu ucube rejimin, zaten uzun zamandır Tek Adam Sistemiyle yönetilen ülkedeki mevcut sorunları çözmek yerine, daha da derinleştirdiği derhal görülmüştür.

***

Geniş halk kitleleri, mevcut siyasal, ekonomik, kültürel ve toplumsal krizi, sıkı sıkıya Hukuk Devleti’ne ve Laik, Demokratik Rejime sarılarak aşabileceklerdir.
Dolayısıyla çözüm, Hukuk Devleti çerçevesinde, Demokratik kural ve kurumlara, en başta da sandıklara sahip çıkmakla oluşturulacaktır:
YAŞASIN HUKUK DEVLETİ...
DİREN DEMOKRATİK CUMHURİ- YET!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları